Ağrı’da bir Kuran kursunda 8 yıl boyunca aşçılık yapan ve daha sonra aşçılığı bırakıp hayallerinin peşinden koşmayı tercih eden Mahperi İlhan, KOSGEB’ten aldığı girişimcilik belgesi ile kendi iş yerini açarak ev yemekleri yapmaya başladı. Eşi ile birlikte müşterilere ev ortamı sunan İlhan, fazla kalan yemekleri ise Suriyeli ve Afganistanlı ailelere veriyor.
Ağrı merkez Fırat Mahallesi’nde yaşayan ve İl Müftülüğü’ne bağlı hafız kızların eğitim gördüğü bir Kuran kursunda 8 yıl aşçılık yapan Mahperi İlhan, yıllarca kendi iş yerini açma hayali kurdu. O dönem İnsan Hakları Derneği (İHH) Ağrı Şubesi’nde görev yapan Halil İbrahim İlhan ile 2016 yılında evlendikten sonra Kuran kursundan ayrılarak aşçılık yapmayı bırakan Mahberi İlhan, kendi iş yerini açma fikrini eşi ile konuştu. Eşinden destek alan İlhan, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Ağrı İl Müdürlüğü’ne başvurarak girişimcilik belgesi aldı. İbrahim İlhan ise eşine destek olmak amacıyla İHH’da ki görevinden ayrılma kararı aldı. Görevlerinden ayrılan İlhan çifti, KOSGEB’ten aldıkları destekle kendilerine özgü ve aile ortamını aratmayacak bir lokanta açmaya karar verdi. Erzurum Caddesi’nde kiraladıkları iş yerinin bir bölümünü şark köşesi yapan İlhan çifti, yaptıkları ev yemekleri ile müşterilere bir ev ortamının sıcaklığını veriyor.
‘Kendi ayaklarım üzerinde durmayı seven bir insanım’
İş yeri kurma serüvenini anlatan Mahberi İlhan, geçici olarak Kur’an kursunda aşçılığa başladığını ancak öğrencileri çok sevdiğinden dolayı 8 yıl aşçılık yaptığını söyledi. Uzun zamandır iş yeri açma fikrinin aklında olduğunu ve tek başına başlayamadığını dile getiren İlhan, kendi ayakları üzerinde durmayı sevdiği belirtti. Aşçılık yapmanın evrensel olduğunu ifade eden İlhan, “Böyle bir iş yeri açmayı düşünüyordum. Bir bayan olarak kendi ayaklarım üzerinde durmayı seven bir insanım. Geçici bir süreliğine Kur’an kursunda aşçılık yapaya başlamıştım. Sonrada o işin güzel bir meslek olduğuna kanaat getirdim. Öğrencilerle olan muhabbetim sevgim yani bir yemek alış-verişi değildi bunun evrensel bir şey olduğunu düşünüyorum. Boyut olarak ihtiyaçlara ve savaşlara baktığımızda dünya çapında en temel sorun gıdadır. Yemek zaruri bir ihtiyaçtır. Bu öyle bir gelişim gösterdi ki sonradan tencere dibindeki artıkları kuşlara vermeye başladım” dedi.
‘Birkaç tane bayan arkadaşa iş vermek istiyoruz’
İçinde yaşattığı hayali eşine anlattığını vurgulayan İlhan, en büyük yardımcısının eşi olduğunu ve kendisini hiç yalnız bırakmadığını ifade etti. Mahberi İlhan, “Aşçılık yaparken kalfalık ve ustalık belgelerimi almıştım. Uygun zamanı bekliyordum. Sonradan KOSGEB girişimcilik kursuna başvurdum belgemi aldım. İş yerimi açıp malzemeleri aldıktan sonra bunu faturalandırıp KOSGEB yetkililerine verdim. Bana yardımcı oldular. İlk olarak 15 bin 200 lira aldım. Aşama aşama ihtiyaçlar dahilinde KOSGEB’e başvurup destek alacağım. İşin gelişimi ve talebe göre KOSGEB desteğini almayı düşünüyorum. Kadınlar kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Kendi iş yeriniz olmasa bile ev içinde bile insanlar bir şeyler yapabilir. Biz bu iş yerinde bir ev ortamı sağlamaya çalıştık. Maddi açıdan biraz daha rahat hissedersek bayan arkadaşlarımı da işe almayı düşünüyorum. Birkaç tane bayan arkadaşa iş vermek istiyoruz. Samimi bir ortam vermeye çalıştık. Bunu başardığımıza inanıyorum. İnsanların hislerinden bunu anlayabiliyorum. Bir ev ortamı, bir sıcaklık, abla, kardeş ortamı aynı zamana anne sevgisi gibi olsun istedim” şeklinde konuştu.
‘Yemeklerimizi Suriyeli ve Afganistanlı göçmen ailelerle paylaşıyoruz’
Eşine sürekli olarak destek veren ve onunla birlikte her işi yapan Halil İbrahim, aralarında patronluk olmadığını ve tamamen ev ortamı odaklı çalıştıklarını kaydetti. Amaçlarının bu işi uzun süre yürütmek olduğunu ve buranın başka insanlara ekmek kapısı olmasını isteyen İlhan, “Bazen ihtiyaç sahibi olan insanlar geliyor. Onlarla yemeklerimizi paylaşıyoruz. Fazla kalan yemeklerimizi özellikle bölgemizde kalan Suriyeli ve Afganistanlı göçmen ailelerle paylaşıyoruz. Sivil toplum geleneğimiz olduğu için biz aynı zamanda okullara yakın yerleri tercih ettik. Evlatlarımız, çocuklarımız sigara içilen uygunsuz ortamlarda bulunmasın. Gelsinler böyle bir farklı ortamın olduğunu da görüp bilsinler” ifadelerini kullandı.
‘İş yerime yakın odluğu için sürekli geliyorum’
Müşterilerden Erol Baybars adlı vatandaş, yemeklerin ev yemeği olduğunu ve çok beğendiğini aynı zamanda bu tür işletmelerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Baybars, “Ablamız yemekleri çok güzel yapıyor. Aynı zamanda çok güzel ve nezih bir ortam. Yemekler ev yemeği tanıda. İş yerime yakın odluğu için sürekli geliyorum. Bu tür işletmelerin kalıcı olması gerekiyor, aynı zamanda sayılarının çoğalması ve sürekli olarak desteklenmesi lazım” diye konuştu.