İLKEL ARICILIK METODLARI ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Genç, Türkiye'nin, arıcılık için önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini söyledi.
Dünyada arılı kovan sayısı bakımından Çin'in ardından 2. sırada bulunan Türkiye'de, ilkel arıcılık metotlarının kullanımının üretimi olumsuz etkilediği belirtildi.
Fenni kovanlarla arıcılık yapılan Türkiye'de arıcılığın geliştirilmesi için damızlık değeri yüksek verimli ana arılarla üretim yapılması gerektiği bildirildi.
ÜRETİM METOTLARI ÇAĞDAŞLAŞMALI
Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Genç, Türkiye'nin, arıcılık için önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini söyledi.
Türkiye'de 1960'larda toplam 1,5 milyon koloni bulunduğunu ve tamamını ilkel kovanların oluşturduğu bu kolonilerde verimin 6-7 kilogram olduğunu belirten Genç, 1990'lı yıllarda verim artışının ancak iki katına çıkarıldığını ifade etti.
ARICILIKTA VERİMLİLİĞİ ARTIRMALIYIZ
Türkiye'de mevcut koloni sayısının 4 milyonu aştığını ve yılda 70 bin ton bal üretiminin gerçekleştirildiğine dikkati çeken Genç, şunları kaydetti: ''Türkiye, dünyada arılı kovan sayısı bakımından Çin'in ardından ikinci sırada yeralıyor. Ancak üretimde Çin'in çok gerisindeyiz. ABD'de bizim yarımız kadar kovanla bizden daha fazla üretim yapıyor. Ülkemizde arıcılıkta Ortaçağ'dan kalma metotlar kullanılmakta. Arıcılıkta modern tekniklerin kullanımı üretimimizi de artıracaktır.''
''KOLONİ SAYISI ARTARKEN VERİM DÜŞTÜ''
Genç, Türkiye'de koloni sayısının her geçen yıl hızla arttığını ancak, verimin de buna paralel olarak hızla düştüğünü söyledi.
Genç, söz konusu durumun yaşanmasının temel nedeninin, fenni kolonlarda yemleme, besleme, hastalıklar ve kışlama gibi metotlarda ilkel tekniklerin kullanılması olduğunu bildirdi.
Türkiye'de her yıl çiftçilere kovan dağıtımının yapıldığını anlatan Genç, şunları kaydetti:
''Çiftçimize her yıl kovan veriyoruz. Ancak üretimin artması sadece kovan dağıtımına bağlı değildir. Önemli olan yetiştirme teknikleridir. Akademisyenler, tarım yetkilileri ve çiftçiler elele vererek hareket etmeli ve arıcılıkta verimin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Ancak, bu sayede dünya pazarıyla rekabet sağlanabilir.''
ÇİFTÇİ EĞİTİM SEFERBERLİĞİ.
Türkiye'nin topoğrafik yapısının, iklimi ve mera düzeyinin arıcılık için elverişli bir yapıya sahip olduğunu anlatan Genç, ülkede arıcılığın geliştirilmesi için öncelikle ciddi bir çiftçi eğitim seferberliğinin başlatılması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'de arı genotipinin ülke şartlarına uyum sağlamış Kafkas melezi üstün bir ırk olduğunu anlatan Genç, şunları kaydetti:
''Türkiye'de arıcılığın geliştirilmesinde yapılacak en önemli şey, arıcıların eğitilerek ilkel arıcılıktan kurtarılmalarıdır. Arıcılarımızın modern arı yetiştirme teknikleriyle donatılarak, bilinçli ve profesyonelce arıcılık yapmaları sağlanmalıdır. Göçer arıcılık teşvik edilmelidir. Verimi düşük kolonilerin sayısının artırılmasıyla arıcılığımızın geliştirilmesi mümkün değildir.''