Mevsimsel sıcaklık değişimleri nedeniyle sıklaşmaya başlayan grip ve nezle hastalıklarının bulaşıcı olduğunu söyleyen Arslan, cemaate katılan başkalarının da risk altına girebileceğini kaydederek, “Bulaşıcı hastalıkları bulunanlar, grip ve nezle gibi soluk alıp verme, aksırma ve tıksırma gibi vücut reaksiyonlarıyla bu hastalıkları başkalarına da bulaştırabileceklerinden cemaate katılmamaları daha iyi olur. Bunda dinen bir sakınca bulunmamaktadır, çünkü bu davranışın arkasında toplum sağlığının çıkarları söz konusudur” dedi.
GRİPSENİZ CAMİYE GELMEYİN
İslam dininin kolaylık dini olduğunu vurgulayan Müftü Arslan, cemaate gitmemek için mazeret sayılan bir takım haller bulunduğunu ve her Müslümanın bu kolaylıklardan istifade edebileceğini dile getirdi.
HASTALIK BULAŞTIRMA VEBALİ
Hastalık, kokulu gıdalar yiyip içme, korku ve olumsuz hava şartlarının, mazeret sayılan haller dahilinde bulunduğunu kaydeden Erzurum Müftüsü Yakup Arslan, hastabakıcılar, engelliler ve ileri derece yaşlıların da, cemaate katılmamalarında bir sorun olmayacağını ifade etti.
Erzurum Müftüsü Arslan, şöyle konuştu: “Peygamberimiz: ‘soğan veya sarımsak yiyen kimse, bizden veya mescidimizden uzak dursun ve evinde otursun’ diye buyurmuştur. Bu nedenle, ağızda kokuya neden olabilecek ve bu durumdan dolayı çevreyi rahatsız edebilecek kişiler, cemaatle namaza katılmasınlar. Bunun yanında, mescide gittiği takdirde, malına, canına veya namusuna bir zarar gelmesinden korkan kimse, cemaate katılmayabilir. İnsanı sıkıntıya sokacak derecede yağmur, çamur, şiddetli soğuk, kar, ayaz, şiddetli sıcak, zifiri karanlık ve geceleyin şiddetli rüzgar gibi hava şartları, vakit namazlarına olduğu gibi Cuma namazına katılmamak için bir mazerettir. İşinin bayından ayrılamayacak derecede yoğun bir işte çalışan ve görev yapan kimseler, cemaate dahil olmayabilirler.”