ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Tunceli-Erzincan karayolunda heyelan
Tunceli-Erzincan karayolunda heyelan
Uyuşturucu operasyonunda 11 tutuklama
Uyuşturucu operasyonunda 11 tutuklama
KADES sayesinde şiddetten kurtuldular
KADES sayesinde şiddetten kurtuldular
 Bingöl yolunda drone destekli trafik denetimleri sürüyor
 Bingöl yolunda drone destekli trafik denetimleri sürüyor
Şok uygulamalarda çok sayıda silah ele geçirildi
Şok uygulamalarda çok sayıda silah ele geçirildi
HABERLER>TÜRKİYE
8 Mart 2015 Pazar - 04:54

‘Yeni Anayasa bizim millete sözümüzdür’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Başkanlık sistemi demek yeni anayasa demek. Yeni anayasa bizim millete sözümüzdür. Meclisteki şartlar bunun gerçekleşmesine izin vermedi. Yeni meclis bu anayasayı yapama sürecine nail olsun. “dedi

‘Yeni Anayasa bizim millete sözümüzdür’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin, konuşmasından, sözlerinden rahatsız olduğunu belirterek, " O halde doğru yoldayız" dedi.
Toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, Gaziantepliler'e seslenerek, "Muhacirlere sahip çıkarak siz gönüllerde taht kurdunuz. Türkiye’de bazı siyasiler utanmadan bir katili Esed’i ziyaret edebiliyorsa, ülkemizde hala nelerin olduğunu iyi düşünmemiz lazım. Kimlerin olduğunu düşünmemiz lazım. Zulme rıza zulümdür. Zalimlerin yanında yer alanlar da zalimdir. Bir gün şartlar değişecek. Bağrınıza bastığınız o kardeşler Suriye’de size sevgilerini gönderecekler, bizi yalnız koymadılar diyecekler" dedi.
Konuşmasında, muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Muhalefet çıkmış Cumhurbaşkanının meydanlarda ne işi var diyorlar. Bunlar Çankaya’da oturup imza atan Cumhurbaşkanlarına alışmışlar, öyle devam etsin istiyorlar. Kusura bakmasınlar, Sayın Gül’ü tenzih ederim, 'Biz yan gelip yatan bir cumhurbaşkanı olmayacağız' dedik. Bizi bu makama millet gönderdi. 'Dünya kazan biz kepçe olacağız' dedik ve böyle yürüyoruz. Böyle konuşmamızdan rahatsız oluyorlar. Eğer bu muhalefet benim sözlerimden rahatsız oluyorsa doğru yoldayız demektir. Onların alkışladığı gün benim kendimi kontrol etmem lazım, bir yanlışlık var demektir. Davet edersiniz davete gelmezler, milletimin makamına gelmezler. Milletin evini kaçak saray diye tanımlamaya kalkarlar. Onlar öyle tanımlaya dursun. Cumhurbaşkanlığı Sarayını milletin evi olarak tanımladık. Bir iki sene sonra artık orası Cumhurbaşkanlığı sarayı değil Cumhurbaşkanlığı külliyesi olarak hizmet verecek. Orada Cumhurbaşkanılğı makamı onun yanında kongre merkezi, büyük bir cami, çok amaçlı toplantı salonu sergi salonlarıyla beraber. Türkiye'nin en büyük kütüphanesini kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı kütüphanesi. 24 saat halkımıza buralar açık olacak. Niye çünkü buralar milletin evi ve Cumhurbaşkanlığı külliyesi. Bizi siz zaten bununla görevlendirdiniz" dedi.
YANIMIZDA SİZ VARDINIZ
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ne zaman önümüz kesilmek istendiyse yanımızda siz vardınız. Kardeşlerim ne zaman bize haksızlık yapıldıysa yanımızda siz vardınız. Onca badireye, oyuna rağmen hamdolsun bu yolculuk devam etti. Bugün burada dimdik ayaktaysak sözlerin sayesindedir. Milletin sayesindedir. Toplu açılış ve temel atma töreni vesilesiyle sizle birlikteysek bu birbirimize olan muhabbetimizdendir".
TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR
Türkiye'nin çok önemli bir dönemden geçtiğinin altını çizen Erdoğan, "Suriye'de kendi halkına zulmeden bir zalim, yüz binlerce insanın ölümü, milyonlarca insanın perişanlığı pahasına koltuğunda oturmaya devam ediyor. Irak'ta etnik hırslar, IŞİD tehdidi. Karadeniz'in üst tarafından başka kavgalar var. Biz kendi çevremizde böyle bir tabloyu asla istemedik istemiyoruz. Tarihi, kültürel, sosyal olarak çok güçlü bağlarımız olan ülkelerle kardeşlerimizle güven içinde bir gelecek arzu ediyoruz. Komşularımız bu haldeyken bize rahat içinde yaşamak yakışmaz. Elimizi uzatmak zorundayız. Gerekirse ekmeğimizi paylaşacağız. Kardeşlerimizin dostlarımızın yanında olacağız. Bu ateşin içine çekmek isteyenlere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hiç bir kardeşimizi de bu ateşin içerisine terkedemeyiz. Her ikisini birada yapabildiğimiz için büyük devletiz. Batılı ülkelerde bölgedeki savaşlardan huzursuzluklardan kaçan mültecileri deniz ortasında ölüme terkediyorlar. Biz bugüne kadar ölümden kaçan, perişanlıktan kaçan hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Avrupa'nın tamamında 200 bin, biz de 2 milyon mülteci var. 10 katı. Hani bunlar çok zengindi, çok paraları vardı. Mesele ne biliyor musunuz insanlık insanlık. Biz 2 milyona hizmete devam ediyoruz. Daha yeni Suruç'ta büyük bir kamp açtık. Bu kardeşlerimiz için. Bunlar Kürt demedik, Araptır demedik. Gönlümüzü açtık. Bundan sonra gelenlere kapımızı yine asla kapamayacağız. Bunu daha çok paramız olduğu için değil; vicdanımız, tarihimiz, inancımız gerektirdiği için yaptık. Bugün kucak açtığımız tüm kardeşlerimiz Çanakkale’de bizimle birlikteydi. Kurtuluş Savaşı’na varının yoğunu satarak katkıda bulunan yine onlardı. Bu insanlar asla el değil, öteki değil, asla yabancı değil, Bu insanlar biziz biz. Biz neysek onlar da o. Mesel sayı değildir. Mesele irfana sahip olmaktır" dedi.
DEMOKRATİK AÇILIM
Gaziantep'in kendi tarihine kendi medeniyetine sahip çıkma konusunda daima örnek olduğunu belirten Erdoğan, "Bugün de örnek olacaktır. Çevremizde bu olaylar olurken ülkemizde de çok ciddi bir meselemizi ciddi bir sıkıntımızı çözme yolunda önemli bir mesafe kat ettik. Demokratik açılım diye başlattık. Son olarak da çözüm süreci adıyla nihai aşamasına getirdik. Önemli bir dönüm noktasına ulaştık. Sadece milletimiz için milletimizin kardeşliği, geleceği için bu süreci başlattık. Sabırla bugüne kadar büyüttük. 6-7 Ekim'de vatandaşı sokağa döktüler, vatandaşımızın dükkanlarını, araçlarını yaktılar. Kamunun araçlarını yaktılar. Belediyenin araçlarıyla kanallar açtılar, tahrik ettiler, tahkir ettiler. İnanın bütün bunlara hep sabrettik. Bunu da atlatacağız dedik. Bunlara farklı muamele de yapılabilirdi ama yapmadık. Bizim derdimiz bu ülkede huzuru refahı getirmek. Bunu başarabilmekti. Biz yeri geldik kan kustuk kızılcık şerbeti içtik. Yola böyle devam ettik. Boğazımıza düğümlenenleri yuttuk. Kanın sel olup aktığı meseleyi demokrasi içinde çözme imkanı yakalamıştık. Bütün insanımız bize inandı bizi desteklerdi. Süreç bugüne kadar sağ salim geldiyse sağduyusunu vakarını irfanını kaybetmeyen milletimize aittir. Sürecin yeni bir aşamasına geldik. Gaziantep bu noktada dik durdu. Oyunlara gelmedi. Gaziantep oyun bozdu. Biz yine sabrediyoruz. Bekliyoruz takip ediyoruz. Bugüne kadar onlara rağmen bu süreç ilerlediyse onlara rağmen nihai hedefine ulaşacağına inanıyorum. Onlara kalsa Türkiye kanın, gözyaşının hakim olduğu yere dönüşecekti. Milletim buna izin vermedi. Yine milletimiz bölge halkı meseleye sahip çıkacak gereğinin yapılması sağlayacaktır. Annelere büyük görev düşüyor. Bunun için babalara büyük görev düşüyor. Kardeşlere abilere, ablalara büyük görev düşüyor. Bugüne kadar canı yanan onlar oldu. Bundan sonra bu can yanmasın. Gençlerimize büyük görevler düşüyor. Çünkü onların hayalleri var" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Gaziantep'in çözüm sürecinin bir modeli olduğunu kaydeden Erdoğan, "Çözüm süreci derken istediğimiz bölgedeki insanımızın tüm çeşitliğiyle Gaziantep'te olduğu gibi yanyana barış içinde huzur içinde yaşamasını sağlamaktır. 'Bu işin sonu ne olacak' diyenler varsa gelsinler Gaziantep’i görsünler. Bu süreçte milletimizi sevdiğimiz için ısrarlıyız. Kimsenin kimseye bir şey verdiği yok. 78 milyon insanımız her birine hangi hakkı veriyorsak bölge insanımıza da aynı şeyleri veriyoruz. Ne bir eksik ne bir fazla.. Gaziantep sağlam durursa bu meselenin çözümü iki kat kolaylaşır" diye konuştu.
Türkiye'nin her alanda hızlanmaya ihtiyacı olduğunu kaydeden Erdoğan, "Dünya değişiyor, Türkiye de onunla birlikte değişiyor. Bizi düşen Türkiye’yi daha ileriye götürmektir. Artık bu beden bu gömleği sığmıyor. Hızlı karar alacak. Hızlı uygulayacak, hızlı netice alacaksınız. Mevcut sistem buna imkan vermiyor. Ne yapmak lazım. İhtiyacımıza uygun yeni bir yönetim sistemini tartışmamız lazım. Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak olan sistem başkanlık sistemidir. Bunu anayasa hazırlıklarında biz o komisyona sunduk. Bu sistem hem bizim geleneklerimize uygundur, hem günümüz şartlarına uygundur. Davul sizin boynunuzda sorumluluk sizin üzerinizde tokmak başkasının elinde. 1960 anayasasıyla böyle bir sistem kurulmuş. 1980 anayasasıyla iyice yerleştirilmiş. Sistemin ruhundaki çarpıklığı düzeltemiyorsunuz. Bununla bir yere varamıyorsunuz. Adeta yamalı bohça bir yere varamıyorsunuz. Meclis’te milletvekili oranımız yüzde 60 olduğu halde kurulan komisyonda yüzde 25 ile temsil edildik. Komisyon samimi çalışmayınca netice çıkmadı. Anayasada bir çok değişiklik yaptık. Bir çok kurumun yapısını değiştirdik olmuyor. Başkanlık sistemi demek yeni anayasa demek. Yeni anayasa bizim millete sözümüzdür. Meclisteki şartlar bunun gerçekleşmesine izin vermedi. Yeni meclis bu anayasayı yapama sürecine nail olsun. Muhalefet yasa çıkarmak için yok, yasaların çıkmaması için var. Kefenin cebi olmadığı başkanlık sistemini alıp öteki tarafa götüreceğimiz de yok. Aslında bu konuda geç bile kalındı. Bugüne kadar Türkeş’ten Erbakan Hocaya, Özal’dan Demirel’e pek çok lider başkanlık sistemi hayallerini dile getirmiştir. Bu meseleyi bugüne kadar geciktirenler ülkemize ve milletimize karşı vebal içindeler. Kendi oylarıyla Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanını seçen bu millet inanıyorum ki bu ülkenin ilk başkanını da seçme iradesini gösterecektir" dedi.
Erdoğan, "Yarın kadınlar günü. Yarın kadına şiddete karşı koymanın önemli bir sıçrama günü. İnşallah bu mücadeleyi de birlikte sürdüreceğiz. Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Bu mücadeleyi tarih boyunca kadınlar verdi şimdi birlikte vereceğiz. Veda Hutbesinde Peygamberimiz kadından Allah’ın bir emanetin olarak bahsediliyor. İki kadın makamların en üstünde. Bak erkek, baba makamların en yükseğinde değil. Cennet annenin ayaklarının altında, babanın değil" dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, GAZİANTEP'TE STK TEMSİLCİLERİYLE BULUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbelerin ekonomik krizlerle geldiğini belirterek, dolardaki yükselişin sebebinin, dolar zengini üretmenin çabası olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep'te kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle biraraya geldi.
Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini selamlayarak, şahsına gösterdikleri teveccüh ve destek için teşekkür etti. Erdoğan, toplu açılış ve temel atma töreni vesilesiyle tüm Gaziantepli kardeşleriyle bir arada olduklarını belirterek, "Eski parayla 4 katrilyon 250 trilyonluk yatırımların resmi açılışını gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanı adayı olduğumuzda söz vermiştik. Oturan evrak imzalayan Cumhurbaşkanı olmayacağım. Milletimin layık gördüğü her oyun hakkını vermek, en başta görevimdir şimdi de bu sözümü yerine getiriyorum. Her fırsatta illerimizi ziyaret ediyor, toplu açılış törenleriyle milletimizle kucaklaşıyorum. Bu törenlerle halkımızla bir arada oluyoruz. Sadece ülkemiz değil uluslararası platformda da uluslararası camiayla bir arada oluyorum. En son Suudi Arabistan ziyaretle bu işi çok daha farklı bir noktaya getirdik. Sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle, kanaat önderleriyle, işadamları, bilim adamlarıyla hasret gideriyor, konuşuyoruz. Sıkıntıları dinlemeyi icraatları takip etmeyi sürdüreceğiz. Allah azmimizi kararlılığımızı daim eylesin" dedi.
SİVİL TOPLUM
Sivil toplumun, demokrasi, çok seslilik, çoğulculuk olduğunu belirten Erdoğan, "Aslında siyasi partiler, sivil toplum kuruluşlarının çok daha farklı teşkilatlanmış yapısıdır. Kendisini ifade etmek, fikirlerini duyurmak isteyen herkes rahatlıkla bir sivil toplum kuruluşu kurabilir. Bir derneğe, vakfa üye olabilir. Herhangi bir siyasi partide üye olarak faaliyette bulunabilir. Türkiye bugün sivil toplum kuruluşları bakımından tarihinin en zengin dönemini yaşıyor" dedi.
Parti kapatma iddialarıyla ilgili Erdoğan, "Bir iki parti veya üç parti kendilerinin kapatılmasına yönelik operasyonların olduğundan bahsediyor. Ayıptır. Genel Başkan olduğum dönemde parlamentoda siyasi partilerin kapatılmamasına yönelik anayasa değişikliği yapmak istediğimizde bazıları Meclisi terketti. Bizim içimizden bazıları da ihanet etti. Meclisi terkedip gittiler. O maddeyi geçiremedik. O madde o gün geçmiş olsaydı böyle bir kargaşa olmayacaktı. Bu ifadeyi kullananlar buyursunlar parlamentoda bütün siyasi partiler ortada hemen gelin 3-5 maddelik bir şey siyasi partilerin kapatılmasını ortadan kaldıracak düzenlemeyi yapın bu işi bitirin. İktidar partisi buna karşı çıkmayacaktır. Ama mesele o değil. Burada yine alavere dalavere. Artık bu işlere karnımız tok. Dürüst olmak lazım. Eğer siyasette dürüst değilseniz her zaman kaybetmeye mahkumsunuz. İktidar partisi kapatılmaya karşıdır. Çünkü bunun bedelini ödedik. O partinin ben genel başkanıydım. Birileri ne şekilde propaganda yaparsa yapsın Türkiye tarihinin en özgürlükçü döneminin keyfini çıkarıyor. Medyada, siyasi mecralarda herkes dilediği görüşü rahatlıkla savunabiliyor. Burada ölçü ne, anayasa ve yasalara uygun şekilde yürüteceksiniz. Kimsenin hakkına hukukuna inancına hakaret ve tacizde bulunmayacaksın. Bu şekilde faaliyet gösterdiği halde herhangi bir baskıya maruz kalan birey kurum kuruluş var mı? Varsa hakkını herkesten önce ben savunacağım velev ki bana karşı olsun bana muhalefet ediyor olsun. Cumhurbaşkanına hakaret ediyorsun, Başbakana hakaret ediyorsun daha ne olacak git batıda yap bakmalım" dedi.
Erdoğan, "Özgürlük adına demokrasi adına taşla sopayla teşebbüs edenler çıkmışlar özgürlükten bahsediyorlar. TBMM’de maske takıyorlar sonra özgürlükten bahsediyorlar. Molotofa özgürlük diye sokakta dolaşanlardan demokrasi olabilir mi? Bıçak doktorun elinde neşter olur hayat kurtarır ama katilin elinde can alır. Güvenlik paketiyle bunları engelleyeceğiz. Ama bir muhalefet, bir karşı çıkma. Sanki ülkede darbe kanunu çıkartılıyor. Dertleri nedir? Bu paket çıkmasın. Demokratik çerçevede tepkini ortaya koyabilirsin ama ülkenin huzurunu bozamazsın. Türkiye büyüdükçe ekonomi de aradığı istikrarı buldukça birileri sokaktan medet umuyor, lütfen dikkat edin! Erbakan Hocamıza, Adnan Menderes’e aynı şeyler uygulandı. Bugün "Medya özgürlüğü yok" diyenler özgürce yazıyorlar. İşin gerisindeki, oyun başka" diye konuştu.
DOLARDAKİ ARTIŞ

Dolardaki artışla ilgili de konuşan Erdoğan, "Her darbe önce elini vatandaşın cebine atar. Darbeler ekonomik krizlerle gelir. Memleketin kaynaklarını peşkeş çeker. Bir kitapçık kriziyle bu ülke bir gecede fakirleştirilmiştir. 40 milyon dolar birilerinin cebine girmiştir. Bu üst aklın karşısında dün nasıl dimdik durduysak yine duracağız. Yatırımcılarımıza, iş adamlarımıza yaptığınız uygulamalar bilesiniz ki size ters dönebilir. Verdiğiniz kredilerde kredi geri çağırmalarda kuralların dışına çıktığında bedelini siz ödersiniz. Dolar zenginleri üretmek istiyorlar. Bir taraftan da Merkez Bankası'nı köşeye sıkıştırmak istiyorlar. Bana diyorlar ki Merkez Bankası'na çok vuruyorsunuz. Çıksın işte çözsün o çözecek ben mi çözeceğim. STK’lara ve işadamlarına sesleniyorum. Sakın dolar alarak köşeyi dönerim gibi bir yaklaşım içine girmeyin. Duvara çarparsınız. Dere yatağında akar. Biz gereğini önümüzdeki hafta içinde yaparız" dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yalova’da asırlık ağaçları kestiler. Nerede o tencere tavacılar. Hiçbiri ortada yok. Bağlı oldukları siyasiler nerede. Şimdi neredesin.Yalova’da neredesin, Sarıyer’de neredesin.Adil olacağız. Çevre düşkünü biziz. Gezi olaylarında ortaya koyduğumuz tavrımızdan sonra amaçlarına ulaşamayınca 17-25 Aralık darbe girişimini yaptılar. Sessiz kalsaydık kontra bir adım atmasaydık Türkiye’deki durum çok farklı olurdu. Gezi’den veya 17-25 Aralık’tan sonuç alsalardı 12 yıllık emek, kazanımlar boşa gidecektir. Bakmayın bize yaptıkları ithamlara. Sıfatları ne olursa olsun faşiste bile rahmet okutacak bir bağnazlığa sahiptir bunlar. Türkiye’nin Pensilvanya’dan emir almadan siyaset yapan siyasetçilere ihtiyacı var. Ben şunu şunu yapacağım deyin Allah aşkına, bir şey deyin yol deyin, alt yapı deyin. İktidara gelmek isteyenler bu işin sırrını öğrenmek istiyorlarsa Gaziantep’e gelsinler, sizlerle konuşsunlar bu bile yeter onlara. Gaziantep Doğu’nun en modern ili oldu. Batının şehirleriyle yarışır hale geldi. Onların böyle bir derdi yok. Onların arkasında Pensilvanya Şer cephesi varsa bizim de milletimiz var. Çözüm sürecinin özellikle Güneydoğu’da kilidi Gaziantep’tir ben buna inanıyorum. STK’ların desteğine güveniyorum".

 
Bir puanla teselli bulduk..!
 
‘Benim kadınlar günü diye bir günüm yok’
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
"Türkiye münevver insan problemi yaşıyor”
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, şimdiki kuşak öğrencilerinin ...
Güllüce: ‘Sesimizi değil, sözümüzü yükseltiyoruz’
Güllüce’ Millet ne isterse onu yaptıklarına işaret eden Bakan Çevre ve ...
Davutoğlu: ‘Nefret dili kullanılmamalı’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bir kişi Hazreti Muhammed ve Hazreti İsa’ya ...
 
‘Kadınlara karşı ayrımcılık, ırkçılıktan beterdir’
Erdoğan, ‘Kadına yönelik şiddet konusu, kanayan bir yaramız olmaya devam ...
‘Aktif vatandaş topluluğu istiyoruz’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Pasif vatandaş topluluğu istemiyoruz, ne Amerika’da ...
‘Rızkın Sahibi Allah’tır’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iş adamı Ali Koç’un “çocuklarımızın ...
 
‘Çocukları bomba altında bırakamayız’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, AFAD tarafından ...
‘Türkiye bir istikrar adası’
Davutoğlu,:"Siyasi istikrar esastır ve ekonomik istikrarın ana sütunlarındandır. ...
Cumhurbaşkanı’ndan medeniyet vurgusu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam medeniyetinin bilgiye, öğrenmeye ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva