Başbakan Binali Yıldırım, "Herkes şunu bilmelidir ki 79 milyon vatandaşıyla her türlü ihaneti şiddeti, terörü bertaraf edecek, her türlü tuzağı bozacak kudrete sahiptir Türkiye Cumhuriyeti." dedi.
Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile İzmir Valiliğinin bir otelde şehit aileleri için düzenlediği iftar programına katıldı.
İftar sonrası yaptığı konuşmada Yıldırım, şehit yakınları ve gazilerle olmaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu belirtti.
Türkiye'nin istiklali için aziz canlarını seve seve feda eden evlatların emanetine sahip çıktıklarını kaydeden Yıldırım, "Şehitlerimizin aziz hatırasını yad ediyoruz, gazilerimizi saygıyla, şükranla anıyoruz. Gazilik, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük ünvanıdır." dedi.
Şehitleri anmak, onlara dua etmek, gazilerle dayanışmak için bir araya geldiklerini kaydeden Binali Yıldırım, şöyle konuştu:"Bu vesileyle şehit babasına karne günü, dün mektup yazan Miraç adlı evladımızın ve bütün şehit evlatlarının gözlerinden öpüyorum. Miraç diyor ki babasına; 'İnşallah baba cennette kavuşuruz'. Miraç'ın duasına yürekten inanıyoruz. Bizim de Rabbimizden niyazımız şehitlerimizle birlikte cennette haşrolmaktadır. Geride kendileri ile gurur duyan Miraç gibi evlatlar bırakan babaları, anaları minnetle ve şükranla anıyoruz. Bu akşamın manevi ikliminde şehitlerimizin ruhaniyeti de inşallah burada, bizlerle beraberdir. Huzurlarınızda şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun."
CENNET VATANI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Müslümanlıkta şehadetin çok önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Yıldırım, peygamberlerden sonra en önemli manevi mertebenin şehitlik olduğunu herkesin bildiğini vurguladı.
Şehitlerin namusa, istiklale ve onura sahip çıkmak için canlarını seve seve verdiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:"Bizler devlet, hükümet ve millet olarak aziz şehitlerimizin hatıralarını daima canlı tutacağız asla unutturmayacağız. Ecdadımız dün Gelibolu'da, Trablusgarp'ta, Çanakkale'de, Dumlupınar'da, İzmir'de, Şanlıurfa'da, Kahramanmaraş'ta, Gaziantep'te bu ülkenin istiklal mücadelesini verdiler. Ülkemizi, namusumuzu asla çiğnetmediler. Bize muhteşem ve güzel bir Türkiye armağan ettiler, biz de bu aziz, cennet vatanı gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz. Şehitlerimizin kanlarını temsil eden ay yıldızlı bayrağımızı en yükseğe çıkarmak namus borcudur, boynumuzun borcudur. İnancımız bize karamsarlığı yasaklamıştır. Rahat olun, müsterih olun Türkiye bugün daha öncesinden çok daha güçlüdür. Bugün Cumhurbaşkanımız ile birlikte İstanbul'da Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Deniz Kuvvetlerimize kazandırdığımız korvetlerin töreninde bir kez daha gördük ki Türk milleti büyük bir millet. Türk ordusu, milleti güçlendikçe güçlenmeye devam ediyor."
Türkiye'nin bulunduğu coğrafya nedeniyle güçlü olmak, güçlü kalmak gibi bir mecburiyeti olduğuna değinen Yıldırım, "İşte bunun için Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını yerli ve milli kaynaklarımızdan temin etmek için günden güne yeni yeni projeleri hayata geçiriyoruz. Hükümet olarak ülkemizin ve milletimizin gücüne güç katmak için çabalıyoruz, her türlü çalışmayı yapıyoruz. Milletimize ve değerlerine hep sahip çıktık. Coğrafyamızın, tarihimizin, inancımızın emanetlerine sahip çıkmaya devam ediyoruz." dedi.
Millet değerlerinin başında da hiç şüphesiz şehitlerin maddi ve manevi emanetlerinin geldiğini söyleyen Yıldırım, bu nedenle gazi ve şehit yakınlarına sahip çıkma gayreti içinde olduklarını hatırlattı.
Türkiye'ye yakışan şekilde emanetlere sahip çıkmayı ulvi bir görev kabul ettiklerini söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:"Millet ve devlet sizlere her zaman şükranlarını ifade etmeyi bir borç biliyor. Sizin yaptığınız fedakarlıklarınız karşısında ne yapsak, sizin ulvi ruhlarınız önünde ne söylesek yetersizdir. Bizim yapmaya çalıştığımız şehitlerimizin aziz hatırasına layık olmaktır."
ANAYASAL GÜVENCE
Şehitlerin ana, babaları, eşleri, çocukları ve yakınlarının Türkiye Cumhuriyeti'nin teminatı altında olduğunu belirten Binali Yıldırım, bu konuda hükümet olarak devletin büyük imkanlarını kullanmaktan kaçınmadıklarını, kaçınmayacaklarını dile getirdi.
Devletin şefkat ve himayesinden gazi ve şehit yakınlarının emin olmasını isteyen Yıldırım, şöyle devam etti: "Son 14 yılda çok önemli çalışmaları hayata geçirdik. 2010 yılında gerçekleşen halk oylamasıyla bir anayasa değiştirdiğimizi biliyorsunuz. Bu değişiklikle getirdiğimiz bir madde çok önemlidir. Şehit yakınları ve gaziler için alınacak tedbirlerin, eşitlik ilkesine asla aykırı sayılamayacağını anayasal güvenceye aldık. Şehitlerimize yapılacak her şey, bir ülke, bir memleket vazifesidir, bir vefa görevidir. Şehit yakınlarımızın, gazilerimizin durumlarını kademe kademe daha da iyileştirmeyi hedefliyoruz ve bunun gayreti içindeyiz."
Şehitliğin peygamberlikten sonra en yüce mertebe olduğunu vurgulayan Yıldırım, onların Türk milletinin geleceği için can verdiğini, Türk milletinin gönlünde müstesna yer aldıklarını belirtti.
Binali Yıldırım, ay yıldızlı bayrağın tesadüfen oluşmadığını, rengini şehitlerin kanından aldığına dikkat çekerek, şehitlerin hatırasını sonsuza kadar yaşatmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, şehitlik mertebesinin peygamberlikten sonra en yüce mertebe olduğunu, vatan, istiklal ve gelecek uğrunda canlarını veren şehitlerin Türk milletinin gönlünde müstesna yerlerini aldığına dikkati çekti.
Türk bayrağının hilalinin bağımsızlığı, renginin ise şehitlerin kanını sembolize ettiğini, her bir şehidin de kalplerde yıldız gibi parladığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:"Onun için şehitlerimizin hatırasını sonsuza kadar yaşatmak hepimizin en büyük vatandaşlık borcu olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti devletinin de en önemli görevidir. Şehitlerimizin acılarını hafifletmek, hayatlarını kolaylaştırmak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde Şehit Yakınları Dairesini kurduk. Hak sahiplerinin atamaları, özellikle son 2 yılda çok daha kısa sürede gerçekleşmeye başladı. Yılda 2 sefer atama yapılırken bundan böyle bakanımıza verdiğimiz talimatla şehit yakınlarımızın atamalarında bu kural değişti. Hiç beklemeden, hemen atamaları gerekleşecek. Şehitler ve yakınları gündemde olduğunda mevzuat teferruattır, asla ve asla mevzuatın arkasına sığınmayacağız, sığınanlara da müsamaha göstermeyeceğiz. Bugüne kadar 30 binin üzerinde şehit yakınının atamasını gerçekleştirdik, onlara sahip çıkmanın gayreti içinde olduk."
Şehit yakınlarına tanınan istihdam yani işe alma hakkını 1'den 2'ye çıkardıklarını, son düzenlemeyle birlikte kapsamı biraz daha genişlettiklerini kaydeden Yıldırım, şehitlerin 45 yaşından daha aşağı yakını hak sahibi olmaması halinde, 45 yaş üstü yakınına da devlette çalışma imkanı getirdiklerine dikkati çekti.
Aynı zamanda şehit anne ve babasına da bu hakkı tanıdıklarını aktaran Yıldırım, terörden mağdur olan sivil vatandaşların da bu bağlamda bazı haklara kavuştuklarını söyledi.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:"Terör mağduru sivil vatandaşlardan hayatını kaybedenlerin yakınları ya da engelli hale gelenlere sosyal güvence getirdik. Aylık bağlanma hakkı verdik, ağır malul olan gazilerimize sağlanan bakım desteğini köy korucuları ve sivil vatandaşlarımıza da teşmil ettik, yararlanmasını sağladık. Bu desteği asgari ücretin net 2 katına çıkardık. Vazife malulü er ve erbaş ile kamu görevlilerinin yakınlarına aylık bağlamada aranan muhtaçlık şartını ortadan kadırdık.
Harp malulü kapsamındakilerle tüm er ve erbaşların aylıklarını artırmış bulunuyoruz. 2002'de ilkokul mezunu birinci derece malul bir er ya da erbaşımıza 440 lira aylık verilirken bu rakam bugün 3 bin 137 liraya çıkmış durumdadır. Ortalama 7 kat artış sağladık. Giden geri gelmiyor, şehitlerimizi geri getiremeyiz. Allah bizleri onlarla cennete haşrolmayı nasip eylesin. Ama geride kalan yakınlarına en güzel şekilde bakmak, göz kulak olmak, yaralarını hafifletmek pekala mümkün. Bunun için de üzerimize düşen sorumluluğu bugüne kadar yerine getirdiğimiz gibi bundan sonra da getireceğiz."
Çalışmaya devam eden malullerin, maluliyet aylıklarının kesildiğini, bunu da ortadan kaldırdıklarını, şehit yakını ve gazilerin faizsiz konut temin etmesi için imkanlar sağlandığını anlatan Yıldırım, gazilerin günlük hayatlarını kolaylaştırmak için evlerde kullanılan elektrikte yüzde 40, suda yüzde 50 indirim sağladıklarını, seyahat kartlarıyla ulaşım masraflarını ortadan kaldırdıklarını kaydetti.
Başbakan Yıldırım, Edirne, Rize, Bayburt, Sarıkamış, Myanmar, Polonya, Slovakya ve Hindistan'da şehitlikler yaptıklarını, devlet ve millet olarak şehit aileleri ve gazilerin üzerlerine titrediklerini belirterek, "Devlet ve millet olarak elbette ki üzerlerinize titreyeceğiz. Yaptıklarımız ve yapacaklarımız şehitlerimizin göze aldığı ve bize bıraktığı değerlerin yanında bir hiçtir, bunu da biliyoruz, bunun da farkındayız. Şehit yakınları ve gazilerimizin bize hatırlattığı o büyük mana ve bize yüklediği o büyük mesuliyet yanında tüm bu saydıklarımı lütfen küçük bir cemile olarak kabul edin" dedi.
TÜRKİYE'NİN 90 YILLIK PRENSİBİ
Türkiye'nin her ülkenin dostluğunu istediğini, 90 yıllık prensibin Gazi Mustafa Kemal'in dediği gibi "Yurtta sulh cihanda sulh" olduğunu ifade eden Yıldırım, modern dünyanın güçlü bir ülkesi olarak tüm dünyayla barış ve adalet temelinde ilişkilerini sürdürmeyi şiar edindiklerini söyledi.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu bağlamda AB tam üyeliği hedefi bizim için hala geçerli önemli bir hedeftir. Rusya, ABD, dostluk, müttefiklik ilişkisi içinde olduğumuz önemli ülkelerdir. Tarihi beraberliğimiz olan komşu ülkeler, bizim kaderdaşlarımızdır. Bizden onlara zarar gelmez. Onlardan da bize zarar gelmesini istemeyiz. Herkes şunu bilmelidir ki 79 milyon vatandaşıyla her türlü ihaneti şiddeti, terörü bertaraf edecek tuzağı bozacak kudrete sahiptir Türkiye Cumhuriyeti. Şehitlerimizin aziz hatırası her zaman bağımsızlığımızın, onurumuzun güvencesi olmaya devam edecek."
Yıldırım, şehitlerin aziz hatıralarının kendilerine yüklediği sorumluluğu artırdığını, o sorumluluğun da terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarmak olduğunu belirtti.
Şehitlerin tam huzura kavuşmasının bu topraklardan terörün kökünün kazınmasına bağlı olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:"Herkes emin, rahat olsun ki terör Türkiye'nin gündeminden çıkacaktır. 32 yıldır bizi meşgul eden bu anlamsız terör belası artık Türkiye'nin gündeminde kalmamalıdır. Barış ve huzur ülkemizin her köşesinde egemen oluncaya kadar bu operasyonlar da sürmeye devam edecek. Her vatandaşımızın yüzünün güleceği, doğuyla batının, kuzeyle güneyin kucaklaşacağı günleri inşallah hep birlikte göreceğiz. Bu milletin onurlu yürüyüşüne kasteden hiçbir plan Türkiye'yi, Türk milletini bu mukaddes yolundan asla döndürmeyecektir. Suç işleyen, cinayete ortak olan herkes mutlaka adalet önüne çıkarılacaktır.
Bu vesileyle belirtmek isterim ki çok yönlü yürüttüğümüz çalışmalar her geçen gün netice almaya başlamıştır. Terörü, terör örgütlerini taşeron olarak kullanan ülkelere de buradan bir mesajım var. Biz bu terörü halledeceğiz ama siz bunlara destek verdiğiniz için bir gün bu büyük milletin yüzüne bakamayacak hale geleceksiniz."
HESABI LİME LİME BURUNLARINDAN GELİNCEYE KADAR VERECEKLER
Ankara Kızılay'da otobüs bekleyen masum insanları, İstanbul Vezneciler'de dükkanını açmaya başlayan güzel insanları canlı bombalarla katleden teröristlerin hiçbir insani değerin savunucusu olamayacağını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Onlar unutmasın ki insanları canlı bomba olarak öldürenlerin cenazesine katılıp adeta Türkiye'ye meydan okumaya çalışanlar da bunun hesabını elbette lime lime burunlarından gelinceye kadar vereceklerdir. Milletimiz, vatandaşlarımız en kısa zamanda hiçbir değer gözetmeyen bu cinayet şebekelerinin bertaraf edildiğini mutlaka görecek." diye konuştu.
Teröre verilecek en güzel cevabın İzmir'de bir araya gelen bu birlik, kardeşlik iklimi olduğunu dile getiren Yıldırım, "Türkiye 78 milyon vatandaşıyla, tek vatan, tek millet, tek devlet ve tek bayrak altında ilelebet yaşamaya devam edecektir. Aziz şehitlerimize buradan söz veriyoruz, 81 vilayetimizle 79 milyon insanımızla daima bir olacağız, daima birlikte Türkiye olacağız. Türkiye demokrasiden, hukuktan, birlik ve beraberlikten, medeniyet yürüyüşünden asla vazgeçmeyecek. Bu bizim ecdadımıza, şehitlerimize, sizlerin şahsında milletimize olan sözümüzdür." ifadelerini kullandı.
Şehit ailelerinin sıkıntılarıyla hemhal olup her türlü ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamanın, her zaman yanlarında olmalarının kendileri için şeref, görevlerin en yücesi olduğunu ifade eden Yıldırım, şehitlerine emanetine asla halel getirmeyeceklerini, şehit ailelerinin her birinin meselesinin kendi meseleleri olduğunu, gece gündüz onların yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
İzmir'e borcunun bulunduğunu, çünkü 79 milyonun sorumluluğunu almasına vesile bir kent olduğunu dile getiren Yıldırım, birlik ve beraberlik içerisinde hem İzmir'e hem ülkeye, çocukların, gelecek kuşakların kendilerinden beklediği hizmetleri yapmaya devam edeceklerini belirtti.
Sorunları torunlara bırakmayacaklarını, Türkiye'yi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine, onun da ötesine çıkarmak için canla başla milletçe çalışacaklarını vurgulayan Yıldırım, 30 Haziran'da İstanbul-İzmir arasını 3 saatin altına düşürecek büyük projenin, Osmangazi Köprüsü ve 40 kilometrelik otoyolunun açılışını gerçekleştireceklerini, adım adım İstanbul'un İzmir'e yaklaştığını kaydetti.
İzmir için üçüncülüğü kabul etmediklerini, İstanbul'un 34, İzmir'in 35 olduğunu, hedeflerinin İzmir'i İstanbul'la yarıştırmak olduğunu dile getiren Yıldırım, "Bunu İzmir başarır. Çünkü İzmir işgali gören, işgale başkaldıran ve bağımsızlığın, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının ilan edildiği şehirdir. Onun için İzmir'e yerel yönetimlerimizle el ele vererek İzmir'imizi Türkiye'nin parlayan yıldızı yapmaya, Avrupa'nın dünyaya açılan kapısı yapmaya hep birlikte gayret edeceğiz." dedi.
İftar yemeğini düzenleyen İzmir Valiliği ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına teşekkür eden Yıldırım, herkesin ramazan ayını kutladı.
Bugünlerde sınavlara giren öğrencilere de zihin açıklığı dileyen Yıldırım, yarının Babalar Günü olduğunu anımsatarak, "Bazılarımız Babalar Günü'nü buruk yaşayacağız. Babaları olmayanlar, babaları olanlar kadar şanslı olmayacak ama bugünümüzde dayanışmanın, sevginin, kucaklaşmanın ramazan ayıyla birlikte acıları azaltacak en büyük iş olduğunu bir kez daha hatırlayalım" şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım, ramazanın ülke ve millet için kardeşliğe vesile olmasını temenni etti.
Binali Yıldırım'ın iftar masasında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde şehit olan Halil Zilan Çelik'in eşi Suna ve babası Mehmet Çelik, Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit olan Cebrail Aksöz'ün kardeşi Mikail Aksöz ve annesi Döne Çankaya ile Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde şehit olan Tolga Topçuoğlu'nun eşi Aysun ve 11 aylık çocukları Utku Baran Topçuoğlu da yer aldı.
Başbakan Yıldırım'a eşi Semiha Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da eşlik etti.