ORHAN ÇİÇEK - UĞUR AYDINTÜRK
Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen tören saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Törende bir konuşma yapan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Türkiye'nin dünden daha başarılı olduğunu ve yarına hazırlandığını belirtti. Geçen hafta içerisinde Cudi Dağı'nda terör örgütüne yönelik olarak düzenlenen ve 6 şehidin verildiği operasyonla ilgili ayrıntılı bilgiler veren Bakan Şahin, "7 gün önce, bu ülkeyi bölmek, bu milleti parçalamaktan başka bir niyeti ve gayesi olmayan bir terör örgütü ekibinin istihbaratına dayalı olarak, onları eğer teslim olurlarsa sağ almak üzere, olmayacaklarsa da zararsız hale getirip kontrol altına almak üzere çıktıkları 2 bin metrenin üzerindeki yükseklikteki Cudi Dağı'nın karlı tepelerinde takip görevine gittiler, jandarma ve polisimiz birlikte gittiler. Ve jandarmamız yaralandı, polisimiz yaralandı. 3, 4, 5 derken, 6 aslan gibi yiğidimizi orada şehit verdik" dedi.
"Orası hayatın soğuk yüzüyle bilinen bir yer. Orada hayatın ölümle buluştuğu soğuk yüzünü gördük. Ama orası aynı zamanda eksi 15 dereceydi, Gaziantep gibi sıcak veya muktedir bir havası yoktu oranın. Yani hem iklim olarak soğuk hem gerçek olarak soğuk bir gerçekle orada karşılaşıldı" diyen
3 HİLAL DAHA BATTI
Bakan Şahin, şöyle devam etti:"Size bir sahneyi anlatmak isterim. Önce 3 arkadaşımız şehit oldu orada, polisimiz. Bir kaç tanesi yaralandı. Yaralılarımız ateş menzilindeydi teröristin. Bu biliniyordu. Ama diğer arkadaşları, yaralı arkadaşlarını ateş menziline aldırmadan inadına giderek kurtarmanın mücadelesini verdiler. Ve değerli Gaziantepliler, aziz milletim; diğer 3 polisimiz yaralı arkadaşlarını kurtarmak için, tüm tedbirlerini almış olarak, çelik yelekleri çelik miğferleri üzerlerinde, silahları ellerinde, malzemeleri üzerinde teçhizatıyla oraya müdahale ederken, yaralı uğruna 3 hilal daha battı o gün ve 6'ya çıktı şehit sayımız. Yaralıları kurtardık, yaralıları kurtarmak için 3 şehit daha verdik. İşte iman dedik, inanç dedik, bu milleti bu ülkeyi koruma azmi ve heyecanı dedik, işte orda yaşadık. Geçen çarşamba günü yaşadık. Nevruz günü yaşadık. Güya bayram günü. Bayramı bize kutlatmıyorsunuz diyenlerin de gürültülerini dinledik, dinliyoruz. Soruyorum; 21 Mart Nevruz Bayramı, nevruz yeni gün demek yani baharın ilk günü. Kıştan çıkıldığı bahara merhaba denilen gündü o gün.
Bugünler de öyle. Peki nasıl yeni bir gün bu? Yeni kalaşnikofların yeni biksilerin yeni kanasların polise askere doğrultulduğu gün mü nevruz günü sizin kitabınızda? Yetmedi, Cizre'de uzun namlulu silahla, kalaşnikofla 20 Mart günü akşamı orada, nevruz gününde, nevruz kutlamasında, polise tarama yaparak mı kutlama mıdır sizin kitabınızda, sizin törenizde. Varsa kitabınız varsa töreniz. Olamaz böyle bir şey zaten. Peki, soruyoruz; Sizin kitabınızda nevruz günü, İstanbul'da otobüs duraklarını yakmak mıdır? Halkın bindiği, yağmur yağdığı zaman sığındığı otobüs duraklarını yakmak mıdır, nevruz? Dükkanları talan etmek midir, nevruz? Bayram bu mudur sizin kitabınızda? Önüne gelene hedef gözetmeden ateş etmek midir nevruz? Öldürmek midir nevruz, yaşatmak mıdır bayram? Biz Anteplisi, Türkiyelisi, hepimiz, hep birlikte 75 milyon, yaşamaktan ve yaşatmaktan yanayız. Ama birilerinin kitabı, bayramı öldürmekten yanaysa da, şunu bilsinler ki, şu bilinsin ki; 75 milyonun vakur ve sessiz yığının silahına da gerek yok, yumruğuna da gerek yok, sadece birer tükürüğü bu 75 bin haini yok etmeye yeter ve yetecektir."
MİLLİ BİRLİK MESAJI
Bakan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:"Her şeye rağmen, bütün gerçeklere rağmen, bileceğiz biliyoruz. Biz her şehit verdikçe, daha çok vatanımız olduğu düşüncesindeyiz ve inancındayız. Her şehit kanının düştüğü bu vatan toprağı daha çok vatan oluyor bizim için, daha çok seviyoruz, daha çok sahipleniyoruz ve bu Türkiye' yi çekemeyen, gelişen Türkiye'yi çekemeyenlerin maşası olan, taşeronu olan bölücü ve yıkıcı örgütlerin farkında olarak biz büyümeye devam edeceğiz. Gelişmeye devam edeceğiz. Kalkınmaya devam edeceğiz. Üretmeye devam edeceğiz. Üleşmeye, paylaşmaya devam edeceğiz ve öyle bir memleketi inadına gerçekleştireceğiz, Daha da gerçekleştireceğiz ki; fakirin zenginden şikayetçi olmadığı, memurun amirinden şikayetçi olmadığı, hastanın doktorundan şikayetçi olmadığı, herkesin birbirinden memnun olduğu, mutlu olduğu bir ülkeyi biz inadına daha çok yapmanın çabası ve gayreti içerisinde olacağız, oluyoruz. İşte bölücü ve yıkıcıları da bu kahrediyor. Bu onları çıldırtıyor. 'Ya, biz bir taraftan uğraşıyoruz, fırsatını bulursak bombalıyoruz, öldürüyoruz, yaralıyoruz, ama ne oluyor bu Türkiye'ye...' İhracat şampiyonu, Antep'e, Urfa'ya, Diyarbakır'a ne oluyor. Millet kendine geliyor, halen herkes inadına vatanını seviyor, inadına birbirini seviyor.
Milli birlik ve kardeşlik duygusu içerisinde yarınlara yürüyüşümüzü gördükçe çılgına dönüyorlar. Biz de diyoruz ki; siz ne yaparsanız yapın, biz sizinle olan gündemi takip ediyoruz, onun tedbirini alıyoruz. Onun görevlileri işinin başında ve onlar yalnız değil. 75 milyon da görevinin başında. Ve biz sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Sizi size rağmen bu ülkede hayatı, bu ülkede başarıyı hep birlikte gerçekleştireceğiz ve yakalayacağız. Yapıyor muyuz, yapıyoruz. Yapacak mıyız, yapacağız. Daha fazlasını yapmaya var mıyız? Türkiye olarak varız ve iddia ediyoruz; bu yüzyıl, bu zaman da bizim. Sadece mekana değil zamana da talibiz. Zamanın mekanın ekseninde kutsal topraklarda doğmuş insanlar olarak dedelerimizden aldığımız inanç, azim ve heyecanla, mirasla, düşünce mirasımız ve maddi mirasla her şeyerağmen, bizi kıskananlara rağmen, yolumuza yolculuğumuza devam edeceğiz. Var mısınız?"