ERZURUM gazetesi
Akdeniz-Karadeniz ve Doğu Afrika kuş göç yollarının kesişim koridoru üzerinde bulunan Erzurum’da yaşam alanı daralan kuşlar, şehirdeki ağaç yoğunluğunun bulunduğu Atatürk Üniversitesi yerleşkesini tercih ediyor. İldeki 221 kuş türünün 146’sının barındığı üniversite yerleşkesinde, şahin ve gökdoğan gibi bazı yırtıcı kuşların da yuvası bulunuyor.
HAYAT ALANLARI DARALINCA
Erzurum Ovası’nda barınan kuş türlerini belirlemeye yönelik Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemal Sevindi ve ekibi tarafından 2005 yılından beri çalışma yürütülüyor. Toplam 7 yıllık çalışma kapsamında Cemal Sevindi, Günay Kaya, Naci Eyyupoğlu, Özgür Aydın Bekar ve Alper Aykaç’tan oluşan proje ekibi tarafından arazi gözlemlerinde yaklaşık 170 bin fotoğraf çekildi. 15 Ocak 2011 tarihi itibarıyla, Erzurum’daki 211 kuş türünün 146’sı Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde tespit edildi. Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Sürmeli Kızkuşu'nun da barındığı Erzurum Ovası’nda Türkiye’de ilk kez Köknar kargası da fotoğraflandı.
SEVİNDİ’NİN DEĞERLENDİRMESİ
Erzurum Ovası’nın geçmişte olduğu gibi günümüzde Türkiye’nin en önemli kuş barınma alanlarından bir olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Sevindi, yörede yıl boyunca yararlanılabilecek kuş gözlem turizminin yapılabileceğini söyledi. Yaşam alanı daralan kuşların üniversite yerleşkesini tercih ettiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Sevindi, “Erzurum Ovası’nda yer alan Atatürk Üniversitesi yerleşkesi, ovada ağaç yoğunluğunun en fazla olduğu alan durumundadır. Korunaklı olma avantajı da bulunan yerleşke, kuşlar için âdeta bir sığınma alanı özelliğindedir. Yerli kuşların yanı sıra göç dönemlerinde birçok tür üniversitemiz kampüsündeki yeşil alanlarda konaklamakta, hatta bazı türler üreme göstermektedir. Yapılan gözlemler ve kayıt çalışmaları sonucunda Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde 142 kuş türü fotoğraflanmıştır. Kampüs alanının en değerli türlerini ise nesli tükenmekte olan Alaca Sinekkapan ve Gökkuzgun oluşturmaktadır. Ayrıca, yırtıcı kuşlardan Şahin, Gökdoğan ve Kızılşahin'in yanı sıra su kuşu Erguvani de bulunuyor.” dedi.
GÖÇMEN KUŞLARLA BULAŞICI HASTALIKLARIN TAŞINMA İHTİMALİ
Kuşların yaşam alanlarının daralmasının bazı bulaşıcı hastalıkların taşınmasına zemin hazırlayabileceği uyarısında da bulunan Yrd. Doç. Dr. Sevindi, şöyle devam etti:
“Şehirsel büyüme, avcılık, kuş kaynaklarının kirlenmesi gibi nedenlerden yaşam alanları daralan kuşlar, üniversite yerleşkesi olmak üzere, şehrin sakin kesimlerini, park ve bahçelerini barınak olarak kullanmaktadırlar. Bu durum, göçmen kuşlar aracılığıyla bazı hastalıkların sahaya taşınmasına da zemin hazırlamaktadır. Göçmen kuşların ölümcül hastalıklara sebep olan virüsleri göç yolları üzerindeki alanlara taşıyabileceklerine ilişkin risk uyarıları Dünya Sağlık Örgütü ile Birleşmiş Milletler'in Gıda ve Tarım Örgütü raporlarına yansımış durumdadır. Kuşkusuz bu risklerden en önemlileri kuş gribi (H5N1 virüsü) ve virüs (KKKA) taşıyan kenelerdir. Erzurum Ovası'nda her iki virüsün neden olduğu can kaybı gerçekleşmiş olmakla birlikte, bu virüslerin göçmen kuşlarca sahaya taşındığına ilişkin kanıt mevcut değildir. Dolayısıyla göçmen kuşlar konusunda sadece potansiyel risklerden bahsedilebilir. Göç yollarında hareket eden kuşlar, Erzurum Ovası’nda barınmayı ve konaklamayı sürdüreceklerinden Erzurum Ovası'nda korunaklı bir yaşam alanı oluşturulması halinde, bu alandan hem turizm açısından yararlanmak ve hem riskleri bertaraf etmek mümkündür.”