Sigara içen her 5 kişiden 1'i KOAH hastası
Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığının (KOAH)'ın, müzmin tıkayıcı akciğer hastalığı anlamına geldiğini, sigaraya bağlı oluşarak nefes darlığıyla karakterize ve ilerleyici olduğunu belirtti.
Halk arasında pek bilinmemesine karşın KOAH'ın dünya genelinde önemli ve öncelikli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade eden Özlü, "KOAH, dünyanın en sık görülen, en çok öldüren, en fazla sakat bırakan ve en yüksek tedavi maliyetlerine yol açan hastalıklar listesinde en başlarda yer alıyor. İş günü kayıpları, maluliyet ve erken ölümler yoluyla ekonomik bilançosu çok ağırdır. Türkiye gibi dünyanın en fazla sigara içilen bir ülkesinde, KOAH öncelikli bir sağlık sorunudur" dedi.
EN ÖNEMLİ NEDENİ SİGARA
Özlü, KOAH'ın çok nadir istisnalar dışında tamamen sigaraya bağlı olarak meydana gelen bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Sigara içen her 5 kişiden 1'i, yaşamının son yıllarını KOAH hastası olarak geçirmektedir. KOAH, kişide sigaranın ilk içildiği gün başlamaktadır. Yıllarca yavaş yavaş ilerleyen hastalık, akciğeri içten içe kemirip tüketir fakat hasta bunu uzun süre fark edemez. Farkına vardığında ise zaten iş işten geçmiş olur. İçilen tek bir sigaranın bile akciğerde çok ciddi hasara yok açtığı bilinmektedir."
SİGARA KOAH’I TETİKLİYOR
Prof. Dr. Tevfik Özlü, sigara içildiği müddetçe KOAH'ın çok hızlı ilerlediğini belirterek, şöyle devam etti: "Hastalık kişinin yaşam kalitesini sınırlayıp, yürüyemeyen, günlük işlerini göremeyen, başını yastığa koyup rahatça uyuyamayan, başkalarına bağımlı, tık nefes bir kişi haline getirir. Halbuki sigarayı bıraktıktan sonra ilerleme hızla azalır ve bu süreç uzar. KOAH, erken dönemde öksürük ve balgam ile kendini belli eder. Sağlıklı bir kişi öksürmez ya da balgam çıkarmaz. KOAH, tedavi ile ortadan kaldırılamaz. Akciğerlerde oluşan hasar geri dönüşlü değildir. Hastalar sigarayı bırakıp önerilen tedaviye uyduklarında kuşkusuz bundan fayda görürler. Şikayetleri azalır ve yaşam kaliteleri artar. Ancak büsbütün hastalığı kontrol altına almak, şikayetleri ortadan kaldırmak ilerlemeyi tamamen durdurmak olası değildir."