Orhan Yıldırım (CİHAN)- Erzurum İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Serhat Vançelik, Türkiye'de ölüden ve canlıdan organ bağışı sayısının 'yok' denecek kadar az olduğunu söyledi. Atatürk Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bülent Aydınlı ise, "Maalesef vatandaşlarımız hatta sağlık personeli organ bağışı konusunda gerekli bilgi ve bilinç düzeyine sahip değil." diye konuştu.
//ORGAN BAĞIŞINDA GERİDEYİZ
Organ Bağış Haftası etkinlikleri kapsamında Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi Konferans Salonu'nda, 'Organ ve Doğu Bağışı' konulu etkinlik düzenlendi. Etkinliğe katılan konuşmacılar, organ ve doku bağışı konusunda toplumun bilinç ve bilgi seviyesinin düşüklüğünden yakındı. Erzurum İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Serhat Vançelik, Türkiye'de ölüden ve canlıdan organ bağışı sayısının 'yok' denecek kadar az olduğunu söyledi. Vançelik, İspanya'da ölüden alınan organ sayısının Türkiye'den oldukça yüksek olduğunu ifade etti. Organ bağışı konusunda yoğun bakım hekim ve uzmanlarına büyük görevin düştüğüne işaret eden Vançelik, "Yoğun bakımda tıbben ölü sayılan ve beyin ölümü gerçekleşen kişilerin yakınları ile organ ve doku nakli konusunda bilgilendirme yapılmalı. Bu kişilerin yakınları ikna edilerek beyin ölümü gerçekleşen kişinin organları, organ bekleyen kişilere nakledilmeli." dedi.
//KADAVRALARDAN MARJİNAL ORGAN ALIYORUZ
Atatürk Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bülent Aydınlı ise, toplumun organ nakli konusunda aydınlatılmasının gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Aydınlı, nakledilecek vasıfta organ bulamadıkları için kadavralardan marjinal nitelikteki organları aldıklarını dile getirdi. Bu sayede kötü vasıftaki organları kullanma, hayata kazandırma konusunda yetenek kazandıklarına da vurgu yapan Aydınlı, "Türkiye'de belli başlı merkezlerde organ ve doku nakli yapılıyor. Maalesef vatandaşlarımız hatta sağlık personeli organ bağışı konusunda gerekli bilgi ve bilinç düzeyine sahip değil." diye konuştu. Atatürk Üniversitesi Organ ve Doku Nakil Merkezi'nde 99 hastaya organ nakli gerçekleştirdiklerine de dikkat çeken Doç. Dr. Aydınlı, önümüzdeki günlerde 100'üncü hastaya organ nakli gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşayacaklarına da sözlerine ekledi.
//BEYİN ÖLÜMÜ İLE BİTKİSEL HAYAT FARKLI
Prof. Dr. Nazmi Doğan da organ nakillerinde beyin ölümünü önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Doğan, yoğun bakımda yatan ve beyin ölümü gerçekleşen vakaların, bitkisel hayattaki vakalarla karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekerek, "Bizler tıbben ölmüş sayılan ve beyin ölümü gerçekleşmiş vakaların yakınlarından organ nakli konusunda duyarlık bekliyoruz. Bitkisel hayattaki bir hasta iyileşip hayata dönebiliyor. Ancak beyin ölümü gerçekleşmiş kişinin artık yaşama şansı hiç yoktur." diye konuştu.
Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi Başkanı Dr. Aslı Kara ise organ nakli konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun organ naklinin 'caiz' olduğu yönünde fetva verdiğini hatırlatarak, "Organ naklinin dinen bir sakıncası yoktur. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konuda caizdir yönünde fetvası bulunmakta." şeklinde konuştu.
//ORGAN VE DOKU NAKLİNDE FARKLI TAKINTILAR
Organ ve Doku Nakli Erzurum Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Aslı Kara, organ nakli konusunda halk arasında bazı takıntıların bulunduğunu ifade ederek, 'Kişi diyor ki (hocam ben organımı vereceğim ama adam gidip gözlerimle zina yaparsa ne olacak bana günah gelecek, karaciğerimi alıp içki içecek, günahı bana gelecek) bu tür takıntılar olabiliyor' dedi.
Kara, Organ Nakli Erzurum Bölge Koordinasyon Merkezi tarafından, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de yüzde 30'u kadavradan, yüzde 70'i de canlıdan canlıya organ naklinin yapıldığını söyledi.
Türkiye'deki organ nakli sayısının yetersiz olduğunu ifade eden Kara, şunları kaydetti:
'Bugünkü konferansta katılımın az olması bizim sağlık çalışanlarının da bu işe yeterince önem vermediğinin bir göstergesidir. Organ nakli kaynakları Türkiye'de yüzde 30'u kadavradan, yüzde 70'i de canlıdan canlıya nakil yapılıyor. Canlıdan canlıya nakil yapıldığı zaman o kişide, ileride böbrek yetmezliği sorunu çekebilir. Bizim hedefimiz artık yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş insanlarından da organ naklinin yapılmasıdır.'
//İNANÇLAR ENGEL Mİ?
Organ nakli konusunda halk arasında farklı algılamaların bulunduğunu anımsatan Kara, şöyle devam etti: 'Vatandaşlarda karşılaştığımız tek sorun (hocam bizim dini inançlarımıza aykırı) diye tepkileri var. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 1980 tarihli ve 396 sayılı kararıyla organ naklinin caiz olduğuna dair bir fetva açıklanmış. Kur'an-ı Kerim, ilk geldiği zaman nakiller yoktu. Bir takım ayetlerden surelerden yola çıkılarak, bu fetvalar veriliyor. Kişi diyor ki (hocam ben organımı vereceğim ama adam gidip gözlerimle zina yaparsa ne olacak bana günah gelecek, karaciğerimi alıp içki içecek, günahı bana gelecek) bu tür takıntılar olabiliyor. Bazı kişiler (alkol alıyorum veremem, şekerim var organımı veremem, tansiyonum var veremem) diyor. Bunlar bahane. Eğer şekeriniz regüle ise verebilirsiniz, tansiyonunuz regüle ise verebilirsiniz. Alkol almanız belki karaciğerinizi etkiler ama böbreğinizi vermemek için endikasyon değildir.'