//AYDOĞAN’DAN SUNUM
Kültür ve Gösteri Merkezi’nde düzenlenen konferansın takdim konuşmasını Atatürk Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erdal Aydoğan yaptı.
Aydoğan, Ermenilerin ve ermeni tezlerine destek veren ülkelerin Türkiye’ye karşı yıllardır kin, nefret ve intikam eksenli bir siyaset yürüttüklerini hatırlattı.
Tarihsel süreç içerisinde bu siyasette pek bir değişimin olmadığını ifade eden Aydoğan, zaman zaman Ermeni terörüyle de beslenen bu yaklaşımın Türk halkının konuyla ilgili bilincini geliştirdiğini söyledi.
//LÜTEM TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİ ANLATTI
Daha sonra “Son gelişmeler ışığında Türkiye-Ermenistan ilişkileri” konulu konferansını veren Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem, Türk-Ermeni ilişkileri hakkında kısa bilgiler verdi.
Birinci Dünya Harbi ve sonrasındaki gelişmeleri özetleyen Büyükelçi Lütem, Sevr Antlaşmasıyla Doğu Anadolu’daki Van, Ağrı, Kars, Artvin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Siirt, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize ve Sivas’ın bir bölümünün Ermenistan olarak kabul edildiğini hatırlattı.
//SEVR ANTLAŞMASI
“Batı, Sevr’de Ermenilere bu toprakları verdi, fakat Ermenilere yardım etmedi. Bunun üzerine de Ermeniler bu işe kendileri halletmeye karar verdi. Ancak, Kazım Karabekir’in 1. Kafkas Kolordusu Ermenilerin bu niyetini geçersiz kıldı” diyen Büyükelçi Lütem, 1920’de, Türk Ermeni savaşlarının ardından yapılan Gümrü ve 1921’de Ruslarla yapılan Moskova ve Kars anlaşmalarıyla bugünkü sınırlarımızın kabul edildiğini, 1923’de yapılan Lozan Anlaşması’nda ise Ermeni meselesinin yer almadığını, ülkedeki Ermeni nüfusa azınlık statüsü verildiğini hatırlattı.
//DİPLOMATİK İLİŞKİ
Moskova ve Kars anlaşmalarının geçerli olduğunu ve Türkiye ile Ermenistan arasında sınır sorunu bulunmadığını ifade eden Büyükelçi Lütem, Türkiye’nin her zaman Ermenistan’ın yardımına koştuğunu, 1988 depreminde bu ülkeye elektrik ve buğday verdiğini söyledi.
1991’de, Rusya federasyonundan kopmasından sonra bağımsız Ermenistan’ı ilk tanıyan ülkelerin başında yine Türkiye’nin geldiğini bildiren Büyükelçi Lütem, bu iyi niyetli çabalara rağmen, Ermenistan’la, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımaması, soykırım iddialarından vazgeçmemesi ve Karabağ’ın işgalini sürdürmesi gibi nedenlerle uzun süre diplomatik ilişki kurulamadığını anlattı.
//ERİVAN ZİYARETİ
Ermenistan’daki Petrosyan, Koçaryan ve Sarkisyan dönemlerini tek tek analiz eden Büyükelçi Lütem, halen görevdeki Sarkisyan yönetimiyle ilişkiler kurulduğunu, Ermenistan’ın, Türkiye ile olan sorunlarının çözümü için iki tarafın bir niyet ortaya koyduğunu anımsattı.
6 Eylül 2008’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan-Türkiye maçını izlemek üzere Sarkisyan’ın davetlisi olarak Erivan’a gittiğini hatırlatan Büyükelçi Lütem, daha sonraki süreçte ise meşhur protokollerin imzalandığını ve iki ülke arasında böylece ilk kez diplomatik ilişkinin başladığını söyledi.
//PROTOKOLLER
Büyükelçi Lütem, şöyle devam etti: “Ermenistan bu yakınlaşmaya durduk yere razı olmadı. Türkiye ile Azerbaycan, doğalgaz, petrol ve demiryollu hatlarını bilinçli olarak bu ülkeden geçirmedi. Ermenistan tamamen izole oldu. İktisadi yönden sıkıntısı arttı. Cumhurbaşkanı Sarkisyan bu durumu çözmek için Türkiye ile yakınlaşma siyasetini başlattı ve Sayın Gül’ü Erivan’a davet etti. Atılan bu adımlar ve gizli açık yürütülen yoğun diploması sonrası 31 Ağustos 2009’de, iki ülke arasında, ilişki başlatan iki protokol imzalandı. Bu protokollerde iki ülke arasında diplomatik ilişki kurulması, tarafların mevcut sınırları tanıması, Türkiye-Ermenistan sınırının açılması, terörün kınanması ve ortak mücadele edilmesi, ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetler arası ikili komisyonlar kurulması ve iddiaların bu komisyonlarca ele alınması gibi hususları içeriyor. Birer diplomasi şaheseri olan ve kâğıt üzerinde çok iyi gözüken bu iki çalışma ne yazık ki uygulamada bekleneni veremedi. Vermedi, çünkü Ermenistan gerekli adımları atmadı.”
//SIRADA BAŞKA ÜLKELER VAR
Süreç içerisinde her iki ülkenin de bu protokolleri farklı farklı anladıklarının ortaya çıktığını, Azerbaycan’ın ise ta başından beri bu protokollere karşı çıktığını ifade eden Büyükelçi Lütem, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu anda Türkiye ile Ermenistan’ın imzaladığı her iki protokol bir çıkmazın içine girmiş durumda. Kararlaştırılan adımlar atılmıyor. Yapılması gerekenler yapılmıyor. Bu çıkmazdan Ermenistan’ın taviz vermesiyle çıkılabilir ancak. Fakat gerek Ermenistan gerekse Ermenistan’a destek veren uluslar arası camia Türkiye aleyhine yeni bir uygulama başlattı. Bazı ülkeler parlamentolarında Türkiye aleyhine karlar alıp bu baskı sonucu protokolleri TBMM’den geçirip uygulanmasını sağlamak istiyor. Amaçları bu. ABD’den sonra İsviçre de aynı amaçla söz konusu karar aldı. Sırada İspanya, Bulgaristan, İsrail, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler var.”
Büyükelçi Lütem, Türkiye aleyhine alınan bu kararların hukuki bir sonuç doğurmayacağını ancak, bu yolla, Türkiye’nin imajını zedelenmesine çalışıldığını, Avrupa Birliği (AB) üyeliğimizin aleyhine kullanıldığını kaydetti.
Büyükelçi Lütem, daha sonra soruları cevaplandırdı. Çok sayıda davetlinin izlediği konferanstan sonra Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Büyükelçi Lütem’e, bir teşekkür şildi verdi.