//ÇINAR SEMİNER VERDİ
İnsanlık tarihi kadar eski olan hamamların, eski çağlarda dini inançların etkisi altında doğmuş bir yapı tipi olduğunu kaydeden Sahure Çınar, “Hamamlar, Türklerde Orta Asya’da sürdürdükleri yaşamın bir parçası olmaları, hem de dini nedenlerden dolayı büyük önem taşımışlardır. Diğer mimari eserler gibi, hamamlar da çok sayıda inşa edilmiştir.” dedi.
//HAMAM MİMARİSİ
Hamamların, özel kullanım için yapılmalarının yanı sıra, şehirlerde büyük mekanlı yapılar olarak karşımıza çıktıklarını anlatan Çınar, “Örneğin Kirman’ın güneyindeki Nigar’da Selçuklu hamamı dikkat çekicidir. Yapı, 7Küçük Selçuklu Hamamı’ olarak adlandırılmasına rağmen oldukça kapsamlıdır. Ancak sıcaklığın şekli ile Anadolu’daki Türk hamamlarına benzer. Yine kaynaklarda göçebe Türklerin konak yerlerinde konakladıkları yerde çadır hamamları kurmalarından Türklerin hamama verdiği önemi gösterir.” diye konuştu.
Bizanslıların, hamam yapısını, kendilerinden önce aynı topraklarda yaşamış olan Romalılardan, Malazgirt Zaferi’nin ardından kitleler halinde Anadolu’ya geçen Türklerin de, 11. yüzyılda Bizanslılardan almış ve geliştirmiş olduklarını kaydeden Çınar, “Plan özellikleri ve mekanların kuruluşu bakımından birbirine büyük ölçüde bezeyen Roma hamamı ve Türk hamamı dini ve geleneksel özelliklerden dolayı birbirinden oldukça farklıdır. Köklü bir kültüre sahip olan Türkler, Orta Asya kökenli geleneklerini, Anadolu’nun yerel kültürleriyle kaynaştırmışlardır.” ifadelerini kullandı.
//HAMAM KÜLTÜRÜ TEMİZLİĞE VERİLEN ÖNEMİN ÜRÜNÜ
Anadolu’da Türk dönemi hamamlarının ilk örneklerinin Güneydoğu Anadolu’da Artuklular dönemine ait olduğunun görüldüğünü dile getiren Araştırma Görevlisi Sahure Çınar, “Anadolu Türk hamam mimarisi, başlangıcından günümüze gelinceye kadar fazla değişime uğramadan özelliklerini sürdürdü. 12 ve 13. yüzyıllarda Anadolu’da inşa edilmiş Türk hamamlarını, kullanılan suya göre, tabii sıcak su ile çalışan hamamlar, yani kaplıcalar ve suni sıcak su veya ısıtılmış su ile çalışan hamamlar olarak iki gruba ayırmak mümkündür.” dedi.
Selçukluların, Anadolu topraklarında yerleşmeleriyle her tarafa hamamlar yapılmaya başlandığını anlatan Çınar, “Kaplıcalar ve ılıcalar dışında havuzu bulunmayan Türk hamamlarında kurna başında su dökülerek yıkanılırken, terleme için ayrı kapalı bir mekan değil, her sıcaklık bölümünün ortasına yüksekçe bir seki halinde göbek taşı kullanılırdı.” şeklinde konuştu. Erzurum’un da, Selçuklulara ev sahipliği yapmış önemli merkezlerden birisi olduğuna dikkati çeken Sahure Çınar, bu nedenle hamam kültürünün Erzurum’da da çok yaygın bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Erzurum’daki tarihi hamamların mimari yapılarına ilişkin olarak üniversite öğrencilerine bilgiler de aktaran Çınar, daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtladı.