SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, Erzurum’un, biyogaz çiftlikleri kurulması noktasında fevkalade müsait bir altyapıya sahip olduğunu söyledi.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, Erzurum’un sahip olduğu tarım ve hayvancılık potansiyelinin, biyogaz çiftlikleri kurulabilmesi yönünde önemli bir altyapı niteliği taşıdığını belirtti.
//ERZURUM’UN ALTYAPISI HAZIR
Tarım sektörünün, Türkiye’de olduğu gibi Erzurum'da da önemli bir sektör durumunda olduğunu kaydeden Yağanoğlu, “Tarım, Erzurum'un kalkınmasında en önde gelen sektördür. İlimiz Tarım ve hayvancılık, turizm, sağlık sektörü, eğitim sektörü ve kurulabilecek sanayi girişimleriyle bulunduğu düzeyi ön sıralara çekebilir. Kalkınmış iller sıralamasında 60. sırada kalan Erzurum'da kalkınma için önemli hamleler yapmak gerekir.” dedi. Erzurum’un tarımsal kalkınmada çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu, çayır ve mera varlığının oldukça çok oluşu nedeniyle hayvancılık için bir cazibe merkezi konumunda bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yağanoğlu, “2 milyon 506 bin 602 hektar yüz ölçüme sahip olan ilimiz, ülkemizin 4'üncü büyük şehridir. İlimizin toplam alanının yüzde 65' i çayır ve mera arazisi olup, Türkiye meralarının yüzde 13'ü ilimizde bulunmaktadır. Dolayısıyla ilimizin ekonomisi tarıma, tarım içerisinde ise hayvancılığa dayanmaktadır.” diye konuştu.
//HAYVAN VARLIĞI, BİYOGAZ TESİSLERİ İÇİN UYGUN BİR ALTYAPI
Erzurum’da hayvancılığın temel geçim kaynaklarının başında geldiğini anlatan Yağanoğlu, ilde 543 bin 894 büyükbaş hayvan ile 651 bin 253 adet küçükbaş hayvan mevcudu bulunduğunu bildirdi. Her ilde ve Türkiye genelinde hayvan sayısı azalırken, Erzurum da büyükbaş hayvan varlığının azalmadığına dikkati çeken Yağanoğlu, “Hayvancılıkta sadece verimsizlik ve üretim düşüklüğü dikkat çekmektedir. Son yıllarda hayvancılığa verilen destekler sonucu bazı projeler gündeme gelmiştir. Bu iyi bir gelişme ise de, yetersizdir. Erzurum'un hayvancılık için uygun olan yörelerinde en az 50 baş olmak üzere değişik ölçeklerde çiftliklerin kurulması gerekir. Çiftlikler kurulurken oluşan atıkların ve gübrenin iyi bir şekilde değerlendirilmesi zorunludur. Bu amaçla biyogaz tesisleri kurulmalıdır. Her çiftliğin, hatta her köyde biyogaz tesisleri kurulması oldukça yararlı olacaktır.” şeklinde konuştu.
//YAĞANOĞLU’NDAN ÖRNEKLEME
Biyogazın, hayvanların gübrelerinin uygun koşullar altında fermentasyona uğratılması işlemi olarak tanımlandığını belirten Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, “Bu şekilde bir taraftan gaz üretilirken, diğer taraftan çok kaliteli organik gübre üretimi de gerçekleştirilmiş olacaktır. Dünyada 1700 yıllarından beri kullanılan biyogaz son yıllarda özellikle Almanya, İsveç ve Danimarka'da yaygındır. Almanya'da 3 bin 500 adet biyogaz tesisi bulunmaktadır. Bizde ise 1957’de bir deneme yapılmış, daha sonraları ciddi bir tesise rastlanılmamaktadır. Oysa biyogazı, Erzurum dahil ülkemizin her yerinde üretme imkanı bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.
//TARIM EKONOMİSİNE YENİ YAKLAŞIM
Kırsal kesimde ve köylerde tarımsal faaliyetlerin ana uğraşı halinde olduğunu ve bu yörelerde yaşayan halkın yüzde 80'inin, genelde ise yüzde 50'den fazlasının hayvancılıkla uğraştığını dile getiren Yağanoğlu, “Hayvan gübresi çevrede biriktirilerek ya tezek olarak yakılmakta ya da çok önemli çevre kirliliği oluşturarak, kırsal kesimlerin yasam kalitesini etkilemektedir. Bu atıklar, yer altı sularının kirlenmesine, hayvanlarda var olan bazı hastalıkların bu atıklar yoluyla yayılmasına da yol açmaktadır. Gübrenin tezek olarak yakılması ise, önemli bir ekonomik kayıp olarak görülmektedir. Toprağın bu gübreden mahrum bırakılması, toprakların artık üretkenliğini kaybetmesine yol açmakta ya da çok fazla kimyasal gübre kullanımını gerektirmektedir.” şeklinde konuştu.
//BİYOGAZ ÜRETİMİNDE ATIKLAR YOK OLMUYOR“
Hayvan dışkısının tezek olarak yakılmasında sağlanan faydanın 100 birim kabul edilirse dışkının doğrudan tarlaya verilmesi halinde, verim artışına bağlı olarak elde edilecek yarar 266, dışkıdan biyogaz elde edip bunun yakılması ve kalan organik maddenin tarlaya verilmesi ile elde edilecek yarar 415 olmaktadır” diyen Yağanoğlu, biyogaz üretiminin, kırsal kesimde sadece kirliliği azaltıcı değil, aynı zamanda gelir elde edici bir faktör olarak düşünülmesi gerektiğini kaydetti.
Biyogazın temiz ve ısı değeri yüksek bir enerji kaynağı olduğuna işaret eden Yağanoğlu, biyogaz üretiminden sonra atıkların yok olmadığını, üstelik çok daha değerli bir gübre haline dönüştüğünü söyledi. Biyogaz üretimi sonucu hayvan gübresinde bulunabilecek yabancı ot tohumlarının çimlenme özelliğini kaybettiğini aktaran Yağanoğlu, “1 adet büyükbaş hayvan yılda 3,6 ton yaş gübre, 1 adet küçükbaş hayvan 0,7 ton yaş gübre, 1 adet kümes hayvanı 0,022 ton yaş gübre üretmektedir. Bu değerlerden yola çıkarak; 1 ton sığır gübresi yılda 33 metreküp biyogaz, 1 ton kümes hayvani gübresi yılda 78 metreküp biyogaz, 1 ton koyun gübresi ise, yılda 58 metreküp biyogaz üretilebilir.” diye konuştu.
//37 KİLO SIĞIR GÜBRESİ, 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN MUTFAK TÜPÜ İHTİYACINI KARŞILIYOR
Yaklaşık 37,5 kilo sığır gübresinden 1 metreküp biyogaz elde edilebildiğini dile getiren Yağanoğlu, “Bu 4 kişilik bir ailenin 1 günlük mutfak tüpü ihtiyacını karşılar. Bu da 4 sığırdan elde edilmektedir. 20 sığırı olan bir işletme, yılda 2 bin 376 metreküp gaz üretimi yapar. Bu gazın bir miktarı mutfak tüp giderini karşılar. Geri kalanı ise, ısıtma veya elektrik üretiminde kullanılır. Bunların dışında çok kaliteli bir organik gübre elde edilir ve tarımsal üretimde artar. Bunun için 12 metreküp kapasiteli bir biyogaz tesisi kurmak yeterlidir. Ancak en uygun köylerde, tüm köyün hayvan varlığı dikkate alınarak planlanacak tesisler olmalıdır. Her çiftçi verdiği kadar gübreyi geri alacak, gaz üretiminden de payına düşeni kullanabilecektir. Böylece, enerji tasarrufu, temiz bir çevre, bol ürünlü bir tarım yapmak mümkün olacaktır. Biyogaz tesisi 4 ile 5 yılda kendini amorti edebilmektedir. Hayvan sayısı arttıkça tesis masrafı da düşecektir.” ifadelerini kullandı.