Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Müslüman kadının karnına ateş et, 'bir kurşun ile iki can' diye tişört yaptırmışlar. İnsanlık adına nefret ediyorum, lanet ediyorum" dedi.
Ordu'nun Cumhuriyet Meydanı'nda halka seslenen Erdoğan, mübarek Ramazan günlerinde dertli, mahzun olduklarını belirtti.
''Filistin'den içimizi acıtan haberler alıyoruz'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:''Terör devleti İsrail bir kez daha Gazze'ye saldırdı. Bir kez daha masum çocukları, plajda oynayan çocukları vurdu, masum kadınları, masum insanları katletmeye başladı. Bunların gözü o kadar dönmüş ki bir İsrail kadın milletvekili çıktı, 'bütün Filistinli anneler ölmeli' dedi. Sen ne biçim kadınsın? Kadın Hakları Derneklerinden ses çıkıyor mu? Çıkmadı, niye çıkmıyor? Çünkü aynı zihniyetin mensupları bunlar. Bunlar analığa da karşı olanlar biliyor musunuz? Ben hani her zaman söylüyorum ya, annelik bambaşka kutsiyeti olan bir makamdır. İstanbul'da bir toplantıda bir bayan çıktı, 'ikide bir anne anne, anne diyorsunuz, niye kadın demiyorsunuz?' dedi. 'Ben o yüce makamı konuşuyorum' dedim. Kadın için en önemli makam analıktır' dedim ve bizim değerlerimizde cennet annelerin ayakları altında, babaların değil. Hep hayatımda anacığımın ayağının altını öpe öpe büyüdüm. O öptürmezdi ama ben sarılıp öperdim. Niye? 'Anacağım çekme ayağını' derdim, orada cennetin kokusu var'' Böyle yetiştim. Fakat bu makamların kıymetini bilmeyenler var, anlamayanlar var. Varsın anlamasınlar. İşte bu kadın bunu bilmez ama biz biliriz.''
Üzerinde hamile, çarşaflı Müslüman bir kadının resmi bulunan altında da ''bir atış iki vuruş'' yazan bir t-shirtin yaptırıldığını anlatan Erdoğan, ''Yani Müslüman kadının karnına ateş et, bir kurşunla iki can al diye t-shirt yaptırmışlar. Bunların insanlıktan nasibi yok. Bu adiliktir, bu alçaklıktır, bu namuzsuzluktur. İnsanlık adına nefret ediyorum, lanet ediyorum. Bunlarda vicdan yok, bunlarda şeref, izzet, haysiyet yok. Sabah akşam Hitler'e söverler. Fakat şu anda barbarlıkta Hitler'i bile geçtiler'' görüşüne yer verdi.
HİTLER BENZETMESİ
''Amerikalılar'ın bazıları 'sayın Başbakan, niye Hitler'le böyle bir benzetme yapıyor' diyor. Size ne? Sen Amerikasın ya, Hitler'le ne alakan var? Yani bu insanlar öldürülecek, sen koskoca Amerika, adaleti arayacağın yerde kalkacaksın hala 'İsrail'in savunma hakkı var.' Ne savunması?'' ifadelerini kulanan Erdoğan orantısız güç kullanıldığını söyledi.
Şu ana kadar 1 İsrailli'nin öldüğünü, ancak 300'ü aşkın Gazzeli'nin hayatını kaybettiğini anlatan Erdoğan, ''Neyin savunmasını kullanıyor. Atom bombasına varıncaya kadar bu İsrail'de var. Uçak dersen uçak, füze dersen füze, hepsi var. Fakat ne diyor; 'ey Filistinli senin silahın olmayacak' diyor. O neyle kendi savunacak? Onun için diyor, 'tünelleri bombalayarak kaldıracağız'. Böyle adaleti olmayan bir dünya olur mu? Onun için Orhan Baba diyor ya 'batsın bu dünya' Ne için söylüyor, işte adaleti olmayan bir dünya için söylüyor. Batsın bu dünya'' şeklinde konuştu.
''TÜRKİYE'DEKİ MUSEVİLERE YÖNELİK HERHANGİ BİR TAVRI DOĞRU BULMUYORUM''
İsrail'in meşrebinin gereğini yaptığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:''Ben vatandaşlarıma sesleniyorum; vatandaşımız olan, Türkiye'deki Musevilere yönelik herhangi bir tavrı ben doğru bulmuyorum. Niye? Onlar bu ülkenin vatandaşıdır, bu ülkenin vatandaşı olmaları hasebiyle onlar şu anda bizim güvencemiz altındadır. Bizim hedefimiz İsrail'in zalim yönetimidir, terör estiren yönetimidir, biz onu hedef alarak konuşmalıyız, onu hedef alarak uluslararası çalışmalarımızı yönetmeliyiz ve İsrail halkını kendi yönetimine karşı tavır almaya davet etmeliyiz.''
Bu vahşet, bu barbarlık karşısında Batının, Amerikanın, medeni olduğunu söyleyen dünyanın, İslam ülkelerinin çoğunun sustuğuna işaret eden Erdoğan, hatta bu ülkelerin bir kısmının bu insanlık suçuna destek verdiğini söyledi.
''EKMEL DE RAHATSIZ OLUYORMUŞ''
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz konuşunca, biz sesimizi yükseltince de bu susanlar, zalime destek verenler rahatsız oluyor. Ekmel de rahatsız oluyormuş. Bayramdan sonra sesini yükseltecekmiş. Sesi fazla yükselmezmiş ama yükseltecekmiş. Geç kaldın Ekmel, hadi sesini bir an önce yükselt. Tayyip Erdoğan 20'sinde neyse 60'ında da o. 20'sinde de böyle konuşuyordum bugün de böyle konuşuyorum. Dün başka ,bugün başka değil. Ben sanal değilim, olduğum gibiyim ama bizim de susmamızı, bizim de zulme rıza göstermemizi bekleyenler varsa boşuna bekliyor."
Erdoğan Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü Alkışlayamam" şiirinin şu bölümü okudu:
"Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum. Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim, adam aldırma da geç git diyemem. Aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin aslıyım amma... İrticanın, şu sizin lehçede manası bu mu?"
''PENSİLVANYA'DAKİ ZATIN GAZZELİ ÇOCUKLAR İÇİN AĞLADIĞINI GÖRDÜNÜZ MÜ''
Kendilerin vicdanlara seslendikçe, bazılarının ciddi şekilde rahatsız olduğunu dile getiren Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:"Bakın önceki gece İsrail kara harekatını başlatınca TBMM'de 4 parti ortak bir bildiri yayımladı, son derece güzel bir gelişme ama parti yönetimlerine baktığınızda Meclis'teki o cesareti göremiyorsunuz. Hatta CHP'nin getirdiği teklif çok manidar. 'İsrail'in savunma hakkı var' teklifi böyle yapıyor. Ne demek? Mağdur durumda olan Gazze, mazlum durumda olan Gazze. Bu ifadeyle metni teklif ediyor. Kabul edilmedi, tabii o ayrı mesele. dikkat edin ne yapıyorlar? Yarım ağızla Gazze'ye destek veriyormuş gibi yapıyor, ardından hükümete, bize veryansın ediyorlar. Bir cümle Gazze için söylüyorlar, 10 cümleyle hükümeti eleştiriyorlar. Çünkü bunlar İsrail'e ses çıkaramazlar. Bu CHP tarihi boyunca İsrail'in yanında yer almış, İsrail politikalarını desteklemiştir. Bugün de aynısını yapıyorlar, niye? Korkuyorlar. Korktukları için İsrail'e bir çift söz söyleyemiyor. AK Parti'ye, AK Parti hükümetine saldırıyor. Aynısını bunların Pensilvanya'daki akıl hocası da yapıyor. İsrailli çocuklara ağlıyordu, İsrailli çocuklar için taziye yayınlıyordu, Mavi Marmara'nın Gazze'ye gidişini eleştiriyordu. Kim? O, Penslivanya'daki zat. Ne dedi? Otoriteden izin almalıydılar' dedi. Kim otorite? Otorite biziz, bizden izin aldı ama o bunu düşünerek söylemedi, İsrail'den izin alınacak. Şimdi ne yapıyor? Gazzeli çocuklar için ağladığını gördünüz mü ? duydunuz mu? Gazzeli çocuklar için taziye yayınladığını duydunuz mu? İsrail'i eleştirdiğini gördünüz mü? Yapamaz, ipini tutan efendisini eleştiremez. Onun medyası da İsrail için Gazze için hiçbir şey söylemiyor. Hükümete saldırarak sıvışmaya çalışıyor. Bu ihanet benim Ordulu kardeşimin gözünden kaçmaz. Milletim bu ihaneti affetmedi, affetmez."
Ortadoğu'da hem kardeş kavgalarını bitirmenin hem de İsrail zulmünü sona erdirmenin mücadelesini verdiklerini dile getiren Erdoğan, "Büyük devlet susan, oturan, oturduğu yerden hadiseleri izleyen devlet değildir. Büyük devlet, olaylara müdahil olan, ara bulucu olan, barış için mücadele eden devlettir" dedi.
Erdoğan, gece sahurda eve gittiğini, sürekli değişik ülkelerle telefon görüşmeleri yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:"Ne yapabiliriz, ne gibi adımlar atabiliriz. Dün öyle, evvelsi gün öyle sürekli telefon diplomasisi. Bugün özel temsilcimi aynı şekilde ilgili ülkelere gönderdim. Neden? Acaba biz ne yapabiliriz? Türkiye'yi bu ateşin içine atmayacak ama ateşin sönmesi, yaraların sarılması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Şu anda insani yardımlar olarak Kızılay ile Gazze'deyiz. TİKA ile Gazze'deyiz. Onlara bir şeyler yapalım, bunun gayreti içerisindeyiz. Utanmadan, sıkılmadan çıkıyorlar 'Türkiye ve Katar ateşkesi engelledi' diyorlar. Ateşkes için gayret ediyoruz gayret ediyoruz da, 2012'de de ateşkes yapıldı. Mısır'ın öncülüğünde yapıldı ama İsrail ateşkese uymadı. Şu anda olay Batı Şeria'da başladı. Gazze herhangi bir şey atmadı ki. Havan topu, herhangi bir şey atmadı ki. Ama İsrail bir bahane uyduruyordu. Neydi hedefi? Hamas ile El Fetih birleşti ya ortak hükümet kurdular ya şimdi bu hükümeti yıkmak istiyor. Derdi o. Çünkü Müslüman'ın Müslüman ile bütünleşmesini istemiyorlar. Bölmek istiyorlar, parçalamak istiyorlar, ondan sonra da bitirmek istiyorlar."
"İÇİMİZE KAPANARAK BÜYÜYEMEYİZ"
Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Kuzey Afrika huzurlu olursa Türkiye'nin daha da huzurlu olacağını ve büyüyeceğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:"İçimize kapanarak büyüyemeyiz. On yıllar boyunca Türkiye içine kapandı ve adeta yerinde saydı. Şu anda çıkmış adaylardan bir tanesi 'Türkiye 10 bin dolarda kaldı' diyor. Sen bizim 10 bin dolarda kalmamızı bırak. Biz kaçtan aldık onu söyle. Bunu 3 bin 400 dolardan aldık, 11 bin dolara çıkardık. Şu anda seni destekleyen partilerden MHP'nin iktidarda olduğu, CHP'nin yavrusu DSP'nin iktidarda olduğu dönemde Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu vardı. Bu borcu biz ödedik, biz. Senin ağaların ödemedi. Bunlar 'milliyetçiyiz' diyorlar ne milliyetçisi. Bunlar kafatası milliyetçisi. Milliyetçi olan biziz. Merkez Bankası'nın döviz rezervini 27,5 milyar dolardan 135 milyar dolara çıkardık. Bunu biz yaptık. Onlar batırdı, biz çıkardık. Şimdi daha da güçleniyoruz."
Erdoğan, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı makamını millet şahsına emanet ederse bütün tecrübesiyle Türkiye'yi daha da büyütmenin gayreti içerisinde olacağını vurguladı.Her zaman 77 milyonu kucakladıklarını ve yine 77 milyon ile birlikte hareket edeceklerini dile getiren Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini kaydetti.
"YAVRULARIMIZIN BAYRAĞIMIZA SARILI TABUTLARLA GELMESİNİ İSTEMİYORUZ"
Erdoğan, her zaman barışın, uzlaşmanın ve kardeşliğin yanında olduklarını vurgulayarak, yine bu şekilde devam edeceklerini bildirdi.Demokrasiyi daha ileri standartlara kavuşturacaklarını, ekonomiyi 12 yılda 3 kattan fazla büyüttüklerini, daha da büyüteceklerine işaret eden Erdoğan, "Toplumsal barışı daha da güçlendireceğiz. Çözüm süreci, yasalaştırdık, görüyorsunuz. Elhamdülillah 1,5 yıldır şehit geliyor mu? Bunlar durup dururken olmadı. Attığımız adımlarla oldu. Şimdi 6 maddelik bir yasa geçirdik Meclis'ten Cumhurbaşkanımız da onadı. Kim muhalefet etti? MHP. Niye? İstiyor ki şehitler gelsin. Şehitler gelsin ki onu istismar etsin. İki yer bu işi istismar eder. Bir tarafta siyasal Kürtçülük yapanlar, diğer tarafta siyasal Türkçülük yapanlar. Ama biz 77 milyonun tamamını seviyoruz ve yavrularımızın hakikaten bayrağımıza sarılı tabutlarla gelmesini istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 12 yıl boyunca Ordu ve Orduluların sorunlarıyla yakından ilgilendiğini dile getirerek, kente tarihinin en büyük yatırımları ve hizmetlerini kazandırdıklarını belirtti.Hükümet ve yerel yönetimler el ele vererek, Ordu'yu kalkındıracağına dikkati çeken Erdoğan, vatandaşlardan çirkin yapılaşmaya karşı kentsel dönüşüm değişim projelerini desteklemelerini istedi.Ordu'ya 12 yılda 9 katrilyon yatırım yaptıklarına işaret eden Erdoğan, kente yaptıkları yatırımlar hakkında bilgi verdi.Erdoğan, Ordu ekonomisinin fındığa bağlı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:"Ordu ekonomisiyle fındık üretiminin birbirine paralel. Paralel yapı değil, o başka bir şey. Fındık veriminin düştüğü yıllarda Ordu ekonomisi de yara alıyor. Ordu fındığını dünyaya pazarlıyor ama dünyada sadece o fındığı kullanan markalar biliniyor. Şimdi biz bunu değiştirmek için hem fındıkta hem de turizmde Ordu için yeni geçim alanları oluşturmaya gayret sarf ediyoruz. İnşa ettiğimiz Ordu Giresun Havalimanı'na yakın bir bölgede toplam 61 dönüm alan üzerine çikolata park kuruyoruz. Çikolatanın ana maddesi fındığa katma değer kazandırmayı, markalaştırmayı hedefliyoruz. Çikolata parkta, çikolata fabrikası, otel, üretilen ürünlerin teşhir ve satış yerleri, tematik parklar gibi alanların yer alacağı bir kompleks kuruyoruz."
"HİZMET SEVDAMIZ ASLA BİTMEYECEK"
Erdoğan, Ordulular'ın cebine giren parayı, sofralarındaki ekmeği, aşı artırmanın çabası içerisinde olduklarını belirterek, hizmet aşklarının bitmediğini, 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçiminde cumhurbaşkanı olması halinde Ordu'da yapımı devam eden projelerin takipçisi olacağını, hiçbir projenin, yatırımın, eserin atıl kalmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Seçilmiş bir cumhurbaşkanı, seçilmiş bir başbakan ve kabine el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve Türkiyemizi uçuracağız. Biz, bu topraklara olan aşkımızı eserlerimizle taçlandırdık, eserlerimizle de taçlandırmaya devam edeceğiz. Bizim işimiz eser üretmek, hizmet üretmek, yatırım yapmak, bu ülkeyi kalkındırmak, bu ülkeyi hak ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmaktır, bunun için bizim hizmet sevdamız asla bitmeyecek" diye konuştu.
"10 AĞUSTOS SEÇİMLERİYLE TÜRKİYE'DE İLK YAŞANACAK"
Erdoğan, 10 Ağustos seçimleriyle Türkiye'de bir ilk yaşanacağını, sandıklarda tarih yazılacağını vurguladı. Vatandaşlardan sandıkları giderek, oy kullanmalarını özellikle rica etti. Vatandaşlardan herkesi oy kullanmaya teşvik etmelerini isteyen Erdoğan, "Bakın CHP'nin genel müdürü gibi 'tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' demiyorum, o üslup bize yakışmaz. 'Üslub-ı beyan ayniyle insan' diyor büyüklerimiz. Biz milletizimle sahici bir dil kullanıyoruz, samimi bir dil kullanıyoruz, biz gönül diliyle konuşuyoruz" dedi.
Ordulular'dan ricada bulunan Erdoğan, mutlaka sandığa gidip, oy pusulasına mührü basmalarını isteyerek, "Yarın torunlarınıza, çocuklarınıza anlatacak güzel bir hikayeniz olsun. 'Biz, 10 Ağustos 2014'te tarih yazdık, halkın oylarıyla belirlenen ilk cumhurbaşkanının seçiminde ben de oy kullandım, vesayete, statükoya son verdik' diyeceksiniz" ifadelerini kullandı.Tatile gidenlerin de tatilden dönerek, oy kullanmalarını, daha sonra tatillerine devam etmelerini isteyen Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi. Erdoğan, vatandaşların yaklaşın Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramını da kutlayarak, dualarda Filistinli, Gazzeli, Suriyeli, Iraklı mazlumların unutulmamasını rica etti.
Erdoğan, konuşmasını "Allah bizi millete hizmet yolundan ayırmasın, Allah bizi utandırmasın, mahcup etmesin. Bize Allah yeter, bize millet yeter bize Türkiye yeter. Milli irade, milli güç, hedef 2023" diyerek bitirdi.