ERZURUM gazetesi
Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç, Doğu Anadolu Bölgesindeki vatandaşları soba ve şofben zehirlenmelerine karşı önlem almaları konusunda uyardı.
Kış aylarında ısınmak için soba kullanımının tercih edildiği evlerde; hatalı kullanım, tedbirsizlik, ihmalkârlık ve hatalı baca bağlantılarının yapılması nedeniyle her yıl pek çok karbonmonoksit zehirlenmesi, hatta ölüm vakalarıyla karşılaşıyoruz. Ancak daha dikkatli olarak ve uzmanların tavsiyelerine kulak vererek üzücü olayların yaşanmasını engellemek mümkün. Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Sevinç, zehirlenme ve ölüm vakalarını minimize etmek amacıyla önemli bilgiler verdi.
Karbonmonoksit gazının duvardan bile sızabilen ölümcül nitelikte bir gaz olduğunu belirten Kars İl Sağlık Müdürü, “Karbonmonoksit gazı, doğal gaz, kömür ve odun gibi yapısında karbon bulunan yakıtların yanması veya tam olarak yanmaması sonucunda oluşan zehirli bir gazdır. Renksiz ve tatsızdır. Bunlara ilaveten kokusuzdur. Bu nedenle ortamda hissedilmesi zordur. Zaten bu yüzden zehirlenmeye bağlı ölüm vakalarına çoğu zaman gece saatlerinde uyku esnasında rastlıyoruz. Zehirlenen kişi karbonmonoksit gazını soluduğunda başta pek bir şey fark etmez ama belirtiler hızla kendisini göstermeye başlar. Karbonmonoksit kısa sürede kanda oksijen ile yer değiştirip beyin, kalp ve diğer yaşamsal organları oksijenden mahrum bırakır. Ortamda fark edilemediği için de “sessiz katil” olarak bilinir. Bu sessiz katile karşı hepimiz mutlaka tedbirli olmalıyız.” şeklinde konuştu.
//ZEHİRLENMELER NASIL ANLAŞILIR?
Karbonmonoksit zehirlenmesinde belirtilerin hafif baş ağrısından komaya, hatta ölüme kadar varan boyutta olabildiğini bildiren Dr. Fahri Sevinç, “Semptomların şiddeti, kişiden kişiye ve solunan karbonmonoksit miktarına göre değişir. Çocuklar, yaşlılar, akciğer ve kalp rahatsızlığı olanlar, sigara içenler daha fazla risk altındadır.
Karbonmonoksit zehirlenmesi belirtilerinin; migren, inme, besin ve alkol zehirlenmesi ya da kalp rahatsızlığı ile karıştırılabiliyor. Gerekli önlemlerin alınmasının yanı sıra zehirlenme belirtilerinin de iyi bilinmesi gerekiyor. Zehirlenme erken dönem belirtileri arasında baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, denge kusuru, görmede bulanıklık, çarpıntı, kulak çınlaması, uyuşukluk ve bulantıyı sayabilirim. Ardından kusma, kaslarda gevşeme, hareket edememe, şuur kaybı ortaya çıkar. Yüksek miktarda ve uzun süre karbonmonoksit gazına maruz kalan kişilerde belirtiler gitgide şiddetlenir. Ağır zehirlenmelerde ise çok belirgin tansiyon düşüklüğü ve ölüme neden olabilecek bulgular izlenir. Karbonmonoksitin en ağır etkileri ise kalp ve beyin üzerinedir” diye konuştu.
//ZEHİRLENMELERDE NELER YAPILMALIDIR?
Karbonmonoksit zehirlenmesi şüphesi olduğunda yapılacak en iyi şeyin, mümkün olduğunca sakin davranarak, yapılması gerekenleri sırasıyla ve hızlıca yapmak olduğunu ifade eden Fahri Sevinç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zehirlenenlere yardım edecek kişinin önce kendi sağlığı için güvenli bir ortam oluşturması gerekir. Bu nedenle karbonmonoksit gazının hakim olduğu ortamın camları açılmalı ve odaya oksijen girişi sağlanmalıdır. Eğer camlar açılmıyorsa kırılmalıdır. Gazdan etkilenen kişi hemen temiz havaya çıkarılmalı ve 112 Acil Servis aranarak yardım istenmelidir. Acil Servis personeli ulaşana kadar, hasta düz bir zemine yatırılmalı, hava yolu açık değilse açılmalı, solunum yoksa temel yaşam desteği uygulanmalıdır. Ayrıca hastanın üzeri battaniyeyle örtülerek ısı kaybı engellenmelidir. Ayrıca en kısa zamanda hastanın Hiperbarik Oksijen tedavisine alınması hayat kurtarıcı, sakatlık riskini azaltıcı ve hastanın yoğun bakımda kalma süresini azaltıcı etkiye sahiptir. İlk 12-24 saat içinde hastanın tedaviye başlanması çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki ortam tam olarak havalandırılmadan tekrar o ortama girilmemelidir.”
//HALKIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR
Halkın zehirlenmelere karşı bilinçlendirilmesinin gerekliliğini savunan ve zehirlenmelerle etkin mücadelenin bu şekilde sağlanabileceğini kaydeden Sevinç, “Sobaların usulüne göre yakılmaması, kalitesiz kömür kullanımı, boru ve bacaların bağlantılarının tekniğine uygun olmaması, düzenli periyotlarla baca ve boru temizliğinin yapılmaması kömür sobalarında riski artıran durumların başında geliyor. Böyle acı olayları yaşamamak için vatandaşlarımızı azami dikkatli olmaları konusunda uyarıyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.