Erzurum Girişimci İşadamları Derneği (ERGİAD) tarafından organize edilen “Efendimiz (S.A.V)’nin Tebliğ Metodu” konulu programa konuşmacı olarak İlahiyatçı Yazar Reşit Haylamaz katıldı.
Erzurum Büyükşehir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe; DASİDEF Genel Sekreteri Halim Gökçe, ERGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Özdemir ve ERGİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, Bölge işadamları, Esnaf ve çok sayıda Vatandaş katıldı.
Kuran tilavetiyle açılışı yapılan programda Efendimiz (S.A.V)’i anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Haylamaz salondakilere duygulu anlar yaşattı.
İlahiyatçı Yazar Reşit Haylamaz şunları söyledi; “Ebu Cehil ve yandaşları Mekke idaresini ele geçirmenin planlarını yaparken, Türkçe ifadeyle darbe yapmaya hazırlanırken Efendimize (s.a.v) peygamberlik geldi… ondan sonra O’na düşman oldular.. hayatına tuzaklar kurdular, Efendimize ne sıkıntılar yaşattılar ama Efendimiz onların kin ve nefret binalarının üzerine bina inşa etmedi, daha önce neyse öyle olmaya devam etti.
BÜTÜN GÖNÜLLERE İNMENİN, BÜTÜN GÖNÜLLERE GİRMENİN YOLU SULH’TADIR
Efendimizin (s.a.v) bütün gönüllere inmenin, bütün gönüllere girmenin yolu “sulh”taydı. Efendimizin (s.a.v) hayatı en baştan en sonuna hep diyalogdur. Olmadık yerlerde insanlarla konuşmak için sürekli vesileler icat etti.
Neden Efendimiz (s.a.v) kendini parçalar gibi insanları iman etmeye çağırıyordu. Ne menfaati vardı. Allah peygamberleri sadece tebliğ ile görevlendirmişti. Fakat O (s.a.v) sadece o çağın peygamberi değildi. İnsanlara sadece tebliğde bulunmuyor iman etmeleri kurtulmaları için sürekli onları ziyaret ediyor ve hidayete çağırıyordu.
Efendimiz (s.a.v) kölelik ile ilgili sorunları ortadan kaldırmak için Hz. Zeyd, Bilal-i Habeş gibi örneklerle fiili olarak kaldırmaya çalışıyordu. Kadınlarla ilgili olanlar fiilen kızlarının üzerinden tatbik ederek gösteriyor ve batılı ortadan kaldırmaya çalışıyordu.Efendimiz (s.a.v) fiilen bize şunu söyler “her canlıya, her kapıya ulaşmak gerek” 23 yıllık kırılma noktası budur. Efendimize (s.a.v) göre, diyalog ile çözülemeyecek sorun yoktur. İmana gelmeyecek insan yoktur.”