ERZURUM(GHA) - Erzurum’da yürütülen TÜBİTAK destekli projeyle, ekmeklik buğdayın erken dönem kuraklığa karşı dayanıklılığı ölçülecek. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Öztürk, “Türkiye’de Kuru Tarım Alanlarında Yetiştirilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Erken Dönem Kuraklığa Dayanıklılık Yönünden Değerlendirilmesi” adını taşıyan proje hakkında bilgiler verdi. Tam 64 çeşit buğday üzerinde yürütülen araştırmalarla, bölgede erken dönem kuraklığa dayanıklı olan buğday çeşitlerinin belirleneceğini kaydeden Öztürk, “Bu projenin sonucunda kuraklık artık çiftçilerimiz için korkulu rüya olmaktan çıkacak.” dedi.
TÜBİTAK DESTEKLİ PROJE
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğiyle yürütülen ve 138 bin liralık bütçeye sahip olan projenin, kapsamlı bir gözlem ve değerlendirme yapılacak olması nedeniyle 2008 yılından beri devam ettiğini belirten Öztürk, proje hakkında öğrencilerin ve akademisyenlerin de bilgilendirildiklerini dile getirdi.
Öztürk, buğdayın geçmişte olduğu gibi günümüzde de insan beslenmesinde doğrudan veya dolaylı olarak en fazla kullanılan, kültür bitkileri arasında, ekiliş ve üretim bakımından dünyada ilk sırada yer alan bir bitki olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Ali Öztürk, “Buğday, dünyada 2009 yılı verilerine göre 225 milyon hektarlık ekim alanına, 682 milyon ton üretime ve 302 kg/da verime sahiptir. Ülkemizde kişi başına yıllık buğday tüketimi 225 kilogram olduğu ve günlük kalori tüketiminin yüzde 53'ünün buğday ve diğer buğday ürünlerinden karşılandığı göz önüne alınırsa, ülkemiz tarımı bakımından günümüzde olduğu gibi buğdayın gelecekte de en önemli tahıl ürünü olacağı söylenebilir.”diye konuştu.
BİTKİLERİN ÜRETİM SÜREÇLERİNDE KURAKLIK VE STRES FAKTÖRÜ
Bitkilerin yaşam süreçleri içerisinde değişik stres koşulları ile karşılaştıklarını anlatan Öztürk, “Stres altında bitkilerin gelişmeleri, metabolizmaları ve verimleri olumsuz etkilenir. Kuraklık, yetersiz beslenme, tuzluluk, düşük ve yüksek sıcaklık, toprak ve atmosfer kirliliği ve radyasyon bitkisel üretimde verimi sınırlandıran abiotik streslerdir Sayılan abiotik stresler içinde kuraklık, bitkisel üretimi sınırlandıran en önemli stres faktörüdür. Bitkiler kuraklık stresi ile kökleri yeterince su alamadığında veya transpirasyon oranının çok yüksek olduğu durumlarda tanışırlar. Bu iki koşul kurak ve yarı kurak bölgelerde sıklıkla oluşur. Bitkiler kuraklığa tolerans bakımından önemli farklılık gösterdiği gibi, aynı türün çeşitleri arasında da önemli farklılıklar görülür. Giderek azalan tarım alanlarında, strese yol açan olumsuz çevre koşullarına karşı bitkisel üretimde verimliliği artırmak önemlidir. Bunun yolu da stres koşullarına dayanıklı bireylerin seçilmesi veya ıslahıdır.” bilgisini verdi.
KURAKLIĞA EN DAYANIKLI BUĞDAY ÇEŞİTLERİ TESPİT EDİLECEK
Bitkilerin bitkinin söz konusu bu dönemlerde su eksikliği ile karşılaştığında, fizyolojik olarak olumsuz yönde etkileneceğini ve verimde azalmalar meydana geleceğini kaydeden Öztürk, su eksikliğinin, verimi ve bitkisel üretimi sınırlayan en önemli etken olmasının, sulamanın tahıl verimine etkisini en çarpıcı biçimde ortaya koyduğunu ifade etti.
Ekmeklik buğdayın karşılaşabileceği erken dönem kuraklık riskine karşı olarak hazırladıkları projenin, üretici için korkulu rüya olan kuraklık sorununu ortadan kaldıracağının altını çizen Özürk, “Projemiz kapsamında 64 çeşit ekmeklik buğday üzerinde çalışma yapıyoruz. Bu araştırma ve çalışmaların sonuçlarına göre, erken dönem kuraklığa en dayanıklı buğday çeşitleri belirlenecek ve kuraklık yüzünden ekmeklik buğday üretiminin sekteye uğramaması sağlanacak.” dedi.