İHALE SÜRECİ
Erzurum Müze Müdürü Mustafa Erkmen, Erzurum’un sembollerinden olan Yakutiye Medresesi’nin restorasyonuna çok kısa bir süre sonra başlanacağını söyledi. Medresenin restorasyonu için ihale yapıldığını ve sürecin halen daha işlediğine dikkati çeken Erkmen, “İhalenin sonucu henüz netlik kazanmadı. Önümüzdeki günlerde restorasyon işini yüklenecek olan firma da belli olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile gerekli yazışmalar yapıldı, müzenin restorasyon nedeniyle ziyaretlere kapatılacağı bilgisi verildi. Şu anda bu bilgi doğrultusunda tarafımıza gelecek olan cevabi yazıyı bekliyoruz” dedi.
TARİHİ GÖRKEM’E DESTEK YATIRIMI
Yakutiye Medresesi’nin, hem, hem de dış olmak üzere baştan aşağı restore edileceğini ve elden geçirileceğini vurgulayan Mustafa Erkmen, Erzurum’un en görkemli eserlerinden olan Yakutiye Medresesi’nin, restorasyon sonunda tarihi heybetini tüm ihtişamıyla sergilemeye devam edeceğini dile getirdi.
Yakutiye Medresesi’nin, içerisindeki ışıklandırmalardan, dış duvarlardaki muhtemel kırılma ve çatlamalara varıncaya kadar akla gelebilecek her alanda bakıma alınacağını anlatan Müze Müdürü Erkmen, yüzlerce yıllık geçmişin izlerini taşıyan eserin, gelecek nesillere sağlam biçimde aktarılabilmesi için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade etti.
EŞSİZ BİR MİRAS
Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Yakutiye Medresesi ile ilgili olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü kayıtlarında şu bilgilere yer veriliyor:
“Medrese, taç kapısında bulunan kitabeye göre, İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Gazanhan ve Bolugan Hatun adına, Cemaleddin Hoca Yakut Gazani tarafından Hicri 710 (milâdi 1310) yılında yaptırılmıştır. Türkler'in Anadolu'ya gelişlerinden hemen sonra başlayan Anadolu'yu değişik amaçlı mimarî eserlerle donatma çabası, bütün tarihi olaylara rağmen devam etmiş ve Selçuklu Dönemi geleneksel mimarî tarzı Yakutiye Medresesi'nde de sürdürülerek anıtsal bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Yapı dört eyvanlı kapalı avlulu medreseler grubundadır. Eyvanlar arasında hücreler yer almaktadır. Batı eyvanı değişik bir tarzda ele alınarak iki katlı inşa edilmiştir. Güney eyvanı mescit olarak planlanmış ve bu eyvanın her iki duvarına mermer vakfiye kitabesi yerleştirilmiştir. Orta avlunun üzeri mukarnaslı bir kubbeyle örtülmüştür. Doğu eyvanın bitiminde kümbet yer almaktadır. Kümbette mezar bulunmamaktadır. Medresenin dışa taşkın taç kapısı ve iki köşesindeki minareleriyle kurulan denge, yapının bütününde de cepheye karşılık kümbet yerleştirilerek sağlanmıştır. Bu da mimarlığın Selçuklu Döneminde bilimsel metotlarla yapıldığını göstermesi bakımından önemlidir. Ancak köşelerdeki minarelerden biri şerefeye kadar, diğeri kaideye kadar yıkılarak üzeri konik külâhla kapatılmıştır”