Bakan Güllüce, “2015 yılı ilk 6 ayında Bakanlık merkez ve Çevre ve Şehircilik il müdürlüklerimiz tarafından 20 bin 354 adet tesise çevre denetimi gerçekleştirildi” dedi.
Denetimler sonucunda Çevre Kanununa aykırı faaliyette bulunan tesislere, toplam 35 milyon 725 bin 577 TL idari para cezası uygulandığını ifade eden Bakan Güllüce, 54 tesisin faaliyetinin de durdurulduğunu sözlerine ekledi.
BİNALARDA ISI YALITIMINDA NİTELİKSİZ UYGULAMAYA SON
Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı, “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”te önemli iyileştirmeler yapıyor. İlk kez 2002 yılında yayınlanan ve daha sonra 2009 yılında yenilenen Yönetmelik, sektördeki tecrübe ve teknolojik gelişmelere cevap verebilecek şekilde revize ediliyor.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, enerji tüketiminin yüzde 72'si ithalata dayalı olup, ülkedeki enerji tüketiminin yüzde 37'si binalarda gerçekleşiyor. Bu enerji tüketiminin yüzde 80'i ise ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketiliyor. Bu nedenle son yıllarda önemi anlaşılan yalıtım uygulamalarının gelişen teknolojik uygulamalar ile Avrupa ve dünya gelişmiş ülkeleri normlarına bir adım daha yakınlaşmasını sağlamak, beklenen faydayı sağlayacak şekilde nitelikli olarak yapılmasını temin etmek, mevzuatlar arasındaki uyumsuzluğu gidermek amacıyla yönetmelik değişikliği hazırlandı. Yönetmelik değişikliğinde can ve mal güvenliği ön planda tutularak, Almanya da konuyla ilgili standartların hazırlamasında görev yapan yetkin uzmanlar davet edildi. Tüm sektörlerin, sivil toplum kuruluşlarının, yangınla ilgili akademisyenlerin ve İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehir belediyesi itfaiye dairesi başkanlıklarının da katılımıyla çalıştaylar düzenlendi.
Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin ve ekibi ile RMI-Türkiye yetkililerinin katılımıyla Kayseri’de gerçek bina ölçeğinde dört farklı dış cephe yalıtım sistemi ağırlaştırılmış koşullarda yangın deneyine tabi tutuldu ve bilimsel metotlar çerçevesinde yalıtım sistemlerinin davranışları gözlemlendi. Edinilen sonuçlar yönetmeliğe taşınarak, ülkedeki laboratuvar alt yapı analizleri ve iş süreçleri yapılmış ve tüm bakanlıkların görüşleri alınarak çalışmalar yürütüldü.
Yapılan çalışmalar ile bir taraftan ortalama yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlayan, kendini 2-5 yılda amorti eden, sadece kış aylarında yakıt giderlerini değil, yazın da soğutma giderlerini azaltan, mekanlarda ısının dengeli dağılımını sağlayan, konut içindeki dengeli ısı dağılımı sayesinde yaşanan mekanlarda rutubetsiz, sağlıklı ve konforlu yaşam ortamı oluşmasını sağlayan, dış cephe yalıtım sistemlerine, sisten yangına dayanıklılık sertifikası zorunluluğu getirilerek özellikle bina cephe yangınlarının oluşumu veya yayılması önlenirken, getirilen system ve sertifikasyon zorunluluğu ile yapılan yalıtım uygulamalarına bir standart getirilerek, gerçek anlamda dış cephe ısı yalıtımının yapılması sağlanmış olacak. Ayrıca, yapılacak değişikliklerde özellikle düğün salonu, sinema v.b. insanların toplu bulunduğu mekanlarda insanların tahliyesi konusunda son derece hassas davranılarak, can ve mal güvenliği bakımından gelişmiş ülkelerdeki benzer uygulamalar esas alınarak, kapasiteye bağlı olarak kaçış genişlikleri yeniden düzenlendi.
Yönetmelikte yapılan yeni düzenleme ile bina taşıyıcı sistemini doğrudan etkileyen, dişli döşeme sistemlerinde kullanılan dolgu malzemeleri için system yangına dayanım sertifikası getirilerek yapı güvenliği sağlandı. Bu şekilde malzeme üreticileri yangın dayanımı belgelendirilmiş ürün veya farklı malzeme bileşenlerinden oluşan sistem ürünlerini imal etmesi sağlanarak, tüketici korunmaya çalışıldı.
Diğer taraftan binalardaki havalandırma kanalları, kaçış yolları, tesisat sistemleri ve asansörler gibi birçok yapı bileşeni ile ilgili güvenliği artırıcı yeni kurallar getirilirken, oksijen azaltma (OxyReduct) yoluyla yaşam olmayan kapalı alanlarda yangın oluşumunun engellenmesi teknolojisinin de kullanımına izin veriliyor. Aynı şekilde gerekli tedbirlerin alınması şartıyla yakıt depolaması olmayan çatı arasına ısı teshin merkezi kurulabilmesi sağlanarak yeni teknolojilerin önü açılıyor.
Yeni getirilen tüm bu düzenlemelerle ülkemizdeki yapı üretim pratiğinin yanısıra insan davranış biçimleri de göz önüne alındı. Bir taraftan ülkemizdeki teknolojiden yararlanmak hedeflenirken, diğer taraftan da güvenlik ve sürdürülebilir yapılaşma ön planda tutuldu.