ERZURUM (İHA) - Erzurum’un köy seyirlik oyunlarında aile hayatı, evlenme, eğitim, köy hayatı ve komiklik unsuru önemli bir yer işgal eder. Gerek ritüel oyunlarda, gerekse konularını günlük hayattan alan oyunlarda her şey kaba çizgileriyle verilir. Böylece eğlenmek için bir araya gelen insanların hoşça vakit geçirmeleri sağlanır.
DONDİ OYUNU
Kız çocukları, genç kızlar ve yetişkin kadınlar ile erkek çocukların rağbet ettiği bir Erzurum oyunu olan Dondi oyunu en az 6 kişi ile oynanır. Oyun 9 adet takriben 1 santimetre kalınlığında ve 4 - 5 santimetre çapında düz taş veya kiremit parçası ve top ile oynanır. Oyuncular kendi aralarında iki gruba ayrılır. Her grup kendi arasında bir ebe seçer. Oyuna başlamak için gruplar arasında kura çekilir. Seçimi kaybeden grubun ebesi 9 adet kiremidi üst üste dizer. Oynama hakkını kazanan grubun bir elemanı topu eline alır ve üst üste dizilmiş dokuz taşa doğru atar. Taşlar yıkılırsa taşların başını bekleyen ebe topu kapar ve rakip takımın oyuncularını nişan alarak vurmaya çalışır. Bu sırada oyuna taşları yıkan grubun oyuncuları yıkılan taşları üst üste koymaya çalışır. Ebe ise koydurmamak için onlara topla vurur. Topla vurulan kişi oyundan çıkar. Eğer oyuna başlayan grup yıkılan taşları üst üste koymadan vurulursa ebelik onlara geçer. Taşları dizmeyi başarırlarsa eski ebelerle oyun devam eder. Taşları dizen grup hep bir ağızdan ve uyumlu bir şekilde "DONDİİİİİ" diye bağırarak taşları dizdiklerini ilan ederler.
Biraz tehlikeli bir oyun olmasına karşın, Uzun eşek oyunu Erzurum'da nesillerdir, erkek çocuk ve yetişkin erkekler tarafından oynanan, en popüler oyunlardan biridir. Açık havada grup şeklinde oynanır. Genelde kur'a ile en az dört kişiden oluşan iki takım kurulur. Oyuncular iki gruba ayrıldıktan sonra hangi grubun yatacağına, hangi grubun atlayacağına kur'a çekilerek karar verilir. Yatacak takımda duvara veya ağaca yaslanacak oyuncuya yastık adı verilir. Diğer oyuncular yastığın önüne dizilir. İlk baştaki oyuncu eğilerek kafasını yastığa dayar ve arkasındakiler de bir öncekinin bacaklarından tutarak eğilir. Atlayanlar atlarken ‘uzun eşşek gaba gaba döşşek’ diye bağırır ve eşeğin üzerine binildiği anda, kural gereği kıpırdayamazlar. Atladıkları gibi kalmak zorunda olan oyunculardan birisi, kıpırdadığı, yerleştiği veya tutunduğu anda takım yenilmiş sayılır. Eşek çökerse atlayan grup tekrar atlar, atlayanlardan biri yere değerse yatan grup atlama hakkı kazanır. Eğer tüm grup elemanları başarılı bir şekilde eşeğe binerse, atlayanların en önündeki kişi ‘tek mi çift mi’ deyip parmaklarıyla 1 veya 2 gösterir ve eşeğin en arkadaki oyuncusu tahmin eder. Bilirse atlama hakkı el değiştirir. Bilemezse galip takım atlamaya devam eder. Genelde oyuncuların yaşı büyüdükçe oyunda sertleşir, atlamalar sert ve darbeli olur.
Genellikle düğünlerde oynanan ayı oyununda bostancı, köpek, ayı, eşek ve yardımcı kılığına giren kişiler oynar. Bostancı, dünürcülerin şapkalarını alıp bunları kavun, karpuz, mısır, salatalık gibi bostan ürünleri kabul ederek yere dizer. Köpeğine bostancı teslim eder ve iyi korunmasını ister. Kendisi bir köşede yatar, uyur. Bostancı uykudayken ayı gelir, bostandaki sebzeleri yer. Köpek, havlayarak bostancıyı uyandırır. Fakat zamanında uyandırmadığı için sahibi tarafından dövülür. Bostancı, köpeği ile birlikte ikinci kez ayıyı beklemeye koyulur. Bu kez ayı gelince köpek hemen havlamaya başlar.
Bostancı uyanır, köpeğin ve diğer yardımcıların katkılarıyla ayıyı yakalar. Yakalanan ayı dövülerek öldürülür, sonra eşeğin sırtına konularak köy meydanına götürülüp derisi yüzülür. Deri, açık artırmayla satışa sunulur. En çok parayı veren düğün sahibi deriyi satın alır. Oyuncular, düğün, sahibinden aldıkları parayı daha sonra aralarında paylaşırlar.
Yalnızca kadınlar arasında oynanan Cüce oyununda, bir genç kızın başına kalbur konularak elleri başının üstünde birleştirilir. Entarisi yukarıya toplanarak ellerini ve başını kapatacak biçimde bağlanır. Göğüs altından itibaren karın kısmı açık bırakılarak bel seviyesinde bir etek giydirilir. Kalçalarına uzun bir değnek bağlanır. İki yanda iki kol görevi yapan bu değneğe gömlek giydirilir. Göbeği burun olacak şekilde kızın karnına bir insan yüzü çizilir. Kız, bu kıyafetiyle ortaya gelir. Diğer kadınlar teneke çalarak türkü söylerler. Genç kız, hareketli türkünün ritmine uyarak oynamaya başlar. Böylece güler, eğlenirler.