MÜGE ÇEVİK (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren CHP ve MHP genel başkanlarının rakamlarla arasının iyi olmadığını belirterek, esprili bir dille yanıt verdi. Erdoğan, "MHP Genel Başkanı '40'ıncı yılında MHP iktidar' demişti, hala bekliyoruz. Bugün Meclis'i kırıp Tandoğan'a gidenler, belli ki öğrencilik döneminde de okulu asıp haylazlığa gitmişler. Sayın Kılıçdaroğlu'na bir abaküs önünde dört işlemi yeniden çalışmasını, çarpım tablosunu gözden geçirmesini tavsiye
ediyorum. Ben torunlarıma aldım bayağı faydalı oldu" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında, ekonomideki gelişmelere değindi. Erdoğan, dün TÜİK'in 2011 yılı son çeyreğine ve 2011 yılının tamamına ilişin büyüme rakamlarını açıkladığını hatırlatarak, "2011'de çeyrekler itibariyle ekonomimiz sırasıyla yüzde11.9, yüzde 9.1, yüzde 8.4 ve en son yüzde 5.2 olarak büyüme gerçekleşmişti. Böylece 2011 yılının tamamında büyüme ortalama olarak 8.5 olarak gerçekleşti. Bu büyüme oranıyla OECD ve AB ülkeleri arasında Türkiye en hızlı büyüyen birinci ülke oldu.
Dünyada ise Çin'den sonra ikinci ülke oldu" diye konuştu.
"Ben gerçekleri konuşuyorum, ben şu anda matematik gerçekleri konuşuyorum. Muhalefetin yaptığı gibi laf kalabalığına işi boğmuyoruz. Halep oradaysa arşın burada" diyen Başbakan Erdoğan, kamu net borç stokunun milli gelire oranı hakkında da muhalefetin yalan söylediğini kaydetti. Erdoğan, bu oranı yüzde 62.5'ten devraldıklarını ve şu anda tarihinin en düşük seviyesi olan yüzde 22'ye düşürdüklerini söyledi. Muhalefetin borçlanmaya ilişkin verileri de doğru olmayan rakamlarla, doğru olmayan kıyaslamalarla verdiğini ifade eden Erdoğan, "Çünkü bunların genlerinde maalesef doğru konuşmak yok, yine doğru konuşmayacaklar. Ama Halep oradaysa, rakamlar buradadır. Devletin resmi rakamları buradadır. Avrupa tanımlı uluslararası rakamlar ortadadır" dedi.
İktidarlarından önceki DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde milli gelirimizin yüzde 74'ünün borç olduğunu ve bunu da yüzde 22'ye düşürdüklerini kaydeden Erdoğan, "Önemli olan bu borcu çevirebilmek. Biz de çok rahat çeviriyoruz. Kimse bu rakamları çarpıtmasın. 'Türkiye ağır borç altına giriyor' diye milletin zihnini bulandırmasın. Güzel bir söz vardır; borç yiğidin kamçısıdır'. Ne demek bu? Yani güçlü olanın borcu hiç umurunda değildir. ABD'nin borçları umurunda bile değil, Japonya'nın umurunda değil. Artık Türkiye de buraya doğu gidiyor" şeklinde konuştu.
"YAVUZ HIRSIZLIK YAPMAYIN"
Başbakan Erdoğan, 2002'de Merkez Bankası'nın döviz rezervini 27 milyar dolar olarak devraldıklarını ve bunu 91 milyar dolara yükselttiklerini belirterek, önceki hükümetin IMF'ye bıraktığı 23.5 milyar dolar borcu 2.3 milyar dolara düşürdüklerini söyledi. Erdoğan, "Kimin bu ülkeyi borçlandırdığı, kimin borç yükünden kurtardığı ve bu ülkenin borçlarını tıkır tıkır ödediği ortada. Bu gerçeği göreceksiniz, saptırmaya gerek yok, dürüst olacaksınız. Yavuz hırsızlık yapmanın hiç alemi yok" diye konuştu.
"KILIÇDAROĞLU, ABAKÜS ALSIN"
Muhalefet partilerin genel başkanlarının rakamlarla arasının çok iyi olmadığını belirten Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili sözleri toplantıya katılanları güldürdü. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Allah var, MHP Genel Başkanı ki kendisi ekonomisttir; dört işlemi çok iyi bilir. Sıfırları siliyor, topluyor, çıkarıyor, çarpıyor, bölüyor Gerçi işlem tamam ama, sonuç yanlış çıkıyor. MHP Genel Başkanı '40'ıncı yılında MHP iktidar' demişti, evdeki hesap çarşıya uymadı, hala bekliyoruz. CHP Genel Başkanı da biliyorsunuz hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Önceki gün Antalya'da kademeli eğitim eleştirirken diyor ki; '4+4 8 değil, 8 bölü 2'dir 4+4'. Çünkü denklem en baştan yanlış, işlem de yanlış, sonuç da yanlış. İşte bunlar nasıl Genel Kurul'da oturumu kaynatmak için her yola başvurdularsa, okul döneminde de belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar. Bugün Meclis'i kırıp Tandoğan'a gidenler, belli ki öğrencilik döneminde de okulu asıp haylazlığa gitmişler. Her seçimde bütünlemeye kalıyor ama maalesef ders almıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu'na bir abaküs önünde dört işlemi yeniden çalışmasını, çarpım tablosunu gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım bayağı faydalı oldu. Bunu kesintisiz yapmasına da gerek yok. Kademeli olarak arada bir teneffüse çıkarak da bunu yapabilir."
'ÖLÜ MÜ YIKAYACAKSIN?' DİYORLARDI. İŞTE ORADAN YOLA ÇIKTIK, BURAYA GELDİK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kedilerine 'Nazi ve Hitler' benzetmesi yapan CHP'lilere cevap vermek için, 1932 ve 1941 tarihli Cumhuriyet gazetesi nüshalarındaki 'Milli Şefimiz ile Führer arasında samimi tebrikler' ve 'Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya selam' başlıklı haberleri gösterdi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında, 4+4+4 eğitim sisteminin meclisten geçmesi nedeniyle milletvekillerine teşekkürünü yineledi. Erdoğan, "Bugün buradan, meclis çatısı altından siz değerli milletvekillerimize bu önemli düzenlemeyi gerçekleştirdiğiniz, tarih yazdığınız, tarihe not düştüğünüz için bir kez daha şahsım ve milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının 1950 yılında Ezan-ı Şerif'i aslına dönüştürmeleri ne kadar muhteşem bir olaysa cuma günü yapılan düzenlemenin en az o kadar muhteşem ve anlamlı olduğunu söyledi. Erdoğan, "Ezanın aslına rücu etmesi, özüne kavuşması bu milletin hafızasında nasıl yer ettiyse emin olun bu düzenleme de aynı şekilde aziz milletimizin hafızasında hiç silinmeyecek bir yer edinmiştir. Bu tarihi olayı gerçekleştirdiğiniz, statükoya, CHP ve zihniyetine gereken cevabı bir kez daha verdiğiniz için hepinizi yürekten tebrik ediyorum" dedi.
Bundan 2 yıl önce CHP'nin Genel Başkanlığı'na Kemal Kılıçdaroğlu'nun getirildiğini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun kendini ispat etmek ve oylarını arttırmak hırsıyla 2 yıl boyunca her yolu mubah, her yol ve yöntemi meşru gören bir politika izlediğini kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"27 Mayıs'la yüzleşiyormuş gibi yaptı, 28 Şubat'ı eleştiriyormuş gibi yaptı, 27 Nisan bildirisiyle hesaplaşıyormuş gibi yaptı. 'Adnan Menderes, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Mehmet Akif' dedi. Ama arada bir de çark etti. 'Kel Ali' dedi, 'CHP'nin geçmişiyle gurur duyuyorum' dedi. Dersim konusunda ağzını bıçak açmadı. Ama herkese mavi boncuk dağıtmak için 2 yıl boyunca gerçekten yoğun gayret içinde oldu. Kesintisiz eğitim konusunda CHP'nin ortaya koyduğu tavrın, bugüne kadar Kılıçdaroğlu'nun yaptığı en büyük manevradır, en büyük çark hareketidir. Kılıçdaroğlu'nun 27 Mayıs, 28 Şubat ve 27 Nisan'la ilgili ifadelerinin kendi tarihiyle yüzleşme çabalarının ne kadar boş, ne kadar yalan ve ne kadar samimiyetsiz olduğu ortaya çıkmıştır."
"CHP'NİN DEMOKRASİ MASKESİ DÜŞTÜ"
Kesintisiz eğitimi savunarak, 28 Şubat'ı savunduğunu belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun böylece özüne döndüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu'nun böylece CHP'yi yeniden, o bildik statüko rayına yerleştirdiğini belirten Erdoğan, "Kesintisiz eğitimi şiddet kullanarak, hakaret ederek, dayatmaya başvurarak engellemeye çalışan CHP'nin yüzündeki demokrasi maskesi, yüzündeki o değişim maskesi yere düşmüş ve tuzla buz olmuştur. CHP, hiçbir değişim çabasının içinde olmadığını bu yasaya karşı çıkarak bir kez daha göstermiştir. CHP, statükoya sıkı sıkıya sarılan bir parti olduğunu, bu yasaya karşı çıkarak bir kez daha göstermiştir. CHP, başında her yolu mubah, her yolu meşru gören bir genel başkan olsa dahi, 1940'lardan bugünlere gelemediğini, gelemeyeceğini bir kez daha açık ve net olarak göstermiştir. Açıkçası CHP'de statüko, ilkesizliğe, çarkçılığa galip gelmiştir" diye konuştu.
"MİSLİYLE İADE EDİYORUM"
CHP'nin iki ay boyunca eğitim sistemiyle ilgili kayda değer ve ciddiye alınabilecek tek söz söylemediğini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve sözcülerinin kesintisiz eğitimi 'kafasının içinde beyin taşımayanlar, cahil adam, münafık, Genel Kurul'a silahla gireriz, parlamenter demokrasi fiilen sona erdi, bu iş bitti, sokak çözer' gibi ifadelerle savunduklarını söyledi. Erdoğan, CHP'lilerin daha da ileri giderek 'küstahlaştıklarını' ve 'Siz Müslüman olmayı önce Allah'a, sonra CHP'ye borçlusunuz' dediklerini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti: "Önce bu dili, bu üslubu, bu hakaretleri CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına misliyle iade ediyorum. Kendi ülkesinin Başbakanına 'cahil, münafık' diyen, öbür yandan çıkıp Fransa Cumhurbaşkanı'na methiye düzen, İsrail devletinin kirli çamaşırlarını yıkayan CHP Genel Başkanı'nı önce Allah'a, sonra da CHP seçmenine ve millete havale ediyorum. Bakın aynen şu ifadeleri kullanıyor; 'kafasının içinde beyin taşımayanlar kaba kuvvet uygularlar'. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bu sözü AK Parti'lilere değil, KomisyonBaşkanı Prof. Dr. Nabi Avcı'ya seloteyp tankını fırlatan grup başkanvekiline söyle. Hem entelektüelliğini kabul edeceksin hem böyle bir insana da kalkacak senin grup başkanvekilin böyle bir fiili tecavüzde bulunacak."
HİTLER YANITI
Süreç içinde CHP Genel Başkanı'nın ve yanındakilerin kendilerine Nazi ve Hitler benzetmesini defalarca yaptığını belirten Erdoğan, 'Şimdi ben ona gurur duyduğu CHP tarihinden ibretlik bir vesika göstereceğim" dedi. Erdoğan, 11 Nisan 1939 tarihli bir kararnamede, 'Alman Devlet Reisi Hitler'in 50'nci sene-i devriyesi münasebetiyle yapılacak merasime, hükümetimiz namına Nafia Vekili General Ali Fuat Cebesoy'un reisliğinde, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Asım Gündüz ile Mebus General Pertev Demirhan, Falih Rıfkı Atay, Yunus Nadi, Necmettin Sadak ve Hüseyin Cahit Yalçın'dan oluşan bir heyet gönderilmesi icra vekilleri heyetince onanmıştır' ifadelerinin yer aldığını söyledi.
Erdoğan, belgenin altında 'Reisi Cumhur İsmet İnönü, Başvekil Refik Saydam, Dahiliye Vekili Faik Öztarak, Maarif Vekili yani Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Muharebe ve Münakalat Vekili yani Ulaştırma Bakanı Ali Çetinkaya, namı değer Kel Ali'nin' imzalarının bulunduğunu belirtti.
Cumhuriyet Gazetesi'nin 1932 ve 1941 tarihli iki nüshasının birinci sayfalarını da gösteren Başbakan Erdoğan, bunlardan birinin, 'Milli Şefimiz ile Führer arasında samimi tebrikler' başlığı taşıdığını belirtti. "Bundan daha önemli belge, daha önemli delil olur mu? Buyurun. Gazete malum Cumhuriyet" diyen Erdoğan, ikinci nüshayı da gösterdi. Burada da 'Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya selam' başlığı altında İnönü'nün İtalya'ya gideceğinin yazdığını söyledi. Erdoğan, "Nasıl? İşte CHP budur. CHP Genel
Başkanı eğer Hitler sevdalısı arıyorsa, gitsin o gurur duyacağı CHP tarihine baksın, orada bulur" dedi.
"KURAN-I KERİM SÜS DEĞİL, İLHAM KAYNAĞIDIR"
Kılıçdaroğlu'nun 'oyalı kılıfı içinde Kur'an-ı Kerim'den bahsettiğini' kaydeden Erdoğan, buna en güzel cevabı Mehmet Akif Ersoy'un 'Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin, ne mezarda okunmak, ne de fal bakmak için' dizeleriyle verdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu, Kur'an-ı Kerim bir süs eşyası değil, o bir ilham kaynağıdır. Öyle güzel kılıflarda süsleyerek püsleyerek vitrine konulacak bir obje değil, o bir ilham kaynağıdır. Sen şecaat arz ederken, sirkatin söylüyorsun. Sana bu akıl daneliği kimler yapıyorsa, bunları iyi seç. Yanlış yoldasın" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun Sıffin Savaşı'ndan söz ettiğini anımsatan Erdoğan, "Bir kere, bu sular sizin boyunuzu aşar. Siz hiç bu sulara girmeyin boğulursunuz. Belli ki birileri sizin kulağınıza politika malzemesi yapmak için Sıffin Savaşı'nı fısıldamış, ama Sıffin Savaşı'nda iki tarafta da sahabe-i kiram olduğunu söylememiş. Bu mesele sizin boyunuzu çok aşar. Siz daha Dersim katliamıyla yüzleşemediniz. Sıffin Savaşı meselesine isterseniz hiç girmeyin" diye konuştu.
"İMAM HATİPTE 'ÖLÜ MÜ YIKAYACAKSINIZ' DEDİLER, ORADAN ÇIKTIK BURAYA GELDİK"
CHP döneminde Kuran-ı Kerim'in yasaklandığını, Türkiye'de cenazeleri kaldıracak kişi bile bulunamadığını, cenazelerin namazsız kaldırıldığını anlatan Erdoğan, "Yani ne demek, ölü yıkayıcısı... İmam hatipler böyle kuruldu. Bize, imam hatipte öğretmenlerimizin çoğu 'ölü mü yıkayacaksın?' diyorlardı. Bu telkinlerde bulunuyorlardı. İşte oradan yola çıktık, buraya geldik" diye konuştu.
AK PARTİ GRUP TOPLANTISI...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül davasına müdahil olma kararlarıyla ilgili, "Türkiye'de darbelerin ilk ve en önemli muhatabı milletin meşru temsilcisi durumundaki hükümetler olmuştur. Bugün de milletin meşru temsilcisi sıfatıyla, ülkeyi yönetme sorumluğunu üstlenmiş bir hükümetin mensupları olarak bu davanın tabii tarafı olduğumuza inanıyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında Başbakanlık olarak yarın başlayacak 12 Eylül davasına müdahil oyma kararı aldıklarını hatırlattı. Erdoğan, Türkiye'de darbelerin ilk ve en önemli muhatabının milletin meşru temsilcisi durumundaki hükümetler olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bugün de milletin meşru temsilcisi sıfatıyla, ülkeyi yönetme sorumluğunu üstlenmiş bir hükümetin mensupları olarak bu davanın tabii tarafı olduğumuza inanıyoruz. 12 Eylül darbesine yönelik dava açılabilmesine ilişkin süreci de biliyorsunuz biz başlatmış ve neticelendirmiştik. Milletimizin desteğiyle bir 12 Eylül günü hayata geçirdiğimiz Anayasa düzenlemesinin ardından yargı da görevini yerine getirmiş ve dava sürecini başlatmıştır. Müdahil olarak gayet yakından takip edeceğimiz bu davanın ülkemiz ve milletimiz, demokrasimiz için hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum."
HARP AKADEMİLERİ KOMUTANLIĞI'NDAKİ TOPLANTI
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in davetiyle Harp Akademileri Komutanlığı'nı ziyaret ettiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı, komutanlar, kurmay subaylar, askeri personel ve misafir subay öğrencilerin bulunduğu ve 700-800 katılımın olduğu salonda bir konuşma yaptığını söyledi.
Konuşmasında 'Türkiye'nin dış politika vizyonu, terörle mücadele, demokratikleşme adımları, savunma sanayindeki gelişmeler, ekonomi, altyapı ve üstyapı'ya ilişkin bilgilendirme yaptığını belirten Erdoğan, "Dünkü gazetelerde bunun ciddi manada, cımbızlanarak farklı şekilde iletilmesi uygun, şık olmadı. Onun için de bir düzeltmeye ister istemez mecburiyet hasıl oldu. Konuşmanın asıl özeti bu ifadeler" dedi.
Başbakan Erdoğan, hafta sonu hayatını kaybeden sinema sanatçısı Ekrem Bora ve Osmanlı Hanedanı mensuplarından Fatma Neslişah Osmanoğlu'nun vefatı dolayısıyla da başsağlığı dileklerini iletti. Erdoğan, Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde yaşanan maden kazasında hayatını kaybeden 4 madenciye de Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilediğini kaydetti.