Antik Çağdan 21. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi eserinin tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız olayları, ülkemizdeki, bölgemizdeki gelişmeleri tarihin bize tuttuğu ışık doğrultusunda sürekli yeniden yorumlamak, yeniden değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Bizim tarih çalışmalarımızın en önemli eksiğinin işte bu boyut olduğunu düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yayınlanan ‘Antik Çağdan 21. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi’ adlı eserin tanıtımı için düzenlenen programa katıldı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen, Kültür Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı milletvekilleri ile çok sayıda bilim ve kültür adamının hazır bulunduğu tanıtım programında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. ile Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan ve 10 cilt olarak yayınlanan eserin; İstanbul’a, Türkiye’ye ve millete hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, proje yöneticisi Mehmet Akif Aydın, editör Coşkun Yılmaz başta olmak üzere, eserinin ortaya çıkmasına destek veren destek veren 300 bilim adamına teşekkür etti ve “Bu eserin, şehir tarihi kitapları arasında, İstanbul’un geçmişine ve büyüklüğüne uygun zenginliğiyle ön plana çıkacağına inanıyorum.” dedi.
“İSTANBUL DÜNYANIN EN KADİM ŞEHİRLERİNDEN BİRİ OLARAK, BU TÜR ÇALIŞMALARI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”
Dünya üzerinde, binlerce yıldır önemini ve liderlik vasfını kaybetmeyen çok az sayıdaki şehirlerden biri olan İstanbul’u tüm yönleriyle anlatmanın, böyle hacimli bir eser için bile mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu eserin, yeni ve daha iddialı çalışmalar için örnek teşkil etmesini diliyorum. İstanbul dünyanın en kadim şehirlerinden biri olarak, bu tür çalışmaları, araştırmaları, eserleri ziyadesiyle hak ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de şehir tarihi çalışmaları alanında, son yıllarda bir çabanın varlığından söz edilse de ciddi eksiklerin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şehir tarihiyle birlikte biyografiler gibi tarihin diğer alanlarında da kat etmemiz gereken ciddi mesafe bulunuyor. Dünya ve bölge tarihi, İslam tarihi, genel Türk tarihi, Selçuklu tarihi, Osmanlı tarihi, hatta henüz 92 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen Cumhuriyet tarihi gibi alanların hepsinde de mevcut birikimimizi ileriye taşıyacak çalışmaları süratle hayata geçirmeliyiz. Çünkü tarih; sadece geçmişin hikâyesi değildir, aynı zamanda geleceğimize yön veren bir pusuladır. Yaşadığımız olayları, ülkemizdeki, bölgemizdeki gelişmeleri tarihin bize tuttuğu ışık doğrultusunda sürekli yeniden yorumlamak, yeniden değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Bizim tarih çalışmalarımızın en önemli eksiğinin işte bu boyut olduğunu düşünüyorum. Tarihimizi konu edinen eserleri cilt cilt kitapların kapakları arasına mahkûm etmemeli, bugünümüzü anlamak, geleceğimizi öngörmek için daha verimli şekilde kullanmalıyız.”
İstanbul’un tarihine derinlemesine vakıf olmadan, geleceğini sağlıklı şekilde kurmanın mümkün olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehrin Roma ve Bizans geçmişi konusunda nispeten zengin bir uluslararası bilimsel birikim olmasına rağmen, Yahya Kemal’in deyimiyle ‘Türk İstanbul’u’ ile ilgili aynı zenginliğin görülemediğini, bu durumu da hızla değiştirmek durumunda olduklarını dile getirdi.
“İSTANBUL TARİHİ, DÜNYANIN EN BÜYÜK MEDENİYETLERİNİN TARİHİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Antik Çağdan 21. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi’ eserinin, şehir ile ilgili tüm dünyada referans olabilecek eserler konusunda da bir örnek teşkil edeceğine işaret etti ve “Unutmamalıyız ki, İstanbul Tarihi, sadece bir şehrin tarihi değil, aynı zamanda dünyanın en büyük medeniyetlerinin, en güçlü devletlerinin tarihidir. Bizim böyle bir özelliğimiz var. Dolayısıyla, bu alanda yapılacak her çalışma, İstanbul’la birlikte ülkemizi ve dünyayı da zenginleştirecektir, tüm insanlığın ufkunu açacaktır” şeklinde konuştu.
Tarih ile bugün arasındaki kopukluğun bedelinin her alanda ödendiğine ve hâlen ödenmeye devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Medeniyet yarışında geri kalmamızın en başta gelen sebeplerinden biri de bu kopukluktur. Bugün İstanbul’da ve pek çok şehrimizde gördüğümüz sıkıntıların gerisinde, 1930’lardan itibaren tarihten, estetikten, kültürden yoksun bir şekilde yaşanan gelişmelerin büyük payı var. Özellikle 1960’lı, 1970’li yıllar, bu bakımdan adeta bir faciadır. Şayet, Türkiye’nin yeniden yapılanma sürecinin temellerinin atıldığı o dönemde böyle bir vizyonla hareket edilseydi, bugün herhalde, şehircilik bakımından da çok farklı bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıya olurduk. Atalarımız ‘zararın neresinden dönersen kardır’ diyor. Tabii ‘ba’de harab’ül Basra’ aşamasına gelmeden, geri getirilemeyecek kayıplar vermeden bu adımları atmalıyız.”
“İSTANBUL’U ÇOK DAHA İLERİYE TAŞIYACAĞIZ”
Siyasi hayatı boyunca, tüm değerleri ve tüm unsurlarıyla medeniyetin yeniden ihyası için mücadele eden bir siyasetçi olduğunu ve bu tür çalışmalardan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’un hem altyapısını, hem kültür, sanat, edebiyat başta olmak üzere diğer alanlardaki konumunu vizyonumuza layık hale getirmek için gerçekten çok gayret gösterdik” dedi. Eksiklerin olabileceğini; ancak bugünkü İstanbul’un 1994’te belediye başkanı olarak sorumluluğunu üstlendikleri İstanbul’la karşılaştırılamayacağını da herkesin kabul ettiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah, devam eden ve hazırlıkları süren yeni projelerle İstanbul’u çok daha ileriye taşıyacağız” sözlerine yer verdi.
Törende bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a İstanbul ile ilgili atılacak adımlarda cesur davranması tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cesur olunması gereken işlerden birinin Taksim Meydanı düzenlemesi olduğunu ve tarihî kışlanın, yeniden yapılması gerektiğini belirtti.
“BİZİM TARİHİMİZ KARA BİR TARİH DEĞİL, AK TARİHTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu değerlendirmelerle devam etti: “Eğer tarihimize sahip çıkacaksak, orada tarihi bir eser vardı, o tarihi eseri oraya yeniden kurduracağız. Adı ister tarih müzesi olur, ister şehir müzesi olur, bunu arada yapmamız lazım. İçeriği hakkında çok ilginç bilgilerimiz var. Geçenlerde Nabi Hocamızla da dertleştik. Şu anda dünyada birçok şeyler konuşuluyor ediliyor ya, Almanya’dakiler bir şeyler söylüyor. Onlara bir köşe yaparız orada. O köşede, onların neler yaptığını dünyaya tanıtırız. Fransızlara bir köşe yaparız, onları da orada tanıtırız. Amerikalılara yaparız, onları da orada tanıtırız. Dünya hepsini tanısın, nerede neler yapmışlar, hepsini görelim. Ama bu millete iftira atanlar, bu milleti de orada görsün. Çünkü bizim tarihimiz kara bir tarih değil, ak tarihtir. Bunu görsünler.”
TAKSİM MEYDANI DÜZENLEME PROJESİ
Taksim Meydanı’nda yapılması gerekenlerden birinin bir cami olduğunu, orada bir camiye ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanda yapılacak eserlerden bir diğerinin ise, Atatürk Kültür Merkezi’nin yerine yeniden dev bir opera binasının olduğunu söyledi ve “Bizim sanat anlayışımız bu. Bunu da görün demek lazım” diye konuştu.
Taksim Meydanı’nın tümüyle yayalaştırılması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda adımların cesaretle atılması gerektiğini belirtti ve ekledi: “Şunlar şöyle demiş, bunlar böyle demiş, bırakın. Millet ne diyor, biz ona bakalım.”
Dünyada ülkelerin ve şehirlerin meydanlarla anıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerin merkezinde, tarih ile tarihî eserler ile iç içe bu tür meydanlara ihtiyacımız var. Roma’daki meydanda bakarsınız turistler gelirler merdivenlerin üzerlerinde, oralarda otururlar. İnanın biz Taksim’de şu projeyi bitirelim, bitirdiğimiz anda arı kovanı gibi orası işleyecektir” dedi.
“BU ESERİN, KENDİ ALANINDA BİR MODEL OLUŞTURACAĞINA İNANIYORUM”
Tarih, kültür, sanat gibi alanlarda da İstanbul’u zenginleştirmek ve İstanbul’u anlatmak için önemli adımlar attıklarını ve bunu adımların meyvelerini almaya başladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük İstanbul Tarihi, işte bu meyvelerden biridir. Siyasetten demografiye, toplumsal hayattan dini hayata, iktisattan ulaşıma, eğitimden mimariye kadar çok geniş bir yelpazesi olan bu eserin, kendi alanında bir model oluşturacağına inanıyorum. Büyük İstanbul Tarihi, hem İstanbul, hem şehir tarihçiliği, hem de içerik zenginliğiyle, bu alanda önemli bir boşluğu dolduracak kıymettedir” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda davetlilerin Ramazan ayını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, kitabın ortaya çıkmasında emeği bulunanlara teşekkür ederek ve kitabın yayının hayırlı olmasını dileyerek tamamladı.