Oysa hükümetlerin görevi 'yoklukları' yönetmek değil, 'varlıklara' kapı açmaktır. Ve çok açık ki, yoksulluk, açlık ve işsizliğin hüküm sürdüğü bir ülkede, var olan demokrasi her zaman tartışmalıdır" dedi.
ÜLKEDEKİ EKONOMİK SORUNLAR
Ülkedeki ekonomik olumsuzlukları değerlendiren Gözgeç, "Uygulanan ekonomik programlar uluslar arası para kuruluşlarına verilen sözler çerçevesinde gerçekleşmektedir. Bu durum, ülkemizin gerçek gündemini maalesef 'işsizlik ve yoksulluk' olarak sabitlemektedir. İnsanların aç ve yoksul olduğu bir ülkede tek partili bir hükümet döneminde dahi siyasi istikrardan bahsedebilmek zordur. Bahsedilen büyümenin sadece kağıt üzerinde kaldığı her geçen gün daha çok fark edilmektedir. Halkımız, gerçek bir büyümenin özlemini çekmekte, tüten bacaların özelleştirmelerle söndürülmesini hazmedememektedir" dedi.
İSTİHDAM SORUNUNUN YÖNETİLMESİ
Ekonomiye yönelik değerlendirmelerde bulunan Gözgeç, "Türkiye'de Hükümetler yıllardan beri açlığı, yoksulluğu, işsizliği yönetmektedir. Oysa hükümetlerin görevi yoklukları yönetmek değil, varlıklara kapı açmaktır. Ve çok açık ki, yoksulluk, açlık ve işsizliğin hüküm sürdüğü bir ülkede, var olan demokrasi her zaman tartışmalıdır. Türkiye'nin halkın ihtiyaçlarının birinci planda gözetildiği, yatırım ağırlıklı bir ekonomik programa ihtiyacı vardır. Son altı aydır, yani TÜRK-İŞ Genel Kurulu'ndan bu yana çalışma hayatının neredeyse birikmiş tüm sorunları için hükümet nezdinde hızlı çözüm sürecine girilmiştir. Siyasilerce bulunan çözümlerin çoğu ise bizler için sorun olmuştur, olmaya devam etmektedir.
Anayasa Mahkemesi tarafından bazı maddeleri iptal edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasası, aylarca gündemimizi meşgul etmiştir. Çalışanların yoğun tepkisine neden olan bu yasa, 2 saatlik çalışmama hakkını kullanmayı da içeren 13-14 Mart eylemlerini beraberinde getirmiştir. Bu süreç kısmi mutabakatla sonuçlansa da Türkiye gerçekliği ile örtüşmeyen 65 yaş emekliliği de dahil önemli bazı konularda sıkıntımız sürmektedir. Ana Muhalefet Partisi'nin, yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini ifade etmesi de memnuniyet vericidir. İstihdam Paketi adı altında bir düzenleme geçmiştir. Paketin istihdamı artırmaya yönelik kimi olumlu yanları vardır. Ama şu çok açıktır ki, istihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması için öncelikle yatırım ve üretimin artırılmasına yönelik politikalara ihtiyaç vardır. Bilindiği gibi ülkemizde işsizlik ve kayıt dışılık yan yana yürüyen kronikleşmiş hastalıklardır. Yapılması gereken bu hastalıkların tedavisi için acil tedbirler alınmasıdır. Paketten kıdem tazminatı fonunun çıkarılmasının tek nedeni, 13-14 mart eylemlerinde TÜRK-İŞ'in önderlik ettiği güçtür. Gündemimize 2821 ve 2822 sayılı yasalar bulunmaktadır. İlgili teklif, bugün TBMM komisyonlarındadır. Bu konudaki temel yaklaşımımız, çalışma hayatını düzenleyen yasalarda yapılacak değişikliklerin çağdaş demokratik ülkelerle özdeşleşmemizi beraberinde getirecek özgürlüklerin kapısını açmasıdır. Taslağın bir an önce yasalaşmasını ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasıyla örgütsüz işçi kardeşlerimizi şemsiyemiz altında toplamaya bir an önce başlamayı istiyoruz.. İş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşadığımız sorunlar ise artık kör göze parmak niteliğine bürünmüştür. Bilindiği gibi, İş Sağlığı ve Güvenliği, çalışma hayatının en temel konularından biri olup günümüzde bir bilim dalı olarak kabul görmektedir. Diğer bilim dallarında olduğu gibi, İş Sağlığı ve Güvenliği de, üretim sürecindeki, toplum hayatındaki değişikliklere bağlı olarak gelişim göstermektedir. Üretim süreçlerini, üretim yöntemlerini, verimliliği, ekonomiyi, çalışanların sağlığını yakından ilgilendiren iş sağlığı ve güvenliği konusu, günümüzde çevre konusuyla birlikte düşünülmekte, birlikte ele alınmaktadır" diye konuştu.