DUYGU BEKTAŞ- Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete göre çalışan kadınların en büyük sorununun 'ayrımcı tutum ve davranışlar' olduğunu ifade ederken, ankete katılan çalışan kadınların yüzde 42.7'si de eşi tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtti.
ÇALIŞMA ERZURUM’DA DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Trabzon, Erzurum, Eskişehir, Antalya, Diyarbakır, Van ve Kayseri il merkezlerinde MEB merkez teşkilatı, taşra teşkilatı, İlköğretim, Ortaöğretim, Yükseköğretim ve Kredi Yurtlar Kurumu'nda çalışan kadınları kapsayan anket çalışmasına 994 kişi katıldı. Katılımcıların yüzde 68.7'si evli, yüzde 31.2'si ise bekar. Ankete katılan kadın eğitimcilerin, yüzde 33.3'ünün iki çocuğu, yüzde 24.5'inin bir çocuğu, yüzde 5.3'ünün üç çocuğu, yüzde 36.2'sinin ise çocuğu bulunmuyor. Ankete katılanların yüzde 45'i yükseköğretimde, yüzde 24.2'si ilköğretimde, yüzde 16'sı ortaöğretimde, yüzde 9.7'si Bakanlık merkez teşkilatında, yüzde 4.6'sı da Yurt-Kur'da çalışıyor.
ÇALIŞMA HAYATININ EVLİLİĞE ETKİSİ
Ankette kadın eğitimcilere çalışma hayatının evliliğe etkileri konusunda ne düşündüklerini soruldu. Buna göre, ankete katılanların yüzde 58'i kendini ekonomik yönden güvencede hissettiğini, yüzde 10.8'i kendi ailesi, eşinin ailesi ve çocuklarından saygı gördüğünü, yüzde 8.4'ü aile içi kararlara daha fazla katıldığını, yüzde 19.6'sı da çalışma hayatının evliliğe etkisi konusunda yukarıdaki tüm maddelere katıldığını ifade etti.
EN ÖNEMLİ SORUNLAR
Ankete katılanlara kadınların toplumsal hayatta karşılaştıkları en önemli sorunlar da yöneltildi. Buna göre; ankete katılanların yüzde 38.6'sı "erkek hegemonyası" (baskınlığı, üstünlüğü), yüzde 11.5'i "cinsiyet ayrımcılığı", yüzde 10.2'si "şiddet ve taciz", yüzde 9.4'ü "eğitim-öğretim imkânlarından yeteri kadar yararlanamamak", yüzde 7.6'sı "çalışma hayatında orta/üst düzey yönetici olamamak", yüzde 7.5'i "yetersiz kadın istihdamı", yüzde 6.5'i "hepsi", yüzde 1.8'i "diğer" cevabını vermiş, yüzde 6.7'si de birden çok değişik görüş ifade etmiştir. Birden çok değişik görüş ifade edenlerin erkek hegemonyası, cinsiyet ayrımcılığı, şiddet ve taciz görüşlerinde yoğunlaştığı görüldü.
AYIRIMCI TUTUMLARDAN ŞİKAYET VAR
Kadın eğitimcilere, "Kadın olarak çalışma hayatında yaşadığınız en büyük sorun nedir?" diye soruldu. Buna göre; ankete katılanların yüzde 32.7'si "ayrımcı tutum ve davranışlar", yüzde 30.8'i "çalışma saatleri ve koşulları", yüzde 18.4'ü "mesleki yükselme ve terfilerde yaşanan sorunlar", yüzde 5.9'u "sözlü, fiziki taciz, baskı ve dayatmaya maruz kalma", yüzde 2.6'sı "sözlü ve fiziki şiddet", yüzde 2.9'u da "diğer" cevabını verirken, yüzde 5.4'ü de birden çok
değişik görüş ifade etti.
FİZİKSEL ŞİDDET
Ankete katılan kadınlara fiziksel şiddete maruz kalıp kalmadıkları sorusu yöneltildi. Buna göre; ankete katılanların yüzde 42.1'i eşi, yüzde 32.7'si kendi akrabaları, yüzde 11.2'si eşinin akrabaları, yüzde 3.7'si çocukları tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Kadın çalışanların yüzde 15.8'i görev yaptığı birimde sözlü ya da fiziki tacize maruz kaldığını, yüzde 84.2'si ise görev yaptığı birimde sözlü ya da fiziki tacize maruz kalmadığını belirtti. Fiziki ya da sözlü tacize maruz kaldığını belirten kadın eğitim çalışanlarına, "Bu davranışa kim tarafından maruz bırakıldınız?" sorusunu üzerine, yüzde 55.5'i idareciler, yüzde 14.5'i öğrenciler, yüzde 11'i öğretmenler, yüzde 8'i veliler tarafından fiziki ya da sözlü tacize maruz kaldığını belirtti. Bu soruya "diğer" cevabı verenlerin oranı ise yüzde 11 oldu. Ankete katılanların yüzde 19.4'ü başarılarının küçümsenip sözünün kasıtlı olarak kesilmekte olduğunu düşünürken, yüzde 80.6'sı başarılarının küçümsenip sözünün kasıtlı olarak kesilmekte olduğunu düşünmüyor. "Kurumda/okulda hissettiğiniz psikolojik baskı nedeniyle işe gitmek istemediğiniz günler oluyor mu?" sorusuna ankete katılanların yüzde 37'si "evet" derken, yüzde 63'ü "hayır" cevabını verdi.
"EVDE HER İŞ ORTAK YAPILMALIDIR"
Kadın çalışanlara "Evdeki sorumluluk paylaşımı konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yönelttik. Buna göre; ankete katılanların yüzde 50.2'si "her iş ortak yapılmalıdır" derken, yüzde 29.9'u erkeğin ve kadının yapacağı işlerin farklı olduğunu düşünmekte, yüzde 16'sı "kadın yapamayacak durumda olduğunda erkek yapmalıdır", yüzde 2,6'sı da "ev işleri tamamen kadınlara aittir" görüşlerini ifade etmişlerdir. Bu soruya "diğer" cevabı verenlerin oranı yüzde 1,3'tür.
Ankete katılanlara aile içinde kararlara katılım durumlarını soruldu. Buna göre ankete katılanların yüzde 78,9'u "ortak hareket ederiz", yüzde 8,4'ü "kararları ben alırım, ancak eşime de danışırım", yüzde 7,1'i "bütün kararları ben alırım", yüzde 4,1'i "ev içi meselelerde eşim karar verir ama diğer kararlara karışmaz", yüzde 1,5'i de "diğer" cevabını verdi.
AİLEDE EN ÇOK TARTIŞMAYA YOL AÇAN KONU
Ankete katılanlara aile içinde en çok tartışmaya yol açan konular da soruldu. En çok tartışmaya yol açan konuların başında ise yüzde 29.7 ile giyim harcamaları ilk sırada yer aldı. Diğer tartışmaya yol açan konuları ise yüzde 21.7 eğlence, dinlenme, tatil harcamaları, yüzde 14,4 elektrik su gaz gibi sabit giderler konusu oluşturdu.
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE ÖNCELİK
Eğitimcilere kadın sorunlarını çözmek için en çok hangi konuya öncelik verilmesi gerektiği sorusuna karşılık, ankete katılanların yüzde 26,2'si 'kadın-erkek ayrımcılığının önlenmesi', yüzde 18,5'i "eğitimde fırsat eşitliğine önem verilmesi", yüzde 17,2'si "kadın istihdamının artırılması", yüzde 16,8'i "kadının siyasal yaşama daha fazla katılımının sağlanması", yüzde 11,9'u "hepsi", yüzde 2,3'ü de "diğer" cevabı verirken, yüzde 7'si birden çok değişik görüş bildirdi.
KONCUK’UN DEĞERLENDİRMESİ
Anket sonuçları ileilgili açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, kadın çalışanların toplumsal, aile ve çalışma hayatında birçok sorunu bulunduğunu belirterek, "Ulu Önder Atatürk, Türk kadınına çok önemli kazanımlar sağlamıştır. Ancak bugün geldiğimiz noktada kadınlarımızın birçok sorunu bulunmaktadır. Kadın sorunlarının ortadan kaldırılması için öncelikle kadın-erkek ayrımcılığına son verilmesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın istismarının önlenmesi, eğitime gereken önemin verilmesi, kız çocuklarının okullaşma oranlarının artırılması, kadın istihdamının artırılması, kadının çalışma hayatında etkin olmasının sağlanması, kadının karar mekanizmalarında yer alması ve siyasal hayata katılımının sağlanması gerekmektedir. Bunları gerçekleştiremediğimiz sürece kadınlarımız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü buruk kutlayacaktır" dedi.