Olay, 31 Ağustos 2011 günü öğle saatlerinde meydana geldi. İspir Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Yılmaz (54), akrabalarıyla bayramlaşmak için Yeşilyurt Köyü'ne geldi. Akrabalarıyla görüşen Ömer Yılmaz köy içerisinde bulunan bahçesine gitti. Elindeki sepetle yere dökülen dutları toplayan Ömer Yılmaz, aniden karşısına çıkan ayının saldırısına uğradı. Ayının pençelerinin boğazına isabet ettiği Ömer Yılmaz hayatını kaybederken, 60 yaşındaki Niyese Yılmaz, Ömer Yılmaz'ın cesedinin bulunduğu yere yaklaşık 500 metre mesafede, Yedigöze Köyü Koptur mevkiinde kendisine ait bahçede dut topluyordu. Ayının saldırdığı kadın hayatını kaybetmişti.
Olay sonrası Yılmaz ailesinin 83 bin TL maddi, 120 bin TL manevi tazminat davası talebi üzerine, Erzurum 2. İdare Mahkemesinde iki üyeli hakim ile tek üye hakimden farklı görüş kararı çıktı. İki üyeli hakim, "Olayın yaban hayatı koruma sahası içerisinde olmadığı" görüş belirtirken, tek üyeli hakimin ise "Yaban hayatını koruma görevlilerinin görevini yerine getirmediği ve idarenin kusurlu bulunduğu" yönünde görüş belirtti.
"ÖLÜM OLAYI YABAN HAYATI KORUMA SAHASI İÇERİSİNDE DEĞİL"
Erzurum 2. İdare Mahkemesinin iki üyeli hakimin verdiği kararda, "Yasal düzenlemeler ile birlikte yapılan değerlendirmede davalı idarenin 'yaban hayatı korumak ve kollamakla' ilgili yükümlülükleri ve idarenin bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında 3. kişiler verdiği zararlardan sorumluluğu bulunmakla birlikte, idare faaliyetle ilgisi bulunmayan yaban hayvanlarının verdikleri zararlardan idarenin sorumlu tutulamayacağı açıktır. Bu nedenle Bakılan uyuşmazlıkla, idarenin koruma altına almış olduğu, kendi bakım, gözetim ve denetim altında tutmakta olduğu yaban bir hayvanın topluma açık bir alana kaçarak çevreye ve insanlara zarar vermesi gibi bir durumun dava konusu uyuşmazlıkta söz konusu olmadığı doğada yaşayan her bir hayvanın gerçekleştireceği veya gerçekleştirmesi muhtemel zararlı fiillerden Devletin doğrudan sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın yaban hayvanlarının bunların yaşam alanlarının korunması ile ilgili görevleri bulunmakla birlikte doğal ortamda yaşayan bütün hayvanların özellikle de yaban hayvanlarının kontrol altında tutmanın olanağı olmadığı, ayrıca olayın meydana geldiği bölgenin yaban hayatı koruma sahası içerisinde yer almadığı, bu haliyle davalı idarelere atfedilecek kusur bulunmadığından, idareler açısından gerek kusura dayalı gerekse kusursuz sorumluluk şartlarının gerçekleşmediği sonucuna varılarak, İçişleri Bakanlığı ve Erzurum Valiliği'ni sorumlu tutulmasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı kanaatine varılarak açıklanan nedenlerle birlikte davanın reddine karar verilmiştir" görüşlerine yer verdi.
HAKİMİN KARŞI OYU: "İDARE KUSURLU, TAZMİNAT HÜKÜMLÜLÜĞÜ DOĞAR"
İdare Mahkemesi'nin bir üye hakimin verdiği 'red' kararında ise, İdarenin kusurlu bulunduğu yönünde görüş belirten üye hakim, "İdarenin yaban hayvanlarını koruma görevi kapsamında boz ayıları mutlak koruma altına alması, insanların ya da kendilerini, canlılar ile mallarının korunması bakımından avlanmaya herhangi bir istisna öngörmemesi halinde kişilerin uğradıkları zararı tazmin yükümlülüğü doğacaktır. Davacılar köyün girişinde bulunan kendisine ait bahçede çalışırken ayı saldırısına maruz kaldığı, saldırıya maruz kaldığı, olayın olduğu bölgeye yakın yaban hayatı geliştirme sahasının bulunduğu, bu tür saldırı olasılığına karşı risk altında bulunan köylerde yaşayanlara gerekli ve yeterli bilgilendirme yapılmadığı gibi önlemlerinde alınmadığı, ayı saldırısına karşı kendisinin koruyabilmesinin ya da saldırıyı mukavemet gösterebilmesinin olanağı olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle yaban hayatı koruma görevini yerine getirmediği görülen Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın söz konusu davayla ilgili ortaya çıkan zarar arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, olayda hizmet kusuru oluştuğundan davacıların maddi ve manevi zararları hesaplanarak tazminata hükmedilmesi gerektiğini görüşü ile çoğunluk iki üyenin kararına katılmıyorum" görüşünde bulundu.
İdare Mahkemesi'nin temyiz edilen kararı Danıştay'a gönderildi. Şimdi Danıştay'ın bu kararı onaylayıp onaylamayacağı merak konusu oldu.