TCMB Meclis Üyesi Prof. Dr. İlker Parasız, Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinin konuğu olacak. Parasız “ Kriz Yönetiminde Para Politikalarının Rolü” konulu konferansa konuşmacı olarak katılacak.Prof. Dr. Parasız, Eko Haber Gazetesindeki makalesinde Para politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
KRİZ PASİF PARA POLİTİKALARI OLUŞTURDU
Krizin pasif para politikaları oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Parasız, “Kriz ve pasif para politikası Ülkemiz 2001 krizinden sonra dünyadaki 23 merkez bankasının izlediği enflasyon hedeflemesine dayalı para politikasını izlemeye başladı. Bu politikanın bir ayağında faiz oranları, diğer ayağında ise beklentilerin yönetimi söz konusudur. Merkez Bankası bu çerçevede, bir tepki doğrusu çerçevesinde para politikasını yönlendirmektedir. Tepki eğrisi de, bir taraftan enflasyona, diğer taraftan reel faiz oranlarına dayalı bir doğrudur. İşin ilginç tarafı, böyle bir para politikasında paraya verilen rol; pasiftir. Daha teknik bir deyişle, paranın içsel olduğu kabul edilmektedir. Yani Merkez Bankası, faiz oranlarını belirlemekte, belirlediği bu faiz oranlarından, eğer bankalardan kendisine bir talep gelirse bu talep karşısında bankacılık sektörüne likidite vermektedir. Yani inisiyatif, özel sektörden bankalara, bankalardan da Merkez Bankasına doğrudur.Merkez Bankası, prensip olarak kendi başına ekonomideki parasal büyüklükleri belirlememektedir. Tamamen piyasanın arzularına uymaktadır. Hal böyle olunca, ister istemez para politikası sanki ekonomide paranın dışındaki faktörlere dayalı olarak yürütülmektedir.Ağustos 2007de başlayan krizden sonra başta FED, İngiltere Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası gibi büyük merkez bankaları faiz oranlarının yanı sıra doğrudan doğruya piyasadaki bazı zehirli finansal kıymetleri satın alarak bunun karşılığında bilançolarını büyütmek yoluna gitmişlerdir.Yani ekonomilerindeki para tabanını önce artırmışlar, sonra bunların bir kısmını sterilize etmek yoluna gitmişlerdir” ifadelerini kullandı.
ENFLASYON HEDEFLEME POLİTİKASI SÜRECEK
Merkez Bankasının enflasyon hedeflemesi politikasını sürdürdüğünü belirten Parasız, “ Ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde izlenen para politikasında Merkez Bankasının konumu pasiftir. Yani piyasanın ve bankaların talebine göre para tabanını genişletmek durumundadır.Bu koşullarda Merkez Bankasının para politikasının başarısı, piyasadaki Güven Endeksinin yükselmesine bağlıdır. Piyasada beklentiler ve güven iyileşmedikçe Merkez Bankasının kendiliğinden inisiyatif almasına imkan olmadığını belirten Parasız, “Bu durumda belki yeni bir paradigmaya ihtiyaç vardır. En azında konunun ülkemizdeki üniversite hocaları ve Merkez Bankası uzmanlarının birlikte oluşturacakları bir tartışma ortamına taşınmasında yarar vardır.Son sanayi sektörü endekslerinin boyutları, özellikle Bursa, Kocaeli, Tekirdağ, Çorlu, İstanbul ve Sakarya gibi sanayileşmiş kentleri çok fazla sarsmış durumdadır.Ben hasbel kader Bursa ekonomisini yakından tanıdığım için ekonomik gidiş ile ilgili sorunları çok öncelerden dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Şu anda yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olup olmadığı tartışmaya açılmalıdır. Bu tartışmalardan mutlaka hayırlı sonuçların çıkacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.