AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, beyannamede Türkiye için kurdukları hayaller, hazırladıkları hedef ve projeler bulunduğuna dikkati çekerek, "Gelin bu hayalleri, projeleri birlikte hayata geçirelim'' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu beyannamede hayal tacirliği, umut simsarlığı ve afaki projeler yok. Çünkü AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. 13 yıl boyunca milletimize verdiğimiz her sözü tuttuk, buna da milletimiz şahittir. Bu beyannamede de sadece ve sadece yapabileceklerimize yer veriyoruz. Milletimize tutacağımız sözü veriyoruz" dedi.
Davutoğlu, ATO Congresiumda, partisinin "Seçim Beyannamesi Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimlerine doğru, yapılan her faaliyetin, atılan her adımın, hem bu ülkenin hem de bütün mazlumların geleceği için atıldığının unutulmamasını istedi. Davutoğlu, "Bizim İstiklal Harbimiz, Cumhuriyetimizin kurulmasını, özgür bir devlet olarak tarih sahnesine çıkmamızı sağlayan İstiklal Harbimiz sadece Türkiye'nin değil, muzlum milletlerin de harbiydi, sadece Mehmet Akif'in değil, Muhammed İkbal'in de mısralarına yansıdı" diye konuştu.
Şu anda da Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesinin, sadece ülkenin değil, bütün bir İslam dünyasının, gönül coğrafyasının, Orta Doğu, Balkanlar, Orta Asya ve Kafkasların geleceğini, insanlarının geleceğini tayin edeceğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Önünüze engel çıkaranlar sadece Türkiye'nin değil, bütün bu mazlum milletlerin önünde engel olmak istediler. Biz o engelleri birer birer aştık, aşmaya da devam edeceğiz. Selam olsun Filistin'e, Balkanlara, Orta Doğu'ya, Mezopotamya'ya, Kafkasya'ya. Bilsinler ki bugün bu topraklar, Kafkasya çocukları, Balkan çocukları, Anadolu, Mezopotamya çocukları onlar için ayaktadır, ayakta olmaya devam edecektir. Türkiye'nin ne kadar kritik bir coğrafyada bulunduğu ve bölgesel şartlar nedeniyle şu anda ne kadar kritik bir süreçten geçtiği hepimizin malumudur. Türkiye ekonomik kalkınması, işleyen demokrasisiyle, özgürlük ve güvenlik arasında kurduğu dengeyle bölgede bir istikrar ve güvenlik adası durumundadır.
Türkiye bir taraftan kendi güvenliğini tahkim etmek, bir taraftan da özgürlükçü demokrasisini yaşatmak ve güçlendirmek zorunda ve bu yolda da kararlıdır. Bölgedeki varlıklarını istikrarsızlığa ve kargaşaya borçlu olanlara karşı, Türkiye'nin istikrar adası olması bir tehdit gibi görülmektedir. Şunu herkes bilsin, ne teröre geçit vereceğiz ne de bu ülkenin istikrarından, büyüme ve özgürleşme iradesinden en ufak bir taviz vereceğiz. Türkiye, insanlarının dostça, kardeşçe geleceğe yürüyeceği özgür, adaletli, müreffeh ve güçlü bir ülke olarak büyük medeniyet yürüyüşüne aynı kararlılıkla devam edecektir. Hiç kimsenin huzurumuzu, kardeşliğimizi, muhabbetimizi bozmasına izin vermeyeceğiz."
"AYNEN MERHUM MENDERES VE ARKADAŞLARI GİBİ..."
Davutoğlu, bütün bu bölgesel ve küresel konjonktürde AK Parti'nin Türkiye, dünya ve bütün coğrafyası için büyük bir anlam ifade ettiğini belirtti.
Davutoğlu, siyasette en temel sorunun ülkeyi kimin yöneteceği, kimin söz sahibi olacağı sorusu olduğuna değinerek, "Bizim bu sorulara verdiğimiz cevap açık ve nettir, sadece ve sadece millet. Ülkeyi yönetme iradesine sahip olan ve olacak olan sadece ve sadece millettir. Sadece milletimiz yönetecek, sadece milletimiz söz sahibi olacak dedik. Aynen merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının dediği gibi, 'Yeter, söz milletindir' dedikleri gibi, biz de 'Yeter, söz de karar da milletindir' dedik, demeye devam edeceğiz" diye konuştu.
AK Parti'nin milletin emanetini yere düşürmeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, yola çıktıkları ilk günden bu yana sürdürdükleri kararlılığı, bu emaneti omuzlarında taşırken hiç eksiltmeden sürdüreceklerini belirterek, şöyle devam etti:"Milletimiz ne isterse onun hizmetkarıyız dedik ve hizmetkarı olduk. Sizlerden aldığımız güçle vesayet odaklarına, karanlık odaklara boyun eğmedik. İlk günkü aşkımız nasıl ki milletimizse, bugün de öyle olmaya devam edecek. Gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle geçmişin vesayetçi anlayışıyla mücadele ettik, bundan sonra da hiçbir vesayete izin vermeyeceğiz. Ne karanlık mahfillerin ne de paralel odakların vesayetine bir daha bu millet şahit olmayacak, izin vermeyeceğiz. Milletin iradesine, demokrasiye, hukuka tasallut eden, millet iradesine ipotek koyan anlayışı tümüyle ortadan kaldırdık, bundan sonra da tekrar ortaya çıkmasına izin vermeyeceğiz.
Hiç kimse bu milletin iradesine ipotek koyamaz dedik, hiçbir toplum kesimi bu ülkenin üvey evladı değildir dedik, hiçbir sorun bu ülkenin kaderi değildir dedik, hepsini birer birer çözdük. Farklılıkları görmezden gelmek, ötekileştirmek, yok saymak değil, kucaklaşmak, helalleşmek, el ele birlikte geleceğe yürümek gerekir dedik. Tabii ki bunları yapmamız kolay olmadı. Nice badireler, nice pusular, nice engellemelere karşı, nice tuzaklara karşı mücadele ettik. Önce Allah'ın yardımı, sonra da milletimizden aldığımız güçle her seferinde dik durduk, dik duracağız."
"ANCAK BUNLARLA BÜYÜK VE GÜÇLÜ OLURUZ"
Birlik olma, dirlik olma ve kardeşlik olma iradesinin hep kazandığını aktaran Davutoğlu, "Hep önce millet, önce insan dedik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını bir gün dahi zihnimizden çıkarmadık. Bu doğrultuda 13 yılda Türkiye'nin her alanda gelişmesi ve daha da ilerlemesi için gereken tüm adımları attık. Yeni ve güçlü Türkiye'nin temellerini attık. Sağlıktan eğitime, ulaşımdan sosyal yardımlara kadar, milletimize kendisine yakışan hizmet standartlarını sunmaya çalıştık, diğer taraftan da ülkemizi demokrasi, hukuk ve yönetim alanında kendine ve evrensel standartlara yakışır bir düzeye getirdik" dedi.
Davutoğlu, bu mücadelenin daha bitmediğini, hatta yeni bir mücadelenin eşiğinde bulunduklarına işaret etti. Davutoğlu, hem yapılması gerekenlerin bitmediğini hem de ülke geliştikçe yeni ihtiyaçların ortaya çıktığını bildirdi. Davutoğlu, bu yeni ihtiyaçları da milletin taleplerini de demokrasi, özgürlük, güven ve istikrar temelinde yerine getirmeye talip olduklarını, bunlar olmadan ekmeğin de aşın da büyütülemeyeceğini, demokrasinin ekmek ve aşın en temel sebebi ve kaynağı olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, "Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmedikçe maddi olarak da zenginleşemeyiz, refaha ve huzura da kavuşamayız. Ancak bunlarla büyük ve güçlü oluruz" dedi.
Beyannamelerini bu yaklaşımla hazırladıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti iktidara geldiğinde öyle bir Türkiye tablosu vardı ki hatırladığımızda bizleri halen derinden üzmektedir. İşte yola çıkarken bu millete o günleri reva görenlerin, bize ve bu millete yaşattıklarını hiç unutmadık. Bu ülke, bu millet çok daha iyisini hak ediyor dedik, yollara düştük. Biz bir umudun, bir güvenin adı olarak iktidara geldik. Siftahsız dükkan kapatan esnafın, maaşı ile geçinemeyen memurun, pazara gittiğinde parası yetmeyen işçinin, emeklinin umudu olduk. Devlet hastanelerinde sıra bekleyen hastaların, hastaneye gidemeyen SSK'lıların umudu olduk. Okulunu bitirdiğinde ne yapacağını kara kara düşünen gencimizin, başörtüsüyle okuyamayan bacılarımızın, üniversitede katsayı zulmüne uğrayan kardeşlerimizin umudu olduk. Depremde 3 gün boyunca devleti yanında göremeyen vatandaşlarımızın, devleti yanında hissetmelerinin vesilesi olduk. Biz milletimizin umudu olarak iktidara geldik. Devletine, siyaset kurumuna güveni neredeyse kalmamış bir milletin umudu olarak iktidara geldik. Mafyanın manşetlerden inmediği, siyasetin manşetlerle dizayn edildiği günlerden bu günlere geldik. Her şey bir umutla, bu kadrolarla güvenle başladı. AK Parti halen umudun adresidir. AK Parti halen istikrarın, güvenin adresidir. AK Parti milletle birlikte yürümenin adresidir. Bugüne kadar milletimizin güvenini, emanetini boşa çıkarmadık. Bundan sonra da bize güvenin, bu kadroya güvenin diyoruz."
AK PARTİ'YE YÖNELİK SALDIRILAR
Yine bir seçim arefesinde milletin izni ve desteğini istediklerini belirten Davutoğlu, "AK Parti'ye yönelik saldırıların, eleştiri sınırı ötesine geçerek yapılan ithamların, iftiraların, hakaretlerin tamamının arkasında bu güveni ve umudu boğmak yatmaktadır" dedi.
Davutoğlu, AK Parti'nin üzerinde yükseldiği sütunun, millet iradesi, demokrasi, özgürlük ve istikrar sütunu olduğuna işaret ederek, bu nedenle Türkiye'yi tekrar çatışmalara, vesayet rejimine, toplumsal kutuplaşmaya ve fakirliğe götürmek isteyenlere karşı birlik mesajı verdi.
"Bizim yolumuz, milletimizin yoludur. İstikametimiz, milletimizin istikametidir. Hedefimiz büyük ve güçlü Türkiye'dir" diyen Davutoğlu, hazırladıkları beyannamede de bu perspektifi gözettiklerine işaret etti.
Hazırladıkları beyannameyle 1 Kasım'dan sonra yeniden iktidara geldiklerinde bakış açılarını, vizyon ve yapacaklarını ortaya koyduklarını belirten Davutoğlu, "Laf olsun diye, seçim geleneğidir diye bir beyanname hazırlamadık. Milletin sesine, duygusuna her zaman olduğu gibi kulak verdik ve beyannamemizi milletle birlikte, milletin talepleri doğrultusunda yazdık. Yenilenmenin, dirilmenin, akit tazelemenin adıdır bu beyanname. Tekrar 'Haydi Bismillah' diyerek yola çıkmanın adıdır" diye konuştu.
"GELİN BU HAYALLERİ, PROJELERİ BİRLİKTE HAYATA GEÇİRELİM"
Davutoğlu, beyannamede Türkiye için kurdukları hayaller, hazırladıkları hedef ve projeler bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:"Gelin bu hayalleri, projeleri birlikte hayata geçirelim. Bu beyannamede hayal tacirliği, umut simsarlığı ve afaki projeler yok. Çünkü AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. 13 yıl boyunca milletimize verdiğimiz her sözü tuttuk, buna da milletimiz şahittir. Bu beyannamede de sadece ve sadece yapabileceklerimize yer veriyoruz. Milletimize tutacağımız sözü veriyoruz. Türkiye 13 yılda her alanda büyüdü, bu beyannameyle çıktığımız yolda daha da ileri gidecektir. Bugün yeni hedeflere yürürken biliyoruz ki ülkemiz büyüdükçe, ilerledikçe her alanda yeni ihtiyaçlar, yeni talepler ortaya çıkıyor. AK Parti hiçbir zaman sadece bugünün meselelerini çözmeye odaklanmış bir parti olmadı. Yenilenmenin, değişimin, dinamik bir ülke olmanın getirdiği yeni ihtiyaçlar ile yarının ihtiyaçlarını düşünerek hesabımızı yapıyoruz. Toplumumuzun her kesimiyle konuşarak bu beklentileri, bu ihtiyaçları, bu talepleri tespit ettik. Gençlerimize sorduk, kadınlarımıza sorduk, çalışanlarımıza, emeklilerimize sorduk. Şehir şehir, ilçe ilçe milletimizin bizden ne beklediğini, siyasetten ne umut ettiğini sorduk. Yol haritamızı milletinizin hissiyatını, beklentilerini, umutlarını değerlendirerek çizdik. İşte bu beyanname, bu yol haritasını ortaya koyuyor. AK Parti beyannamesi insan onurunu esas alan reformcu bir beyannamedir. Bu beyanname diğer partilerin beyannameleriyle değil, G-20 ülkeleriyle bile kıyaslandığında gelecek için reform vadeden tek beyannamedir. Bu beyanname yerli, yenilikçi, kapsayıcı, büyümeyi esas alan bir beyannemedir. Bu beyanname, Türkiye'yi üst orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna taşıyacak bir beyannamedir. Bu beyanname güven ve istikrar zeminiyle kazanımlarımızı koruyan bir beyannamedir. Bu beyanname halkı önceleyen halkla birlikte karar verilmiş bir beyannamedir. Bu beyanneme değişim ile sürekliliği birlikte sağlayan, hesabı, kitabı son derece iyi yapılmış bir beyannemedir. Bu beyanname, insanı ve toplumu esas alan, halkımızın ihtiyaç ve taleplerine göre hazırlanmış bir beyannamedir. Bu beyanname insan hayatının tamamına dokunan bir beyannamedir. Bu beyanname bütün vatandaşlarımızı birinci sınıf vatandaş kılacak bir beyannamedir."