Ünlü Türk Seyyah Evliya Çelebi, 1645 yılında görevle geldiği Erzurum’da, karanlık kalan birçok sahnenin de aydınlatıcısı oldu. Bugüne kadar hep Ilıca, Erzurum ve Hasankale çizgisindeki izlenimleri paylaşılan Evliya Çelebi’nin, Erzurum’un bazı köy ve kazalarını da gezdiği ve o döneme ilişkin bilgiler aktardığı bildirildi.
SEYAHATNAMEDE UMUDUM’UN ÖZEL YERİ VAR
Gezip gördüğü yerleri sade Türkçe’siyle aktaran Türk Seyyah Çelebi’nin, ünlü Seyahatnamesi’nde, Umudum Köyü’ne ayrı bir yer ayırdığı belirtildi. Erzurum’dan görevle Tortum ve Oltu istikametine giden Evliya Çelebi’nin, Gürcü Boğazı’na varmadan, Erzurum’un kuzeyindeki Karasu’nun da bir köprüyle geçildiği yoldan ilerlediğini aktardığı Seyahatnamesi’nde, Umudum Köyü’ne de uğradığını ve burada “Sultan” diye adlandırdığı Umudum Baba’yı da ziyaret ettiğine ilişkin bilgilere yer veriliyor.
UMUDUM VE FIRAT
Türk Seyyahı Evliya Çelebi, Umudum Köyü’nü yüksek bir tepeden izlediğini belirttiği Seyahatnamesi’nde, köye ilişkin şu bilgileri veriyor: “Umudum Köyü, bakımlı ama bağı ve bahçesi bulunmayan yerdir. Buna rağmen ilgi çekiciliği üzerindedir. Köy, Fırat Nehri’nin kaynağına yakındır. Kur’an-ı Kerim’de de kendisinden bahsedilen Akarsu, Dumlu Baba Dağı’ndan kaynaklanmaktadır ki, burası da az ileri de dağlar arasındadır. Büyükçe bir mağaradan kaynaklanmaktadır.”
EVLİYA ÇELEBİ’DEN UMUDUM ÖVGÜSÜ
Evliya Çelebi, Dumlu Baba Dağı’ndan kaynaklanan suyun, insana adeta hayat verdiğini vurguladığı Seyahatnamesi’nde, söz konusu akarsuyun balıklarıyla meşhur olduğuna dikkat çekiyor.
Çelebi, Seyahatnamesi’nde şöyle diyor: “Bu su insana hayat vermektedir. Alabalıkları meşhurdur. Derisindeki noktalar Bedahşan kırmızısı gibidir. Zümrüt parlaklığı da görünmektedir. Köyde, Umudum Sultan gömülüdür. Burası bir ziyaret yeridir. Balıklar da onun için mukaddes özelliktedir. Bu yüzden onlara kimse el sürmez. Dumlu Baba Ziyareti de Umudum yakınındadır.”
UMUDUM’DAN ERZURUM’A BAKIŞ
17. Yüzyılın en ilgi çekici gezginlerinden olan Evliya Çelebi’nin, Erzurum’un hem tarihi, hem de coğrafi özelliklerine ilişkin olarak anlattıkları, geçmişe ışık tutan en önemli ayrıntılar arasında yer bulurken, ünlü Türk Seyyah, Umudum Köyü ile ilgili bir başka aktarımını ise şöyle yapıyor: “Bizim senemizde atlar Temmuz ayında çayırda iken bir gürültü, bir şimşek, tipi, boran ve yağmur yağınca bütün atlar boşanıp Erzurum sahrasında olan Umudum Köyü’ne, Kane ve Gez Köyü’ne kadar dağılıp serseri gezdiler. İşte kış Erzurum’da böyle sert olur.”