AHMET AKBUĞA (İHA) - Erzurum'da 28 yaşında dul kalınca erkeklerin tacizinden kurtulmak için saçlarını kısacık kestirip erkek kıyafetleriyle dolaşmaya başlayan Sona Polat, 50 yıl erkek gibi yaşadı. Erkek gibi yaşayan Polat kadın gibi defnedildi.
Mahallebaşı semtinde uzun yıllar yaşayan ve semt çocuklarının hem dedesi hem ninesi olan 78 yaşındaki Sona Polat, 50 yıl önce dul kalınca erkeklerin tacizinden kurtulmak için saçını erkek gibi kestirip erkek kıyafetleri giymeye başladı. Hayatını bu şekilde sürdürmeye devam eden Polat, Sergender Sokak'taki bir gecekonduda kendisi gibi kimsesiz olan 3 çocuklu dul Hatice Taşdemir ile birlikte aynı evi paylaştı. Görünümüyle, saç tıraşıyla erkekten farksız olan Polat, hayatını erkek gibi yaşayarak sürdürdü.
Sona Polat, 48 yıl önce dul kalınca tacizden korunmak için saçlarını kestirip, erkek kıyafetleri giydi. Çevresinde 'Suna Dede' olarak anılan Suna Polat, hayatını çeşitli işlerde çalışarak sürdürdü. Çocuğu olmayan ve son dönemlerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan yardım alan Sona Polat, bir süre önce rahatsızlandı ve önceki gün komşuları tarafından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Polat, Abdurrahman Gazi Mezarlığı'nda defnedildi.
SAĞLIĞINDA NE DEMİŞTİ?
Mahalledeki çocukların hem ninesi hem de dedesi olan Sona Polat, "Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı Terek köyünde 20 yaşında evlenip, Erzurum'a geldim. Ancak, kocamın şiddetine 8 yıl dayanabildim. Çocuksuz dul kalınca, ekmek parası derdine düştüm. Kadın kıyafetiyle çıktığımda hep tacize uğrayınca, çareyi erkek gibi giyinmekte buldum. O günden beri saçlarımı erkek berberine kestiririm. Erkeklerin tacizinden erkek gibi giyinerek, konuşarak, davranarak büyük ölçüde kurtuldum. Sebze halinde at arabasıylanakliye işi yaptım. Tarla ve bostanlarda patates sökümüne gittim. Kış aylarında ise mahalleleri at arabasıyla dolaşarak eskileri topladım, hurdacılık yaparak ekmeğimi kazandım. Şimdi evimin kirasını, ihtiyaçlarımı vakıf karşılıyor. Benim gibi dul bir kadın olan Hatice hanımla aynı evde kalıyoruz. Çocukların kimi bana 'Sona nine', kimi de 'Sona dede' der. Bu saatten sonra hiç önemli değil" demişti.