SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Bir asır öncesine kadar sahip olduğumuz ormanlık alanlara bugün rastlayamıyorsak, çevreye verdiğimiz zarar açıkça ortadadır.” dedi.
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi (KKEF) Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Doğanay, denetimsiz ve hesapsız insan tahribatının, bölgedeki orman örtülerinin çok sınırlı yörelere çekilmesine yol açtığını söyledi.
//ORMAN DAĞILIMI EŞİTSİZLİĞİ
Türkiye’deki orman örtüsünün, coğrafi bölgelere eşitsiz bir biçimde dağıldığını kaydeden Doğanay, “Örneğin, birçok Avrupa devletinin arazisinden daha büyük bir araziye sahip olan ve alanı 163 bin 400 kilometrekareyi bulan Doğu Anadolu Bölgesi’nde, ancak 19 bin kilometrekare kadar orman arazisi vardır. Bu da bölge alanının sadece yüzde 12’si demektir.” şeklinde konuştu.
Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ormanlık alanın bu kadar az olmasının nedeninin, sadece sıcaklık, nem ve yağış koşulları şeklinde açıklanamayacağına dikkati çeken Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Çünkü bugün yeryüzünün çok daha kuzeyinde ve Sibirya gibi ülkelerde, ülke alanlarının ortalama yüzde 50’den daha fazlası zengin ormanlarla örtülüdür. Anlaşılıyor ki, bölgemizin, ormanlar yönünden bugün dikkatimizi çeken bu hüzün verici manzarası, her şeyden önce insanın çevreye verdiği büyük zararların bir sonucudur.” diye konuştu.
“ERZURUM VE BÖLGENİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ BİR ASIR ÖNCE ORMANLARLA KAPLIYMIŞ”
Ortaçağ gezginlerinin seyahatnamelerinde, Erzurum ve bölgenin orman örtüsüyle ilgili olarak çeşitli aktarımlar bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Seyahatnamelere göre; günümüzden daha bir asır öncesine kadar Palandöken Dağları, Torum Gölü çevresi Ardahan Platolarının geniş bölgeleri, Bitlis, Tatvan ve Hakkari çevreleri gür ormanlarla kaplıymış. Oysa bugün bu bölgelerde ormanlara tek-tük orman kalıntıları ve ağaç varlığı olarak rastlıyoruz. Bu da, hazıra dağların bile dayanmadığını açıkça ortaya koyuyor.” dedi.
Ormanların sadece çevre sorunlarını önleme bakımından değil, bu yararlarından başka daha birçok yararlarının bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Doğanay, “Nitekim ormancı bilim insanlarının kanaatlerine göre, bugün 2 binden fazla tüketim alanında orman ürünleri kullanılmaktadır.” şeklinde konuştu.
//ORMANIN ÖNEMİ
Öte yandan ormanların bulundukları yerlerde yağışları arttırdığına dair yanlış bir kanaat bulunduğunu dile getiren Doğanay, “Ormanlar, bölgenin aldığı toplam yağış miktarını artırmaz. Ama ormanlar bölgedeki yağışın akış dengesini kurar. Yağış sularının topografya yüzeyinde çabucak akıp kaybolmasını yavaşlatır. Bölge topraklarına sızma yoluyla daha fazla nem ulaşmasını sağlar. Çevrede serinlik oluşturur. Bu durum, erozyon diye tanımladığımız yüzeysel akışla toprakların aşındırılıp taşınmasını, büyük ölçüde yavaşlatır. Bugün bölgemiz sorunlarının en önemlilerinden biri, erozyon ile topraklarımızın verimli kısımlarının, aşındırılmak suretiyle taşınıyor olmasıdır. Bölgemizden yüz binlerce ton verimli toprak, Aras ırmağı aracılığıyla Hazar denizine, Çoruh ırmağı ile Karadeniz’e ve Karasu Murat ırmakları ile de, Basra Körfezi’ne taşınmaktadır. Bölgemizdeki orman tahribatının boyutu işte bu kadar büyüktür.” ifadelerini kullandı.