İstanbul’un Fethi’nin 563. yıl dönümü programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u görmeden, İstanbul'u yaşamadan geçen ömür eksiktir. İstanbul, bizim için sevgili Peygamberimizin övgüsüne, müjdesine mazhar olmasıyla ayrıca önemlidir. Çağ kapatıp çağ açan; tarihin gördüğü en muhteşem zaferlerden biri olan İstanbul’un Fethi’nin 563. yıl dönümü mübarek olsun, kutlu olsun” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un Fethi’nin 563. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen ‘Yeniden Diriliş Yeniden Yükseliş’ programına katıldı. İstanbul’da Yenikapı Meydanı’nda gerçekleşen programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakatle eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, bakanlar, milletvekilleri, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ilçe kaymakamları ve belediye başkanları, yabancı misyon temsilcileri, Hıristiyan ve Musevi cemaat liderleri, yabancı devlet adamları ve çok sayıda davetli topluluk da hazır bulundu.
Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, İstanbul’un Fethi’nin 563. yıl dönümüne atfen 563 kişilik Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Bandosu ve Merasim Takımı ile TSK Mehteran Birliği marşlar seslendirdi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım’ın da selamlama konuşması yaptığı programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan törene katılanlara hitap etti.
“İSTANBUL’U GÖRMEDEN, İSTANBUL’U YAŞAMADAN GEÇEN ÖMÜR EKSİKTİR, TATSIZDIR”
İstanbul’u ve İstanbulluları selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u çekip alırsanız şairler ilhamsız ve sözsüz, şiirler eksik kalır. İstanbul’u anmadan tarih yazmaya kalkarsanız, mürekkebiniz kurur, kaleminiz körelir. İstanbul’u görmeden, İstanbul’u yaşamadan geçen ömür eksiktir, tatsızdır. Onun için bu şehrin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. İstanbul bizim için sevgili peygamberimizin övgüsüne, müjdesine mazhar olmasıyla ayrıca önemlidir. Çağ kapatıp çağ açan; tarihin gördüğü en muhteşem zaferlerden biri olan, İstanbul’un Fethi’nin 563. Yıl dönümü mübarek olsun, kutlu olsun. Rabbim, bu şehri fetheden komutan Fatih Sultan Mehmet Han’dan, onun manevi rehberleri olan Akşemsettin’den Molla Gürani’ye kadar tüm âlimlerden; bu şehri fetheden askerden, bu şehrin asırlardır bizim olarak kalması için mücadele eden herkesten razı olsun” dedi.
“FETHİN HESAPLAŞMASI 563 YILDIR BİTMEDİ”
Selamlamasının devamında, “Ya Rab, Fatih’in İstanbul’u fethetmesini sağlayan inançla, azimle, kararlılıkla bize de her gün yeni gönüller fethetmeyi nasip eyle. Ya Rab, ‘şehadetleri dinin temeli’ olan ezanların kıyamete kadar bu şehrin üzerinde yankılanmasını bizlere lütfeyle. Ya Rab, her köşesi bir başka evliyanın, gönül sultanının mekânı olan bu şehrin üzerindeki manevi zırhı kıyamete kadar muhafaza eyle. Ya Rab, kimsesizlerin kimsesi, gariplerin son sığınağı olan bu şehri koru. Ya Rab, bu şehrin ve vatanımızın fethi için, korunması için, asırlardır, bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitlerimizin şehadetini sen kabul eyle” dualarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un 563 yıl önce fethedildiğini; ancak bu fethin hesaplaşmasının 563 yıldır bitmediğini belirtti ve ekledi: “İstanbul semalarında ezanlarımız okunmaya, ay yıldızlı bayrağımız dalgalanmaya devam ettiği sürece, bu hesaplaşma bitmeyecek devam edecek.”
“İSTANBUL’U ANLAMAK İÇİN, FETHİN NE DEMEK OLDUĞUNU BİLMELİSİNİZ”
“İstanbul’u anlamak için; Mekke’yi gözünüzün önüne getirmelisiniz, Medine’nin huzurunu içinizde yaşamalısınız, Kudüs’ün acısını kalbinizde hissetmelisiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’u anlamak için, Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın, kefenini giyip ordusunun başına geçtiği andaki cesaretini kavrayabilmelisiniz. 1075 yılında İznik’te, coğrafyamızdaki ilk devletimizi kuran Süleyman Şah’ın ufkunu çözebilmelisiniz. Söğüt’te temelleri atılan dünyanın en uzun soluklu ve kudretli devletinin kurucusu Osman Gazi’nin rüyasına vakıf olmalısınız. Ve elbette İstanbul’u anlamak için, fethin ne demek olduğunu bilmelisiniz.”
“FETİH, 21 YAŞINDAKİ BİR SULTANIN BİN YILLIK BİZANSI DİZE GETİRMESİDİR”
Birilerinin fethi, kanla ölümle anlattığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Fethi’ni; “Fetih, Batı’nın aşılmaz sandığı duvarların aşılmasıdır. Fetih, 21 yaşındaki bir Sultanın bin yıllık Bizansı dize getirmesidir. Fetih, askerî dehanın ve teknolojinin o dönemdeki zirvesidir. Fetih, ayak basılsa bile kalıcı olunamayacağı sanılan bir kıtaya kök salınmasıdır. Fetih, Avrupa kıtasının diğer ucunda, Endülüs’te vahşice söndürülmekte olan bir medeniyet ateşinin, doğu tarafında yeniden yükselişidir” cümleleriyle tanımladı.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KULLANANLARIN DERDİ, FETHİN İNTİKAMINI ALMAK”
İstanbul’un Fethi’nden sonra bu millete İstanbul’dan, Trakya’dan, Anadolu’dan hicretin söz konusu olmadığını ve bu memleketin bu milletten koparmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bölücü terör örgütünü koçbaşı gibi kullanıp ülkemize saldıranların derdi, ne Kürt kardeşlerimizdir, ne de o bölgedir. Onların derdi, fethin intikamını almaktır. İşte gördünüz, kullandıkları kuklalar açtıkları çukurlara gömüldü. Onları üzerimize salanların akıbeti de, eninde sonunda aynı olacaktır. Bu millet, 100 yıl önce ‘hasta adam’ ilan ettikleri Osmanlı’nın küllerini havaya savurmanın hevesiyle Çanakkale’de, Kutü’l Amare’de, Kafkas Cephesinde tüm güçleriyle üzerine saldıranlara hak ettikleri cevabı vermişti. Kurtuluş Savaşı sonunda adeta küllerinden yeniden doğan son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, bu yıl 93. yıl dönümünü geride bırakıyor. İnşallah, 2023 hedeflerimize ulaşarak, 100 yıl öncesinin ‘hasta adamı’nın varisini, geleceğin en büyük 10 ekonomisinden biri hâline getireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törene katılan vatandaşların “Başkan Erdoğan” tezahüratları üzerine “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir; karar da sizindir, söz de sizindir” cevabıyla karşılıkta bulundu.
“BİZİM FİİLİMİZİN ULAŞTIĞI YERE, ONLARIN HAYALLERİ BİLE ULAŞAMAZ”
‘Kötü komşu adamı hacet sahibi yapar’ şeklindeki atasözüne atıfta bulunarak, “Batılı ülkeler, ihtiyacımız olan sanayi ürünlerini, teknoloji ürünlerini, savunma sanayi ürünlerini vermezlerse, biz elimiz böğrümüzde öylece oturup kalacağız sandılar” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 yılda yaptıkları yatırımlar ve başlattıkları projelerle Türkiye’yi her alanda kendi kendine yeter bir ülke hâline getirme yolunda çok önemli adımlar attıklarını ifade etti.
İzmit Körfezi üzerinde yapılan Osman Gazi Köprüsü’nün yakında açılacağını ve bu köprünün üzerinde olduğu otoyolun tamamlanmasıyla İstanbul ile İzmir arasının 8,5 saatten 3 saat 15 dakikaya ineceğini; Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün 26 Ağustos’ta açılacağını, İstanbul’un 3. havalimanının yüzde 25’inin bittiğini, Marmaray’dan bugüne kadar 130 milyon kişinin geçtiğini ve bu yıl sonunda Arasya Tüneli’ni hizmete açacaklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nereden nerelere geldik. Bize bunu layık görmeyenler, şimdi aslını görüyorlar. Çünkü bizim fiilimizin ulaştığı yere ülkemizdeki birileri var ya, onların hayalleri bile ulaşamaz” dedi.
“CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK KALKINMA SEFERBERLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK”
Dünyada Türkiye’yi seven ve Türkiye için dua eden toplumların olduğunu; ancak hiçbirinin imkânlarının Türkiye’den daha ileride olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Onlar da ümitlerini Türkiye’ye bağlamış durumdalar, size bağlamış durumdalar, bize bağlamış durumdalar. Çünkü dost ve kardeş ülkelerde kendi sorunları konusunda benzer sıkıntılara maruz kalıyorlar. Biz hem kendimize yeteceğiz, hem de dostlarımızın, kardeşlerimizin ihtiyaçlarını gidereceğiz. Kardeşlerim, sizlere, Fatih’in torunlarına bu yakışır. Öyleyse gereğini hep beraber yapacağız. Çünkü Fatih İstanbul’u fethederken ihtiyacı olan toplardan güllelere, hücum kulelerinden gemilere kadar her şeyin çoğunu bizzat kendisi tasarlayarak yapmıştı. Eğer fetih için diğer devletlerin imkânlarına, teknolojilerine, araçlarına ihtiyacı olsaydı, Fatih o güne kadar aynı niyetle gelenlerin yaptığı gibi İstanbul’u uzaktan seyreder geri giderdi. İşte bu anlayışın Türkiye’de iktidarda olduğumuz 13 yıl içerisinde Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma seferberliğini biz gerçekleştirdik.”
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların "Mecliste PKK istemiyoruz" diye tezahüratta bulunması üzerine ise şu açıklamaları yaptı: “Şu anda bildiğiniz gibi dokunulmazlıklarla ilgili parlamentoda iktidar partisinin vermiş olduğu teklif görüşüldü ve 367 kabulle geçti. Bu ne demektir? Yargı Parlamentoya fezlekeleri gönderiyor ve bu fezlekeler rafa konuyordu. Şimdi rafa konmuyor, o tarih itibarıyla 168 milletvekilini kapsayan fezlekeler ve bu fezlekeleri şu anda parlamento oyladı ve yargıya gönderiyor. Onun için de şu anda Meclis Başkanlığı’nda. Bundan sonra karar yargının, yargının vereceği kararla da, sizin bu arzularınız inanıyorum Allah’ın izniyle yerine gelecek.”
“BU ÜLKEDE KÜRT SORUNU YOK, TERÖR SORUNU VAR”
Gezi olayları sırasında duvarlara yazılan ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazısını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara’da ODTÜ önünde Malazgirt Bulvarı’nın açılışını engellemek için Bizans askerlerinin miğferlerini giyerek güvenlik güçlerimize saldırmışlardı. Bölücü terör örgütünün güdümündeki partinin eş genel başkanı İTÜ’ye gittiğinde kendisini ‘Pontus soykırımı’ mesajıyla karşılamışlardı. Terör örgütü Güneydoğu bölgemizde eylemlere başladığında ilk hedeflerinden biri ne olmuştu? Tarihî camilerimiz olmuştu, bunlar Diyarbakır’da Kurşunlu Camii’ne kurşun sıkmışlardı. Bunların hepsi de aynı kinin, aynı nefretin, aynı sancının ürünüdür. Bunların başındakiler, evet, Zerdüşt inancına mensuptur, bunların bizim dinimizle yakından, uzaktan alakaları yok. Ama benim saf Kürt kardeşlerim bu oyuna geliyorlar. Diyorum ki, bu oyuna gelmeyin, çünkü bu ülkede Kürt sorunu yok, bu ülkede terör sorunu var. İşte şu anda Silahlı Kuvvetlerimizle, polisimizle, korucularımızla operasyonlar yürüyor ve Allah’ın izniyle Güneydoğu’da, Doğu’da, bütün bu bölgelerde bu operasyonlar huzuru, mutluluğu, refahı getirinceye kadar devam edecek. Durmak yok, yola devam ediyoruz, devam edeceğiz.”
“BU COĞRAFYADAKİ BİN YILLIK VARLIĞIMIZI HÂLÂ KABUL ETMEYENLER VAR”
İslam medeniyetinin 1400 yıllık ışığının hâlâ birilerini rahatsız ettiğini, bu milletin bu coğrafyadaki bin yıllık varlığını hâlâ kabul etmeyenlerin olduğunu ve İstanbul’un Fethi’nin 600 yıla yaklaşan acısının da hâlâ taze olduğunu gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz unutsak da onlar unutmuyor, biz uyusak da onlar uyumuyor. Biz kendilerine ne kadar yaklaşırsak yaklaşalım, onlar asıl hedeflerinden, asıl niyetlerinden, asıl rüyalarından vazgeçmiyorlar. Onun için biz de unutmayacağız, onun için uyumayacağız, onun için kendimiz olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“MÜTTEFİK DEDİĞİMİZ ÜLKELER, ÇİRKİN OYUNA GÖZ YUMUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, Suriye’de yaşananlara işaret ederek, şunları kaydetti: “Ne işi var orada Rusya’nın? Ne işi var orada İran’ın? Ne işi var orada terör örgütünün sözde armalarıyla donanmış Amerika askerlerinin? Amacınız DAEŞ terör örgütüyle mücadeleyse, bunun yolu Suriye’nin masum insanlarını katletmek, onlara her türlü zulmü ve acıyı reva görmek değildir. Kardeşlerim, bunun yolu öncelikle Suriye halkını zalim Esad’dan ve onun eli kanlı rejiminden kurtarmaktır. Arkasından da yine Suriye halkının tarihine, kültürüne, tercihlerine uygun yeni bir devlet yapılanmasını süratle oluşturmaktır. Rejim, DAEŞ ve PYD terör örgütü birbirlerini besleyen, birbirlerini destekleyen, birbirlerine yol açan üçlü bir sacayağı hâline dönüşmüştür. Biri olmadığında diğerlerinin ayakta kalması mümkün değildir. Maalesef müttefikimiz dediğimiz ülkeler de bu çirkin oyuna göz yumuyor, hatta destekliyor. DAEŞ denilen maşa örgütünü öne sürerek Suriye’yi kana ve ateşe boğanlar, tarihin en büyük yıkımına uğratanların asıl amacı çok açıktır. Aynı şekilde PYD denilen terör örgütünü kullanarak güney sınırlarımızı kuşatmaya çalışanların amacının Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile bağlarını kopartmak olduğu ortadadır.”
“TÜRKİYE TÜM BU OYUNLARI BOZMAK İÇİN HER ALANDA KENDİ HAZIRLIKLARINI YÜRÜTÜYOR”
Bölücü terör örgütünün ortada hiçbir sebep yokken sokakları, binaları bombalarla donatarak ülkemize karşı saldırıya geçmesinin gayesinin belli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ziya Paşa’nın dediği gibi: ‘En ummadığın keşfeder esrâr-ı derûnun. Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?’ Biz her şeyi görüyoruz, her şeyin farkındayız. Ama şunu da biliyoruz: Bu işler yürek ve bilekle birlikte imkân işidir, güç işidir, hazırlık işidir. Fatih tahta geçer geçmez hemen İstanbul’un üzerine yürümemiştir. Peki, ne yapmıştır? Önce hazırlık yapmış, ondan sonra sefere çıkmıştır. Türkiye tüm bu oyunları bozmak için her alanda kendi hazırlıklarını yürütüyor ve yürütmeye de devam edecek. Çok önemli neticelere ulaştık, ama hâlâ kat etmemiz gereken mesafeler var. Sabırla, çok çalışarak ülkemizi 2023 hedeflerimize ulaştırdığımızda inanın bana bambaşka bir Türkiye’nin doğuşuna şahit olacağız. Bunun için ne diyoruz? Yeni Türkiye diyoruz, bunun için yeni anayasa diyoruz, bunun için yeni yönetim sistemi diyoruz” dedi.
“IMF’E OLAN 23,5 MİLYAR DOLAR BORCU SIFIRLADIK”
Hesaplaşmanın tek bir alanda yaşanmadığına vurgu yaparak her alanda ciddi bir mücadele içinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 13 yılda IMF’e 23,5 milyar dolar borcu olan bir Türkiye’den bu borcu sıfırlayan bir Türkiye’ye gelindiğini kaydetti. Merkez Bankası’nın 27,5 milyar dolar rezervi varken şimdi bu rezervin 114 milyar dolar olduğunu yaşanan küresel krizin Türkiye’ye kısmen yansıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak bunu aşacaklarını ve çeşitli tedbirlerle bunun savuşturulacağını vurguladı.
“BU MİLLETİ PARÇALAYANLAR, HESABINI VERECEK”
Bütün bunların gerçekleşmesi için ‘tek millet, tek bayrak, tak vatan ve tek devlet’ anlayışı içinde olunması gerektiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka devletimiz var mı? Tanımıyoruz. Dün bir tane parti kongre yapmış. Kongrede ne Türk Bayrağı var, ne İstiklal Marşı var. Bunlar bu milletin evladı olabilir mi? Parlamentonun içerisinde olanlar da gidip orada konuşma yapıyor, bunların yeri belli. Yapacakları tek şey var, silahları gömecek ve betonlayacaklar, koordinatlarını da verecekler. Olmadı, bu ülkeyi terk edecekler, başka çıkışı yok. Bir de çıkmış bir paralel devlet yapılanması… Son Millî Güvenlik Kurulu’nda bir karar aldık, ‘legal görünüm altında illegal faaliyet içinde olan, adı Fetullahçı terör örgütü olarak anılan’ dedik ve bu Millî Güvenlik Kurulu’ndan çıktı, hükûmetimize bunu gönderdik. Şimdi hükûmetimiz bunun kararını alacak, Bakanlar Kurulu kararıyla bundan sonraki yargı süreci daha da farklı işleyecek. Çünkü bu ümmeti parçalayanlar bunun hesabını verecekler, bu milleti parçalayanlar bunun hesabını verecekler.”
Konuşmasının sonunda İstanbul’un Fethi’nin 563. yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını dileyen ve “Ya Rab, bize nice gönül fetihleri nasip eyle” temennisini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini, meydanda bulunan gençlere hitaben, Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı’nın dizeleriyle tamamladı: “Delikanlım, işaret aldığın gün atandan / Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan. / Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. / Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın? / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Türk Yıldızları’nın gösterisini, Mehter Takımı’nın icra ettiği marşları ve Diriliş Ertuğrul dizisi oyuncularının yorumladığı İstanbul’un Fethi ile ilgili şiirleri dinledikten sonra tören alanından ayrıldı.