ERZURUM (İHA) - Yolculuk ve taşımacılık alanında tarih boyunca hareketli günler geçiren, Hindistan’dan gelip İran’a devam eden tarihî İpek Yolu üzerinde bulunan Erzurum, 21’inci yüzyılda da önemli bir enerji koridoru olma yolunda.
Ulaşımın at, katır ve öküzle yapıldığı geçmişten, otomobil, tren ve uçaklara bu güne Anadolu’yu Kafkasya ve Orta Asya’ya bağlayan önemli bir kavşakta bulunan Erzurum, bu özelliğini hala sürdürüyor.
Demiryoluna kavuşmakla transit taşımacılıkta Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri olan Erzurum, 1950’den sonra karayolu taşımacılığına önem verilmesinin ardından her yere taşımacılıktaki konumunu artırdı. 1966 yılından beri bütün yıl boyunca uçak seferlerinin yapıldığı Erzurum, son yıllarda enerji boru hatlarının güzergahında olması dolayısıyla, enerji koridoru olma yolunda ilerliyor. Bakü- Tiflis- Ceyhan Petrol Boru hattının geçiş, Bakü-Tiflis- Erzurum Doğalgaz Boru Hattı’nın toplanma merkezinde olan kent, Orta Asya’daki petrol ve doğalgazın Avrupa’ya taşınmasında önemli bir rol üstlenecek.
İPEKYOLU SERGÜZEŞTİ
İran ithalât ve ihracatının yarıdan fazlası Erzurum’dan geçen Trabzon- Tebriz kervan yoluyla yapılıyordu. Motorlu taşıtların taşımacılıkta kullanımından önce, bu transit taşımacılık yanında, bir de mahallî taşımacılık vardı. Mahallî taşımacılıkta kullanılan hayvan sayısı oldukça sınırlıydı. Taşıma aracı olarak yazın iki öküzle çekilen kağnı, kışın tek öküzle çekilen kızak kullanılırdı. Kağnının tekerleklerinde demir halkalar bulunurdu. Tekerlekler döndükçe halkalar ses çıkarır, mazının çıkardığı ses de buna takılınca, taşıyıcıların geldiği çok uzaktan duyulurdu. Yük taşıyıcılar beş - altı arabalık ekip halinde çalışırlardı. Yola çıkmadan önce yanlarına birkaç günlük yiyecek alır, çaydanlık, çay, şeker ve tencere gibi eşya bulundururlardı. Yedek yakacakları da olurdu. Geceyi dışarıda konaklayarak veya ay ışığında yola devam ederek geçirirlerdi. Yollardaki bu meşakkatli hayatlarına rağmen, neşelerinden bir şey kaybetmezlerdi.
Dinlenme saatlerinde ve gece konaklamalarında bazen yemek yaptıkları da olurdu. Sabahleyin yola erken saatlerde çıkar, günün sıcak saatlerinde dinlenmeğe çalışırlardı.
Taşımacılık görevi üstlenen bu insanların kendi yiyecekleri ve barınmaları yanında, hayvanlarının doyurulması ve bakımına da büyük önem verilirdi. Dinlenme sırasında hayvanlara yedekte getirilen yem verilir veya civarda karınlarını doyuracak kadar ot varsa otlatılırdı.
KIŞ YOLCULUKLARI
Kışın yolculuk yaza göre daha meşakkatliydi. Çift öküzle çekilen kağnıların yerini tek öküzle çekilen kızaklar alırdı. Kışın gece dışarıda kalmak mümkün olmadığından, köy konaklarına misafir olunurdu. Konak sahipleri, yolcuya ve hayvanlarına hizmeti, önemli bir görev sayarlardı. Yörede, kişilerin saygınlık kazanmaları konaklarının sürekli açık olmasına ve gelen misafirin sayısına göre olurdu. Çok misafir kabul eden gittiği her yerde büyük itibar görürdü. Kışın yağan karlar yolları kapatırdı. Yolların karını temizlemek gibi bir olay yoktu. Önceden gidenlerin izleri zamanla yol olurdu. Daha çok yolcu ve daha çok hayvanın geçmesi ile yürümeye elverişli, karı batırılmış yollar ortaya çıkardı. Yol üzerindeki karın setleşmesi, kızakların daha kolay hareket etmesini sağlardı.
Dağ eteklerinde bazen kızakların devrildiği de olurdu. Yol kenarındaki kar yumuşak olduğundan bu devrilme olayı fazla tehlikeli olmazdı. Hatta bazı gülüşmelere ve yolculuğun neşeli geçmesine sebep olurdu.
Tek veya çift atla çekilen kızaklar da vardı. Fakat atların kızağa koşulması öküz kadar yaygın değildi. Atın bakım ve kuşamının daha masraflı olması, yük taşımacılığında daha az kullanılmasına sebep oluyordu. At daha çok binmek için beslenirdi.
Bugün yöre halkının hiç de az olmayan bir bölümü, çok çeşitli sebeplerle özel otomobilleriyle otobüsle, trenle veya uçakla sık sık şehirlerarası yolculuk yapmaktadır. Yolculuk yapanların yanlarında bir miktar yiyecek bulundurmaları Erzurumluların alışkanlıkları arasındadır.