Çankırı’da Türk-Japon ortaklığı ile kurulan Sumitomo Rubber AKO Oto Lastik Fabrikası’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin birliğinden, beraberliğinden, kardeşlik ikliminin güçlenmesinden rahatsız olanlar, umutlarını teröre, terör örgütlerine bağlamış durumdalar. Türkiye’nin önünü başka türlü kesemeyeceklerini düşünenler, son bir gayretle terör kartını ortaya sürdüler. Ama başaramayacaklar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankırı Yakınkent Organize Sanayi Bölgesi'nde Japon firması Sumitomo Rubber ile Abdülkadir Özcan Lastik Sanayii’nin ortaklaşa hayata geçirdiği fabrikanın açılış töreninde bir konuşma yaptı.
Konuşmasına bu yatırımı gerçekleştiren firmaların Türk ve Japon yöneticilerine teşekkür edip, fabrikanın Çankırı ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, günlük üretim hedefi 30 bin adet olan fabrikanın, üretiminin yüzde 80’ini ihraç edecek olmasını da önemli bulduğunu söyledi.
JAPON FİRMALARININ TÜRKİYE’DEKİ YATIRIMLARI
Geçen hafta gerçekleştirdiği Japonya ziyaretine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gezi esnasındaki temaslarında ilgili muhatapları ile Türkiye’ye yapılan yatırımlar konusunu da enine boyuna ele alma imkânı bulduklarını aktararak, “Bu fabrikaya ilave olarak, yılın ilk 9 ayında Japon firmalarının ülkemizde çeşitli sektörlerde 7 adet satın alma ve birleşme anlaşması yapmış olmalarını da çok önemli görüyorum. Türkiye, Japon dostları için güvenli bir yatırım alanı olma özelliğini, her geçen yıl daha da güçlendiriyor” dedi.
Geçtiğimiz 13 yılda Türkiye’ye kümülatif olarak 149 milyar liralık uluslararası sermaye yatırımı geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım hacmi yüzde 16 azalırken, Türkiye’ye yüzde 1’e yakın artışla 12,5 milyar dolar rakamına ulaştığını söyledi ve bunun Türkiye’ye olan küresel güvenin ifadesi olduğunu belirtti.
“BİZİM KAPIMIZ TÜM ULUSLARARASI YATIRIMCILARA AÇIKTIR”
Japonya’nın uluslararası yatırımlarının en az yüzde 1’inin ülkemize gelmesi gerektiğini, bunun da yılda en az 1 milyar dolarlık bir Japon yatırımı anlamına geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim kapımız tüm uluslararası yatırımcılara ama özellikle de Japon dostlarımıza sonuna kadar açıktır” diye konuştu.
“Geçtiğimiz 12 yılda gerçekleştirdiğimiz reformlar sayesinde Türkiye’ye adeta sınıf atlattık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen sürede ekonomi alanında yaşanan büyük gelişmelerden rakamlar eşliğinde örnekler verdi ve “Bunun için gereken yapısal reformları kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023’te Türkiye’yi; kişi başına 25 bin dolar ve toplamda 2 trilyon dolar milli gelire ulaşmış, 500 milyar dolar ihracat yapan, dünyanın sayılı deniz ve hava limanlarına sahip bir ülke haline getirmek istediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde daha adil, daha insani, daha ahlaki bir uluslararası sistemin tesisi için de çaba gösteriyoruz” dedi.
“TÜRKİYE, MAZLUMLARIN VE MAĞDURLARIN YANINDADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın bir kısmı sefalet ve acı içinde yaşarken, diğer kısmının sahip olduğu refahı ve güven ortamını sürdürebilmesinin mümkün olmadığının altını çizerek Türkiye’nin mazlumların ve mağdurların yanında olmaya, onların duygularını, taleplerini dünyaya ulaştırmaya çalıştığını dile getirdi.
Suriye’de yaşanan iç savaşa ve mülteci sorununa da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Suriye meselesi, doğru şekilde ele alınmadıkça, giderek büyümeye, bölgeyle birlikte tüm dünyayı içine alan bir girdaba dönüşmeye mahkûmdur. Batı ülkelerinin kapılarına dayanan mültecilerin orada bulunmasının tek sebebi, kendi ülkelerinin yaşanabilir bir yer olmaktan çıkartılmış olmasıdır. Suriye’yi yeniden Suriye halkının ülkesi haline dönüştürmedikçe, ne mülteci sorunu, ne de bu ülke kaynaklı terör sorununun çözümü mümkün değildir.”
“SURİYE’YE YAPILAN HER MÜDAHALE, İLK ÖNCE O MÜDAHALEYİ YAPANLARI SIKINTIYA SOKAR”
Devlet terörü estiren bir kişinin arkasında durarak ona destek veren ülkeleri tarihin affetmeyeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gerçeği görüp kabul etmeden Suriye’ye yapılan her müdahale, ilk önce o müdahaleyi yapanları sıkıntıya sokar. Tüm dünyanın, özellikle de bölgede etkinlik kurma yarışı içinde olan ülkelerin bu açık gerçeği sonunda mutlaka anlayacağına inanıyorum” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yaşadığı terör sorununa ve teröre karşı verdiği mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. “Açık söylüyorum; Türkiye için, PKK ve onun uzantıları olan PYD-YPG terör örgütlerinin, DHKP-C’nin, DEAŞ’ın hiçbir farkı yoktur. Bunların hepsi de bizim için, varlığımıza ve geleceğimize kast eden eli kanlı terör örgütleridir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu terör örgütlerinin herhangi birinin eylemine duyarsız kalıp, sadece diğerinin eylemi karşısında sesini yükseltenlerin, terör örgütlerinin safında olduğunu belirtti.
“DEAŞ’IN BOMBALARIYLA ÖLENLER İNSAN DA PKK’NIN BOMBALARIYLA ÖLENLER İNSAN DEĞİL Mİ?”
‘Benim teröristim iyi, senin teröristin kötü’ anlayışının, en az terörün kendisi kadar tehlikeli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Ülkemizde, PKK terörünü, PKK’nın şehit ettiği güvenlik görevlilerimizi, katlettiği insanlarımızı görmezden gelen bir kesim var. Bunlar, PKK’yı ve örgütün güdümündeki diğer yapıları, onların mensuplarını parlatmak için, adeta kırk takla atıyorlar. Aynı şekilde DHKP-C’nin eylemlerini, örgütün faaliyetlerini adeta sempatiyle karşılayanlar olduğunu görüyoruz. Hâlbuki DEAŞ’ın Suruç’ta patlattığı bomba ile PKK’nın Gaziantep’te patlattığı bomba arasında ne fark var? DEAŞ’ın bombalarıyla ölenler insan da PKK’nın bombalarıyla, roketleriyle, silahlarıyla ölenler insan değil mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir yaklaşımın, her şeyden önce insani olmadığını ifade ederek, “Türkiye tüm terör örgütlerine karşı samimi bir mücadele verirken, olaylardan devleti, hükümeti ve hatta şahsımı sorumlu tutanlar, doğrudan terör örgütleriyle aynı safta yer aldıklarını bilmelidirler. Tabii biz bu çabaların gerisindeki niyeti gayet iyi biliyoruz. Milletimizin birliğinden, beraberliğinden, kardeşlik ikliminin güçlenmesinden rahatsız olanlar, umutlarını teröre, terör örgütlerine bağlamış durumdalar. Türkiye’nin önünü başka türlü kesemeyeceklerini düşünenler, son bir gayretle terör kartını ortaya sürdüler. Ama başaramayacaklar” açıklamalarında bulundu.
“TÜRKİYE HEDEFLERİNE YÜRÜMEYİ SÜRDÜRECEK”
Türkiye’nin hedeflerine yürümeyi sürdüreceğini, gerçekleşen fabrika açılışının da bunun bir kanıtı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yatırımlar yapmaya, yeni istihdam alanları açmaya, yeni ekonomik değerler üretmeye devam edeceklerine vurgu yaparak devamında şunları söyledi: “Yan gelip yatarak, terör örgütü mensubu olarak, elinde silahla işsize siz bulunmuyor. Niye Güneydoğu’ya yatırımcı gitmiyor? Benim oradaki vatandaşım niye bu soruyu sormuyor? Acaba yatırımcı buraya niye gelmiyor; keyfinden mi? Orada yatırım yapıyor yatırımcı; ama gidiyorlar fabrikasını yakıyorlar. Termik santraller yapıldı, gittiler bombaladılar, atıl hale getirdiler. Şimdi o girişimci orada bir daha kolay kolay yatırım yapar mı? Bunun hesabını birinci derecede kim soracak? Tabi ki devlet olarak bizim bu konuda görevimiz var, biz bunu tabii ki takip edeceğiz. Ama bölge insanı, bölge halkı da bunun hesabını sormalı ve onları yalnızlığa mahkûm etmelidir.”
“BİNLERCE YILLIK TARİHİ OLAN BİR MİLLET OLARAK NİCE BADİRELER ATLATTIK”
Terör meselesinin de üstesinden geleceklerini, Suriye’deki krizin çözümü için de çalışacaklarını; mazlumların ve mağdurların seslerini dünyaya duyurmaya da devam edeceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz Türkiye’yiz. Binlerce yıllık tarihi olan bir millet olarak, nice badireler atlattık, bugünkü sıkıntıları da inşallah geride bırakacağız. Biz işte bu inançla, istiklalimiz ve istikbalimiz için mücadele edecek, sonra da bayrağı bizden sonraki nesillere devredeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda bugün 1437 hicri yılına girdiğimizi hatırlatarak yeni hicri yılın, tüm Müslümanlar, tüm insanlık, bilhassa da Suriyeli ve Filistinliler için güzel günlerin habercisi olması dileğinde bulundu.