TEŞVİK UYGULAMALARINI DEĞERLENDİREN PROF. DR. DEMİRDÖĞEN:
TEŞVİKLER YEREL KALKINMA DOKULARINA UYGUN OLMALI
Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirdöğen, yatırımlara devlet yardımı yapılmasını öngören teşvik yasalarının, yapılan tanımlanmaların aksine sonuçlar doğurduğunu söyledi.
BÖLGESEL KALKINMA FARKLILIKLARI
Demirdöğen, teşviklerden istenilen sonucun elde edilememesinin başlıca nedeninin, teşvik kapsamına alınan il ya da bölgeler için aynı teşvik araçlarının kullanılması olduğuna dikkati çekerek, “Teşvik unsurlarının ihtiyaçları göz önüne almaması, sektör veya firma bazında ihtiyaç analizi yapılmadan paket teşvikler sunulması, Teşvik kapsamına alınan iller ve bölgeler arasında farklılıklar olmasına rağmen aynı tür teşvik araçlarının kullanılması, Kararlarda yer alan bir çok teşvik ile ilgili yeterli kaynağın olmaması, Teşviklerin verilmesinde yerel otoritelerin ortaya çıkardığı bürokratik engeller ve özellikle politik beklentiler nedeniyle teşvik verilen bölgelerin geniş tutulması, tercih avantajını yatırımcının emrine sunmuş ve böylece bölgeler arasındaki gelişmişlik farkı azalmanın tam aksine artmıştır” diye konuştu.
HER YATIRIMCIYA AYNI TEŞVİK OLMAZ
Uygulamada yapılan hatayı ilginç bir benzetmeyle anlatan Prof. Dr. Demirdöğen, “Aynı beden elbiseyi farklı bedenlerdeki insanlara giydirmeye çalışmak ya da aynı ilaçla bütün hastaları tedavi etmek mümkün olmadığı gibi her işletmeye ya da yatırımcıya aynı teşviki vermek de uygun olmayabilir.” dedi.
ÜRETİME TEŞVİK VERİLMELİ
Yatırım ve üretim maliyetleri içerisinde önemli yer tutan ve desteklendiği takdirde istihdam ve üretim artışına yol açan teşvikler verilmesi gerektiğini vurgulayan Demirdöğen, “Örneğin Doğu Anadolu Bölgesi’nde arazi maliyetleri toplam yatırımın küçük bir yüzdesini oluşturmaktadır. Bu nedenle bu bölgede bedelsiz arazi tahsisi bir teşvik unsuru olarak dikkate alınmamalıdır. Zaten geçen dönem içerisinde de bu destekten özellikle Erzurum’da yararlanan yatırımcı olmamıştır. Bunun yerine bölgedeki yatırımcıların ve işletmelerin en önemli sorunu nitelikli eleman ihtiyacı ve yüksek enerji maliyetleridir. Özellikle bu iki konuda sağlanacak destekler bölgedeki işletmelere ve yatırımcılara büyük rahatlık sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.
TEŞVİK YASALARINDA İSTATİSTİKİ BÖLGE BİRİMLERİ ESAS ALINMALI
Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirdöğen, özellikle bölge kavramında artık istatistikî bölge birimlerinin esas alınması görüşünü savunarak, sözlerine şöyle devam etti: “26 Alt bölgeden oluşan bu birimler nispeten daha özel desteklerin verilmesinde kullanılabilir. Erzurum-Erzincan–Bayburt illerinden oluşan Erzurum bölgesine verilecek teşvikler Kayseri-Sivas Yozgat illerinden oluşan Kayseri bölgesine verilecek teşviklerden farklı olmalıdır. Önemli bir husus ise teşviklerin verilmesi ile ilgilidir. Verilen desteklerin imalatçı, hizmet yada tarım işletmesi olmak gibi farklı işletmeleri kapsaması ve bu işletmelerle ilgili kurumların farklı olması zorluklara sebep olmaktadır. Yine daha önce önerdiğim “Küçük İşletme İdaresi” şeklindeki yeni bir yapılanma içerisinde bu kurumlar bir araya getirilip teşviklerin tek elden verilmesi sağlanabilir. İşletmeleri ve yatırımcıları daha iyi işler yapmaya teşvik etmenin başlangıç noktası onlarla aynı dili konuşmaktır. Bu şekilde ne istediklerini doğru anlamak ve doğru desteği sağlamak mümkün olur. Bu nedenle eğitim ve danışmanlık işlerinin de yine bu “Küçük İşletme İdaresi” vasıtasıyla verilmesi mümkün olabilir. Mevcut KOSGEB merkezleri ve Ticaret ve Sanayi Odalarının imkânları bu amaçla kullanılabilir”