Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, dengelere değil, hakka tapan bir milletiz. İnşallah ebediyen de öyle kalacağız. Endülüs'e, Açe'ye, Fransa'ya, Polonya'ya yardım elini uzatmış bir ecdadın gururlu torunlarıyız" dedi.
Erdoğan, Musul'da alıkonulan Dışişleri Bakanlığı personeli oradan çıkarıldığında gerek içeriye gerek dışarıya tüm değerlendirmeleri yapacaklarını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesince Rabia Meydanı'nda düzenlenen iftar programında, Ramazan ayının Türkiye'ye, millete ve İslam dünyasına hayırlar getirmesini Allah'tan dileyerek, iftar programını düzenleyenlere teşekkür etti.
Şanlıurfa'nın 30 Mart'ta seçimlerinde AK Parti'ye büyükşehirler arasında en yüksek oy veren ikinci, iller arasında da üçüncü şehir olduğunu belirten Erdoğan, AK Parti'ye desteklerinden dolayı tüm Şanlıurfalılar'a şükranlarını sundu.
RABİA MEYDANI
Erdoğan, iftar programının düzenlendiği meydanın adının Rabia olduğuna işaret ederek, "Mısır'daki Rabia Meydanı, kardeşlerimizin verdikleri hak ve özgürlük mücadelesinin sembolü oldu. Bu meydana aynı ismin verilmesini Mısırlı kardeşlerimize gönderilmiş bir selam, destek mesajı olarak değerlendiriyorum" diye konuştu.İftara, Irak'ta uzun süre alıkonulduktan sonra serbest bırakılan kamyon şoförlerinden bir kısmının da katıldığını belirten Erdoğan, şoförlere ve ailelerine tekrar geçmiş olsun dileklerini iletti.
Başbakan Erdoğan, Musul'da alıkonulan konsolosluk çalışanlarının bırakılması için de çalışmalarının kesintisiz devam ettiğini bildirerek, şöyle konuştu:"Durum nezaketi ve hassasiyeti nedeniyle Musul'daki olaylarla ilgili değerlendirmelerde her zaman dikkatli olduk. Ne yazık ki gerek muhalefet partileri gerek medya özellikle de ihanet şebekesi Pensilvanya medyası, son derece sorumsuz açıklamalar ve yayınlarla durumun nezaketini artırıyorlar. Muhalefet ve malum medya, adeta Musul'daki vatandaşlarımızın başına birşey gelsin de hükümet yıpransın diye ellerinden gelen sorumsuzluğu sergiliyorlar. Elbette bizler de milletimiz de bu sorumsuzluğu, insanlık dışı, vicdan dışı tahrikleri not ettik, not ediyoruz. İnşallah alıkonulan personelimizi oradan çıkardığımızda gerek içeriye, gerek dışarıya tüm değerlendirmelerimizi yapacağız. Serbest bırakılan şoförlerimizin ekmek tekneleri olan kamyonlarının, tırlarının bir an evvel ülkemize teslim edilmesini istiyoruz, bekliyoruz. Bununla ilgili girişimlerimiz de devam ediyor.
Mübarek Ramazan gününde hiçbir Müslüman'ın, insanın hakkının, hukukunun, izzetinin çiğnenmesine gönlümüz razı olmaz. Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Myanmar'da ve dünyanın pek çok yerinde Müslümanlar, kardeşlerimiz zaten ciddi manada acı çekiyor, zulüm görüyorlar. Türkiye olarak tarih boyunca bu bölgedeki iç karışıklıklara her zaman mesafeli durduk. Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de, Mısır'da, Libya'da biz bugün de sadece ve sadece hakkın tarafındayız, hakkın tarafında durmanın eğer bir bedeli olacaksa biz bu bedeli öderiz. Biz, Şanlıurfa'da yaşamış enbiyadan bunu öğrendik, hak adına ateşe yürüyen Hazreti İbrahim'den biz bunu öğrendik. Şanlıurfa'nın şairlerinden, gönül dostlarından biz hakkın yanında dimdik durmayı öğrendik. Şanlıurfalı değerli şair, güzel insan merhum Akif İnan, bize haksızlık karşısında dik durmayı, onurlu, şerefli durmayı öğretti."
Şanlıurfalı şair Mehmet Akif İnan'ın Mescid-i Aksa şiirinin, "Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde / Götür, Müslüman'a selam diyordu / Dayanamıyorum bu ayrılığa / Kucaklasın beni İslam diyordu" mısralarını okuyan Başbakan Erdoğan, "Zulüm karşısında boyun eğersek, zalim karşısında geri adım atarsak Şanlıurfalı enbiyaya, evliyaya, gönül insanlarına, tarihimize ve ecdadımıza nankörlük etmiş oluruz" ifadelerini kullandı.
"BİZ, DENGELERE DEĞİL, HAKKA TAPAN BİR MİLLETİZ"
Birilerinin Mısır'daki politikalarının, Filistin'deki tavırlarının dengeler adına yanlış olduğunu iddia ettiğini dile getiren Erdoğan, "Biz, dengelere değil, hakka tapan bir milletiz. İnşallah ebediyen de öyle kalacağız. Endülüs'e, Açe'ye, Fransa'ya, Polonya'ya yardım elini uzatmış bir ecdadın gururlu torunlarıyız. İnşallah bizden sonra gelecek nesiller de Filistin davasında dik durmuş, Mısır'da hakkı, Irak'ta kardeşliği savunmuş, Suriyeli kardeşlerine kuçak açmış, Somali'ye, Myanmar'a elini uzatmış dedeleriyle gurur duyacaklardır. İçimizden birileri dengeler adına sussa da güya dengeler ve stratejiler adına sussa da biz hakkı savunmaya, insani değerleri, vicdani değerleri sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Şanlıurfa'nın, Suriye ile en uzun sınıra sahip illerden biri olduğuna işaret ederen Erdoğan, şöyle devam etti:"Ülkelerin fiziki sınırları başkadır, insanların gönüllerindeki sınırlar başkadır. Şanlıurfa'daki Türkiye vatandaşı kardeşlerimiz ile tel örgülerin hemen arkasındaki Suriye vatandaşı kardeşlerimiz bizim nezdimizde birdir. Bunun için Suriye'deki çatışmalar başladığı günden beri hem gönül kapılarımızı, hem sınır kapılarımızı daima açık tuttuk. Biz, başı dara düştüğü için kapımıza gelen hiçbir kardeşimizi geri çevirmedik, çevirmeyiz. Gerek kamplarda, gerek dışarıda kendi imkanlarıyla ülkemizde misafir ettiğimiz kardeşlerimizin her türlü ihtiyaçlarını görmek için imkanlarımızı seferber ettik. Türkiye, bu büyük sosyal sarsıntıyı tek başına göğüslemek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler'in sınırın öte tarafındaki geçici yerleşim yerlerine yaptığı sınırlı yardım dışında hiçbir ülke, kuruluş bu konuda kılını kıpırdatmadı.Hamdolsun, Türkiye'nin imkanları sayıları milyonu aşan misafirlerimize sahip çıkmaya yetiyor, yetecektir. Size, ensar olmak yakışmaz mı? Dünya, bu konuda çok kötü bir sınav verdi, sınıfta kaldı, bunun da bilinmesini isterim. Bilhassa kendi sınırlarına dayanan 3-5 mülteciye bile tahammülü olmayan Batı ülkelerinin insani hassasiyet konusunda kimseye söyleyecek sözü kalmamıştır. Hem devlet olarak hem millet olarak ensar anlayışıyla muhacir kardeşlerimize sahip çıkmaya, yardımcı olmaya devam edeceğiz. Kendimizi hiçbir zaman ülkemizin fiziki sınırlarına hapsetmedik, bundan sonra da hapsetmeyeceğiz. Bosna'dan Suriye'ye, Myanmar'dan Irak'a, Afganistan'tan Somali'ye kadar nerede sıkıntıya düşmüş kardeşimiz varsa onların yanında olacağız."
10 AĞUSTOS SEÇİMİ
10 Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı seçimi için sandıklara gidileceğini ve tarihi bir seçim yapılacağını anımsatan Erdoğan, Şanlıurfa'dan rekor bir oy oranı beklediğini, sadece AK Partililer'in değil, MHP, CHP ve HDP'ye gönül veren vatandaşların da kendisine oy vereceğine inandığını söyledi.
ERDOĞAN, TIR ŞOFÖRLERİ VE BEDİÜZZAMAN'IN TALEBESİYLE GÖRÜŞTÜ
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Irak'ta yaklaşık 1 ay süreyle alıkonulan tır şoförleri ile yaklaşık 15 dakika görüştü ve hatıra fotoğrafı çektirdi.
Erdoğan, iftar sofrasında, ezan okunmadan önce Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Badıllı Hoca olarak bilinen Abdulkadir Badıllı ve bölgenin kanaat önderlerinden Tillolu Şeyh Muzaffer Aydın ile ayaküstü sohbet etti.
İftar yemeğine, Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Partili bazı milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.