ÇANAKKALE (İHA) - Çanakkale Savaşları sırasında şehit düşen 253 bin asker arasında yer alan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, Eceabat ilçesinde gece başlayıp sabaha kadar süren törenlerle anıldı.
Sağlık-Sen tarafından tertiplenen “tıbbiyeden şahadete” adlı anma programı, sağanak yağmur sebebiyle Kabatepe Mimoza Tesisleri yerine Eceabat Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Saat 21.00’de başlayan programa Sağlık Bakanı Recep Akdağ da katıldı. Akdağ, çadırda akşam yemeği yedi. Bakan, bulgur pilavı, kavurma, hoşaf ve tayın ekmeğinden oluşan yemeği üniversite öğrencileriyle birlikte yedi. Daha sonra tiyatro sanatçısı Ahmet Yenilmez’in sunduğu yaptığı programa geçildi.
Yenilmez’in, oğlunu askere yollayan bir annenin ağzından, kınanın bir kurbana, bir geline, bir de askere yakıldığını anlatması sırasında davetliler ağladı. Program, sağlık çalışanlarının oluşturduğu koronun seslendirdiği türkülerle devam etti.
Törende bir konuşma yapan Sağlık - Sen Genel Başkanı Metin Memiş, şehit tıbbiyelilerin acısını bugün bile yüreklerinde hissettiklerini söyledi. Memiş, “Onlar, okullarını, kalemlerini, kağıtlarını, derslerin bırakarak cepheye koştular. Bugün ne yapsak onların hakkını ödeyemeyiz” dedi.
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir de, “Bugün bu topraklarda gönül rahatlığıyla yaşayabiliyorsak, bu, ecdadımızın yaptığı fedakarlık sayesindedir” diye konuştu.
TÜRKİYE SAĞLIKTA MODEL OLDU
Sağlık Bakanı Recep Akdağ da, "Türkiye bugün sağlıkta bir dünya modeli oldu. Kendi insanı ve dünyanın diğer ülkeleri açısından. Biz bunu işte burada şehit olan Tıbbiyelilerin ruh dünyasından aldığımız aynı kararlılıkla yerine getiriyoruz. Çünkü biz insana değer veriyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki Allah'ın yarattığı en şerefli mahluk olan insana hizmet etmek kadar değerli bir şey yok. İnsanların en hayırlısı, insanlara hizmet edenlerdir. Bizler sağlıkçılar olarak bu duygularla yolumuza devam edeceğiz. Biz burada, hayatının baharında şehit olan bu mesleğin mensupları için toplandık. Onlara karşı vefa borcumuzu ifa etmenin yolu, bir gece onlar için buraya toplanmak değil. Bunu yapıyoruz, yapacağız, ama bunun yolu onlara layık olmaktan geçiyor. Bu kardeşlerimize binlerce rahmet diliyorum. Onlara layık nesiller olmayı cenabı Allah'tan niyaz ediyorum. Tıbbiyeliler, ülkenin bütün gençleri gibi, kendilerine ihtiyaç duyulduğu bir zamanda Çanakkale'ye koştu. Ve çok kısa bir süre içerisinde, hayatlarının baharında şahadet şerbetini içtiler. Başka bir çare de yoktu. Ülkeniz yoksa, özgürlüğünüz, bağımsızlığınız ortadan kalkmışsa hiçbir şeyin kıymeti kalmıyor. Onlar o zaman bunu hissetmişler. Ve büyük bir manevi güçle buralara koşup gelmişler. Onları bizim gelecek nesiller adına yaşatmamız lazım. O ruhu yaşatmamız lazım. Ben Çanakkale'ye her geldiğimde bunu hissediyorum. Bu sebeple, o yıllarda tıbbiyenin mezun vermediği bir dönem var. Biz, kendi insanı için hayatının baharında canını feda eden insanları ve o günün zorluklarını düşündüğümüzde, bugün ne kadar çalışsak, ne kadar fedakarlık etsek, ne kadar üzerimize yük olsa, bunu biraz daha taşıyabilecek kuvveti bulmuş oluyoruz. Enerjiyi bulmuş oluyoruz" diye konuştu.
Tiyatro gösterisiyle devam eden program, “Çanakkale savaşlarında tıbbiyeliler”gece saat 01.30’a kadar sürdü. Daha sonra 03.30 ile 05.30 arasında şehitlikler ziyaret edilerek, şehitlerin ruhlarına Kur’an-ı kerim okundu.