SAMET ÖZÜNAL(GHA) - 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, 13 Aralık 2010 Pazartesi günü itibariyle yürürlüğe girdi. Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, üzerinde çeşitli tartışmaların yapıldığı ve birçok sıkıntıya neden olacağını ileri sürdüğü 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun, 13 Aralık Pazartesi günü itibariyle artık yürürlükte olduğunu söyledi.
//HALK SAĞLIĞI VE YENİ YAKLAŞIM
Bu kanunun yasalaşması sürecinde, halk sağlığını tehdit eden bir yasa olarak çıkmakta olduğu, mevcut gıda kontrol altyapısı ile işletmelerin keyfiyetine bırakılan bir üretim tarzının devamına yol açıldığı, sektörde gıda konusunda eğitim almış kişilerin dışlandığı ve sonuçta halk sağlığının yerine ticaret rantının tercih edildiğini dile getirerek, yasanın sakıncalarından bahsettiklerini hatırlatan Demir, “5996 sayılı Kanunla iddia edildiği gibi, Avrupa Birliğine uyumlu bir gıda mevzuatı ve kontrol sistemine değil, küçük işletmeler ve esnafı korumak adına sorunlu bir sisteme geçilmiştir. Bu Kanun, Türkiye‘deki 50 bin gıda işletmesinin yaklaşık yüzde 80’inin sadece işyeri bilgisi ve insafı ile üretim yapmasını sağlayacaktır. Artık çocuklarımızın tükettiği gıdaların üretiminde konu uzmanlarının bulunması gerekliliği yoktur. Gıda güvenliğine aykırı uygulamaların ağırlıkla bu işletmelerden kaynaklandığı değerlendirildiğinde; kanunun uygulanmasının gıda güvenliği ve halk sağlığı için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacağı anlaşılmaktadır. Son derece yetersiz olan denetçi sayısı ile gıdalarımızı denetleyebilmekten uzak olan kamu, şimdi de sektörde çalışan mühendisleri uzaklaştırarak yeni bir sorun alanı yaratmaktadır.” diye konuştu.
//TÜKETİCİ SAĞLIĞI RİSK ALTINDA
13 Aralık 2010 Pazartesi gününden itibaren, mühendis olmadan üretim yapan işletmelerin, halk ve tüketici sağlığı açısından büyük riskler teşkil edebileceklerini anlatan Okan Demir, bu risklerin, kısa vadede gıda zehirlenmesi olabileceği gibi, uzun vadede toksik ve kanserojen etkiler şeklinde de gün yüzüne çıkabileceğini ileri sürdü. Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, şunları kaydetti: “Üstelik bilinmektedir ki, yalnızca işletme sahibinin bilgisine ve alışkanlıklarına terk edilmiş bu tip işletmelerin gıda üretimleri, kamunun denetim gücünün oldukça eksik ve yıpranmış olduğu günümüz koşullarında, her gün basına yansıyan bir başka gıda skandalının konusu durumundadırlar. Gıda işyerleri; gıda alanında eğitimli olmadan, gıda güvenliği ile ilgili tehlikeleri bilmeden ürettikleri ürünleri piyasaya arz edebilecektir. Çünkü Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kanun ve bu kanuna dayalı hazırlanan yönetmelik taslaklarıyla, dünyada eşi olmayan bir uygulamaya giderek, gıda alanında bir bilgisinin olup olmadığını bilmediği işyeri sahiplerine tüketeceğimiz gıdaların tüm sorumluluğunu hiçbir şarta bağlamadan bırakıyor ve halen faaliyette olan işletmelere 5 yıl süre ile hiçbir yaptırıma tabi değilsin diyor. Artık gıda işletmeci, eğitimli olmadığı bir alanda, konuda uzman olmayan kişilerce üretildiğinde halk sağlığı açısından çok büyük bir risk oluşturma ihtimali olabilecek işlenmiş gıda ürünlerini üreterek tüketicilere arz edebilecektir. Kanunun taslak uygulama yönetmeliklerinde de görüldüğü gibi, AB’ye uyum adı altında AB ülkelerinde olmayan biçimde resmi kontrollerin özel kesime devredilmesi projesi de yürürlüğe konulmaktadır. Bu devrin nasıl uygulanacağına yönelik ayrıntıların kanun ve yönetmeliklerde verilmemesi kaygılarımızı artırmaktadır. Bizler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olan Odalar olarak, bu konuda da kamu yararına bir tavrın geliştirilmesinin ısrarlı takipçileriyiz. Bu çerçevede diyoruz ki; gıda güvenliğinin vazgeçilmezliği ilkesi çerçevesinde, doğru üretim yapma gayreti içinde olan esnafı da koruyan çözümler bulunmalı ve yaşama geçirilmelidir. Bu doğrultuda, gıda güvenliğini sağlama amaçlı önceki düzenlemeden geri adım atarak halk sağlığını riske etmek yerine; hem işletmelerin teknik ve hijyenik standartlarının yükseltildiği ve hem de personel çalıştırmanın küçük işletmeler üzerine bir yük oluşturmayacağı ara çözümler, sorunun halk, esnaf ve mühendis ortak yararına olacak biçimde çözümlenmesi için en doğru yol olarak görülmektedir.”