1310-1384 yılları arasında yaşayan Şemsüddin İsfehanî ve Ebu Hayyan Endelüsî’ye öğrencilik, Seyyid Şerif Cürcanî, Şemsüddin Molla Fenarî, Bedrüddin Simavi ve birçok ulemaya hocalık yapmış büyük bir hadis fıkıh ve kelâm âlimi olan Ekmelüddin Baberti, doğum yeri Bayburt’ta sempozyumla anılıyor.
//SEMPOZYUMA A.Ü KATKISI
Şairzihni Kültür Merkezi’nde 28-30 Mayıs 2010 tarihlerinde yapılan sempozyum öncesi düzenlenen açılış töreninde Bayburt Valisi Kerem Al, Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, 19. dönem Milletvekili Bahattin Elçi, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu birer konuşma yaptılar.
//“HER İLİMDE NASİBİ BULUNAN BİR ÂLİM ANIYORUZ”
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, “700 sene sonra varlığı ile iftihar ettiğimiz meşhur âlimimiz Ekmelüddin Baberti’yi anmak münasebetiyle burada bulunuyoruz. Ekmelüddin Baberti’yi neden anmamız icap ediyor. Babert’i ilim tarihimizin en meşhur simaları olan Seyyid Şerif Cürcanî gibi, Şemsüddin Molla Fenarî gibi, Bedrüddin Simavi gibi meşhur talebeleri olan bir ilim mirası bırakan meşhur bir âlimimizdir. Her ilimde nasibi bulunan bir âlim anıyoruz. Ama her şeyden önce Baberti’yi bir İslam âlimi olarak düşünmemiz icap eder. Hazreti Peygamberden itibaren başlayan bir eğitim ve öğretim geleneği ta günümüze kadar gelmiş ve o geleneğin bir halkası olarak ta Ekmelüddin Baberti’yi görmekteyiz” dedi.
//“İLİM TEKTİR VE TEK HAKİKATİ ARAŞTIRIR”
İslam’ın zuhurundan itibaren ilk emrine uyarak her toplumun, mutlak ilim adamını ve ilimi müesseseleri kâmil manada yetiştirdiğini, İslam demenin ilim demek olduğunu dile getiren Hacımüftüoğlu, “Hiçbir din, hiçbir felsefi akım ilk düşüncesini oku ile talim ve terbiye ile başladığını göremezsiniz. İslam dünyaya ilk sesini ve çağrısını duyur duyurmaz ilk bir kelime ile “oku” ile başlıyor. Bu kelimenin içinde bulunduğu Alak suresi ve diğer surelerde İslam dininin ilme, ilim adamına, talim ve terbiyeye ne kadar önem verdiğini çok açık bir şekilde görmekteyiz. O halde bizim dini ilimler ve pozitif ilimler diye bir ayrımımız asla söz konusu değildir. İlim tektir ve tek hakikati araştırır. Hangi ilimi olursa olsun gerçeği araştırır. Fizikçi hakikatin peşindedir, kimyacı hakikatin peşindedir, ilahiyatçı hakikatin peşindedir. Netice de o hakikate yaklaşıldıkça insan kemaline erer”diye konuştu.
//“BİR SEMPOZYUMLA BABERTİ’Yİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
İlk nazil olan ayetlerde talim ve terbiye üzerinde ısrarla durulduğunu, Hazreti Peygamberimizden ta günümüze varıncaya kadar İslam toplumlarında talim ve terbiye bir İslami emir yani Kur’ani emir olarak bizlere miras olarak geldiğini ve bu mirasın en büyük mahsullerinden birinin Ekmelüddin Baberti olduğunu vurgulayan Hacımüftüoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ekmelüddin Baberti ilk tahsilini Bayburt’ta Yakutiye medreselerinde gördü. Ama bizim Anadolu insanı asla mevcutla yetinmez. Hele ilim olunca varolan ilmiyle yetinmez. Daha mükemmel âlimler bulmalıyım diyerek bizim Anadolu ulemasının çoğu muhacirdir. Yani hicret etmiştir. Ekmelüddin Baberti buradan Halep’e Halep’ten de Kahire’ye giderek ilmini tamamlamış ve oradan da ilim huzmelerini yeryüzüne yaymıştır. Molla Fenari gibi bir âlim ve Şeyhülislam’ı yetiştirmiştir. O zaman bizim onu yâd etmekle sorumlu olduğumuz Baberti, mükemmel bir kelamcı, mükemmel bir felsefeci, mükemmel bir hukukçu, mükemmel bir dinci, mükemmel bir belagatçi, mükemmel bir hesapçı, mükemmel bir astronomi âlimidir. O her ilimde mahir olan bir zattır. O halde ne okursanız okuyun felsefesiyle hareket eden ecdadımız bize büyük bir kültür ve bilgi mirası bırakmıştır. Ekmelüddin Baberti de birçok konuda eser yazmıştır. Bir sempozyumla Baberti’yi anlatmak mümkün değildir. İnşallah müteşebbis heyet ve arkadaşlarımla yaptığımız istişareyle biz buna Baberti bir diyeceğiz. Çünkü Baberti’yi anlatan değerli arkadaşlarımız ve hocalarımız biliyorlar ki 15 dakikalık bir sunum ile Baberti anlatmak istediği alanda anlatılamaz. 37 bildiri sahibi gerçekten dinlenmeye değer bilimsel ve dinlenmesi gereken bildiriler sunacaktır. Bundan sonra inşallah ömrümüz vefa ederse Baberti iki olması zarureti hâsıldır. Hatta çok değerli ilim adamları buna talip olabilirler. Bayburtluların buna müştak olduğunu çok iyi biliyorum. Bu Anadolu âlimiyle, bu cihan âlimiyle sadece biz değil bütün dünya iftihar etse azdır. Biz onları idrak etmediğimiz takdirde, onları örnek almadığımız takdirde sadece biz değil, tüm insanlığın geleceği asla aydınlık olamaz. Er veya geç bütün dünya bunu idrak edecektir.”
//BAERTİ’NİN ESERLERİ SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ’NDE
Konuşmasının sonunda Ekmelüddin Baberti döneminde yaşamış bir müellifin Baberti’yi tasvir ve tarif eden metnini okuyarak, açıklamalarda bulunan Hacımüftüoğlu, Ekmelüddin Baberti’nin Süleymaniye Kütüphanesi’nde çok önemli eserlerinin bulunduğunu ve bu eserleri herkesin orijinalinden okuması gerektiğini dile getirdi.
//“ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER YAŞADIĞI DÖNEMİN ÖZETİDİR”
Bayburt Üniversitesi Rektörü Murat Mollamahmutoğlu ise konuşmasında, “Ekmelüddin Baberti 13. yüzyılın başlarında başlayıp yine aynı yüzyıl içinde biten serüveni ile Bayburt’ta doğup Mısır’da sonlanan bir hayatını teoloji yolunda harcamış, hayatı teoloji yolculuğunda önemli kilometre taşlarından biri olmuştur. Bu önemli şahsiyeti bu sempozyum vesilesiyle daha iyi tanımış olacağız. Önemli şahsiyetler yaşadığı dönem itibariyle, o dönemin birer özetidir. Burada Ekmelüddin Baberti analiz edilirken o dönemin tarihine de ışık tutulacaktır. Bu nedenle katılımcılara başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.
//“BİZ KÖKLERİMİZE ULAŞTIKÇA YÜKSELECEĞİZ”
Sempozyumda misafir olarak bulunan 19. dönem Bayburt Milletvekili Bahattin Elçi ise “Büyükler anıldığı zaman anılan mekâna rahmet yağar. Bugün Bayburt’umuza rahmet yağıyor inşallah. Kâinatı aydınlatan bir güneş var ve bir de yıldızlar var. Kâinatın güneşi Hazreti Peygamberimizdir. Yıldızlar ise diğer peygamberler ve âlimlerdir. Onlar karanlıkları aydınlatırlar. İşte bugün kaybedilmiş yıldızlardan birinin keşfinin idrakini yaşıyoruz. Buna vesile olanları tebrik ediyorum. Biz köklerimize ulaştıkça yükseleceğiz ve yıldızlarla, güneşle aramıza giren karabulutların giderek dağıldığını gözlemlemenin huzuru içerisindeyiz. İnşallah bundan böyle bütün karanlık bulutlar gider, o zaman adalet ve barış için yeni bir dünya kurulmuş, herkesin bütün farklılıkların barış içinde yaşayabileceği yeniden asrı saadete ulaşırız.” dedi.
//“HAZİNELER ÜSTÜNDE OTURUYORUZ AMA FARKINDA DEĞİLİZ”
Belediye Başkanı Hacı Ali Polat da “İlim ve hikmet müminin yitiğidir” diyerek, bu yıl 700’üncü doğum yıldönümü kutladığımız topraklarımızın önemli bir şahsiyeti olan Ekmelüddin Baberti’yi anlamak ve anlatmak adına, günümüze taşımak adına, unutmamak ve unutturmamak adına gecesini gündüzüne katarak emek harcayan hocalarımızı dinlemek üzere burada bulunmaktayız.
Anadolu’nun İslamlaşması, Anadolu’nun yurt olması konusunda alperenler Bayburt’a gelmişler, Erzurum’a gelmişler. Özellikle şimdi saygıdeğer hocalarımızın gayretleri ile Ekmelüddin Baberti’yi tanıyacağız. Böyle bir değerimizin varolduğunu anlatan herkese bu şehir gerçekten minnettar olacaktır. Bundan sonra da temenni ediyorum bu sempozyumun ikincisi, üçüncüsü de olur. Ben de ilahiyatçıyım ama Ekmelüddin Baberti ile alakalı bilgimiz gerçekten çok sınırlı. Değerimizi bilmiyoruz, hazineler üstünde oturuyoruz ama farkında değiliz. Bunun farkına erdiğimiz zaman varlığımızın kıymetini ve üzerinde yaşadığımız toprakların potansiyelini gerçekten ciddi manada ortaya çıkarmış olacağız. Biz ilmi teknolojiyi kaybettiğimiz zaman geri kaldık. Ne zaman bunlara tekrar sarılırsak, ne zaman kökümüze dönersek o zaman daha güzel günlerin olacağını hep birlikte gerçekten göreceğiz. Bayburt gerçekten çok önemli bir şehir, bizim göründüğümüzden daha büyük görünmeyen şeklimiz var. Şehrimizin manevi mimarları çok büyüktür. Yeter ki biz bunlara sahip çıkalım. Bu topraklarda 700 yıl önce yaşamış Ekmelüddin Baberti bir cihan âlimi olmuş, buna sahip çıkmak zorundayız.”diye konuştu.
//“BİZE DÜŞEN BABERTİ’Yİ GELECEK NESİLLERE AKTARARAK VEFA BORCUMUZU ÖDEMEKTİR”
Bayburt Valisi Kerem Al ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “İlim ve irşat için kendini adayan insanlarımızın halleri ile hâllenmek dertleriyle dertlenmek uğruna hayatını vakfeden bir hicret adamıdır. Âlim ve kâmil bir zattır. Anadolu topraklarında asırlarca unutulmayan gönüllerde taht kuran şahsiyetlerden birisidir. Bize düşen insanımıza kültürümüze hizmet etmiş bu zatların hayatları, yaptıkları hizmetleri araştırıp günümüze taşımaktır. Onları gelece nesillere tanıtarak vefa borcumuzu ödemektir. Bu çerçevede yapılan çalışma meşhur âlim Ekmelüddin Baberti’yi gönlümüze davet niteliğindedir.”
3 oturum halinde gerçekleşen sempozyumda 11 akademisyen Ekmelüddin Baberti hakkında tebliğlerini sundular. Sempozyumda toplam 37 akademisyen, Ekmelüddin Baberti hakkında tarihe önemli notlar düşüyorlar.
Sempozyumun son gününde Ekmelüddin Baberti’nin Bayburt’a bağlı Aşağıkırzı Köyündeki türbesi ziyaret edilecek.