Samet ÖZÜNAL(GHA) – Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Erzurum İl Temsilcisi Işıl Bedirhanoğlu, “30 ile 40 yıl sonra ülkeler birbirleriyle su için savaşa girecek.” dedi.
SU GÜNÜNÜN ÖNEMİ
TEMA Erzurum İl Temsilcisi Işıl Bedirhanoğlu, 22 Mart Dünya Su Günü’nün, herhangi bir güne verilmiş sıradan bir paye olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. 22 Mart’ta, tüm dünyada su ile ilgili olarak yaşanan sıkıntılara dikkat çekildiğini ve farkındalık oluşturulduğunu anlatan Bedirhanoğlu, Birleşmiş Milletler kararıyla bu günün tüm dünyada “Su Günü” olarak kutlandığını hatırlattı. Tüm dünyanın gelecekte karşı karşıya kalacakları en büyük sıkıntının su olacağını vurgulayan Bedirhanoğlu, “Bundan 20 ile 30 yıl öncesine kadar su ile ilgili olarak duyulan endişelerin günümüz şartlarında ne kadar haklılığa sahip olduğunu hep birlikte görüyoruz. Dünyanın birçok ülkesinde su tüketimi noktasında sıkıntılar yaşanıyor ve bu sıkıntı artık küresel bir boyut kazanmıştır. Öyle ki, belki bundan 30 ile 40 sene sonra, dünya üzerinde ülkeler birbirleriyle su yüzünden savaşa girecekler. Bu beklenti bilimsel raporlarla da dile getirilmiştir.” diye konuştu.
Yeryüzündeki su kaynaklarının, çevre duyarsızlığı, doğanın katledilmesi ve hoyratça tüketim yüzünden giderek yok olduklarını ve insanlığın susuzluğa doğru adeta koşar adımlarla yürüdüğünü ifade eden TEMA Temsilcisi Bedirhanoğlu, bu durum karşısında Türkiye’de de acil önlemler alınması gerektiğini kaydetti.
BEDİRHANOĞLU: TÜRKİYE’DE SU YASASI ÇIKARILMALI
Suyun bir meta gibi para mukabilinde satın alınmaktan kurtarılması, Türkiye’de suya ve su tüketimine özel bir yasa çıkarılması gerektiğini vurgulayan TEMA Temsilcisi Bedirhanoğılu, ayrıca vakit kaybetmeden su kaynaklarının korunması ve yönetiminden sorumlu bir bakanlık kurulmasının gerekliliğine işaret etti. Su sorununun, görünüşte basit bir meseleymiş gibi algılanabileceğine dikkati çeken Işıl Bedirhanoğlu, “Türkiye’de suyla ilgili bir bakanlık kurulması şeklindeki talebimiz belki uçuk gelebilir, fakat 2030 ve daha sonraki yıllarda ülkelerin birbirleriyle su için savaşa girecek olmaları düşünülürse, hadisenin boyutları çok daha iyi anlaşılabilir. Bu bakımdan Türkiye’de vakit kaybedilmeden gerekli adımlar atılmalı, su kaynaklarının korunması, artırılması ve insanlara sağlıklı su tüketimi imkanının sağlanması noktasında tedbirler alınmalıdır. Aksi halde Türkiye de, geleceğin küresel sorunu haline gelecek olan su sıkıntısından üzerine düşen payı alacaktır.” dedi.