BURHAN KARADUMAN (İHA) - Aydınlar Ocağı'nın Malatya'da gerçekleştirdiği 34. Büyük Şura sonuç bildirgesinde, "Balkanlar'da Türklere karşı gerçekleştirilen ve yüz yıldır devam eden soykırım vahşetinin bütün dünyaya anlatılması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır" denildi.Aydınlar Ocağı Genel Merkezi'nin Malatya'da 29 Aydınlar Ocağıı Şubesi'nin katılımı ile gerçekleştirdiği 34. Şura'nın sonuç bildirgesi açıklandı.
"DÜN ANADOLU'DAN KOVDUĞUMUZ İŞGALCİ GÜÇLERE SANKİ DAVETİYE ÇIKARIR GÖRÜNÜMÜNDEYİZ"
Malatya Anemon Otel'de yapılan şuranın sonuç bildirgesini Dr. Sakin Öner okudu. Sonuç bildirgesindeki bazı ifadeler şu şekilde: "Ocağımız, Cumhuriyetimizin 87. yılında ülkemizin, devletimizin ve milli varlığımızın karşı karşıya bulunduğu tehlikelerden, dış dayatmalara açık olmaktan büyük rahatsızlık ve endişe duymaktadır. Türkiye'nin toprak bütünlüğü, devletin şekli ve üniter yapısı tartışmaya açılmakta; demokratikleşme adı altında çok uluslu, çok kültürlü, çok dilli yapay bir devlet modeli ve egemenliğin paylaştırılması kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Uzun bir süredir aralarında mutabakat sağlayamayan, bir kısır döngü
şeklinde devleti ele geçirme ve hesaplaşma yarışına giren farklı siyasi odakların mücadelesi ile ülke, zaman, kaynak ve insan gücü kaybetmektedir. Dün Anadolu'dan kovduğumuz işgalci güçlere sanki davetiye çıkarır görünümündeyiz. Mutabakatları geliştirmek ve güçlendirmek yerine; yeni kamplaştırma örnekleri sergilenmektedir. Bizim kültürümüze yabancı olan etnik ayrıştırma ve taassup doğuracak eğilimler demokratikleşme diye yutturulmaktadır. Etnik taassup, ırkçılık ve milletleşmeyi reddetmekle demokrasininbağdaşmayacağı fark edilmemektedir."
//"MİLLİ KİMLİK İNKARI, BÖLÜCÜ-IRKÇI TERÖRDEN ÇOK DAHA TEHLİKELİDİR"
"Kimlik ile ilgili tartışmalarda öne sürülen 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı' ve 'Türkiyelilik' kavramları isimsiz ve sıfatsız bir tanımdır. Hiçbir ciddi devlette ne milli kimlik; ne de üst kimlik olabilir. Bu şekildeki bir milli kimlik inkarı, bölücü-ırkçı terörden çok daha tehlikelidir."
//"ERMENİLERİ AİHM'E ŞİKAYET ETMEK İÇİN KOMİSYON KURULACAK"
"Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde tarihi temelleri olan olumsuzluklar çözülmeden tek taraflı bir adım atılmamalı, Karabağ'daki Rus-Ermeni işgali kalkmadan sınır kapısı açılmamalıdır. Türkiye, Avrasya ve Balkanlar için ümit olmaktan çıkarılmamalıdır. Kardeş Azerbaycan Devleti incitilmemeli, 'tek millet, iki devlet' prensibi tahrip edilmemelidir. Zürih'de baskı altında imzalanmış olan protokoller anlamını yitirdiğinden TBMM'den geri çekilmelidir.
Bugüne kadar Ermeniler tarafından katledilen, evlerinden ve yurtlarından sürgün edilen, malları yağmalanan, zorla göçe mecbur bırakılan ve türlü şekillerde mağdur edilen insanlarımızın haklarını aramak üzere; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası örgütler ile uluslararası ve ulusal mahkemelerde davalar açmak ve savunmak üzere, Aydınlar Ocağı bünyesinde hukukçulardan oluşan bir komisyon kurulması teklifi oy birliği ile kabul edilmiştir."
//"YANLIŞ UYGULAMALARLA, BİTEN TERÖR ÖRGÜTÜNE İTİBAR KAZANDIRILMAMALIDIR"
"Çoğu Kürt'lükle ilgili olmayan siyasal Kürtçülerin, gerçek niyetleri doğru okunmalı, egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü paylaşmaya dönük niyetleri görülmelidir. Kürt ile Kürtçü ayırımı iyi yapılmalıdır. Yanlış uygulamalarla, biten terör örgütüne itibar kazandırılmamalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bu alanda yaptığı kararlı mücadele aynı kararlılıkla desteklenmeli ve terörün mali kaynakları kurutulmalıdır. Sorunun çözüm alanının Irak'ın kuzeyinde olduğu gerçeği unutularak dış baskılarla yanlış adımlar atılmamalıdır."
//"BALKANLARDAKİ TÜRK SOYKIRIMI İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ"
Günümüzde Türkiye'de küresel güçlerin oynadığı oyunların daha önce Balkanlar dediğimiz Avrupa Türkiye'sinde yaşandığı unutulmamalıdır. Balkanlar'da 19. Yüzyıl'ın başlarından 1912 yılına kadar devam eden soykırımlar sonucunda milyonlarca insanımız hayatını kaybetmiştir. 2012 yılı, Balkanlar'ın elimizden çıkmasına da yol açan Balkan Savaşları'nın 100. yılı olacaktır. Bu vesileyle Balkanlar'da Türklere karşı gerçekleştirilen ve yüzyıldır devam eden soykırım vahşetinin bütün dünyaya anlatılması için gerekli
çalışmalar başlatılmalıdır."
//"VATİKAN PATENTLİ DİYALOG FAALİYETLERİ, MÜSLÜMAN'I DEVŞİRME VE
UYSALLAŞTIRMA AMACINI TAŞIMAKTADIR"
"Vatikan patentli diyalog faaliyetleri, Müslüman'ı devşirme ve uysallaştırma amacını taşımaktadır. Bu yeni bir Evangelizm'dir. İslam en mütekamil ve en son dindir; diğer dinlerden takviyeye ihtiyacı yoktur. Muhafazakarlıktan liberal çizgiye gelen bazı İslamcılar, bilerek veya bilmeyerek küresel güçlerin oyuncağı olmaktadırlar. Son yıllarda Dinler Arası Diyalog adı altında kutsal dinimiz İslamiyeti özünden saptırmaya yönelik dış odaklı faaliyetler yerli işbirlikçiler eliyle yürütülmektedir. Buna paralel olarak misyonerlik faaliyetleri de büyük hız kazanmıştır. Bu çerçevede bizzat Kültür Bakanlığı'nca Trabzon'daki Sümela Manastırı'nda ve Ermeniler için büyük önem arzeden Van'daki Akdamar Kilisesi'nde ayin yapılmasına izin verilmesi de büyük bir gafletin eseridir. Devletin en kısa zamanda misyonerlik faaliyetlerini önleyici tedbirler alması ve bu konuda verilen tavizlerden vazgeçmesi gerekmektedir."
//"TRAKYA'DA BİRÇOK ÇİFTÇİNİN TOPRAĞI YUNAN BANKALARININ ELİNE GEÇMEKTEDİR"
"İzlenen yanlış tarım politikaları sonucunda, çiftçiler ihtiyaçlarını büyük ölçüde kredi kullanarak karşılamak zorunda bırakılmışlardır. Üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle kredi borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin bir kısmı, topraklarını bankalara devretmek zorunda kalmaktadırlar. Özellikle Trakya'da birçok çiftçinin toprağı Yunan bankalarının eline geçmektedir. Bu konuda gereken önlemler bir an önce alınmalıdır."
//"BALKANLARDA YENİ GELİŞMELER VAR"
Aydınlar Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, "Soykırım konusunda geç kalıp kalmama, bu maddenin sonuç bildirgesine girmesinde bellidir. Demek ki, biz gösterdiğimiz ilgiyi ve dikkati daha fazla göstermek zorundayız. Özellikle Bulgaristan'da, Makedonya'da, Kosova'da ve Yunanistan'da gündeme gelen yeni gelişmeler karşısında her şeyi siyasetten beklemek, her şeyi ülkeyi yönetenlerden değil, ama sivil toplum kuruluşlarına da çok önemli görevler düşmektedir. Biz de Aydınlar Ocakları olarak, yerli,
milli, dışarıdan kumandalı olmayan bir sivil toplum kuruluşu olarak bu maddeyi buraya almamızın sebebi, değişen Avrupa gerçeğinde Türk nüfusa karşı, akraba topluluklara karşı ortaya çıkan sorunların tekrar masaya yatırılması ve gündemi teşkil etmesidir."