ERZURUM (İHA) - Yakutiye Belediyesinin ramazan etkinlikleri her gün ayrı bir tat ve kıvamda devam ediyor. Yakutiye Kent Meydanının dün geceki konukları eski bir zamana yolculuk yaparak, dünün ramazanlarını anlattılar. Erzurum tarihine küçük bir yolculuğun yaşandığı gecede otantik tarzda gazel söyleyen Gazelhan Nusret Kızılcaoğlu ile Gazelhan Ahmet Katmer büyük ilgi gördüler.
Eski bir zamanda Erzurum'un ramazanları nasıl olurdu, neler yaşanırdı. Yakutiye Kent Meydanında dün gece Er-Vak Başkanı Erdal Güzel'in organizesinde Milli Barcı Hamit Yavuzer, tarihçi Muzaffer Taşyürek, eğitimci yazar Abdurahman Zeynal eski zamanlarda Erzurum ramazanlarına dair hatıralarını anlattılar. Erdal Güzel'in hafızamızdan silinmeyen Naim Hocalı anekdotları, Hamit Yavuzer'in ramazan anene ve gelenekleri , Abdurrahman Zeynal'ın ramazan mutfağına dair aktardıkları ile Muzaffer Taşyürek'in ramazan şakalarına dair anlattıkları büyük ilgi gördü. Kent Meydanının en yoğun ilgisi ise gazeller ve gazelhanlara idi. Program katılımcıları dünün Erzurum'u ve ramazan kültürüne dair anekdotlarını anlatırken, Yakutiye Kent Meydanının şehre kazandırılmış olmasından dolayı da Belediye Başkanı Ali Korkut'a teşekkürlerini sundular.
OTANTİK GAZELLER, ESKİ RAMAZAN ŞAKALARI
Gazelhanlar Nusret Kızılcaoğlu ile Ahmet Katmer'in tamamen doğal olan tarzlarıyla seslendirdikleri gazeller meydanı inletti. Hoş bir sada bırakan gazelhanlara ilgide yoğun oldu. Eski bir Erzurum'da ramazan gecelerini hatırlatan gecede Muzaffer Taşyürek'in aktardığı bir ramazan şakası ise izleyicileri kahkahaya boğdu.
BUDA ŞAKA MI OLUR DEMEYİN!?
Sabri Karataş isimli bir Erzurumluyu arkadaşları iftara çağırırlar. Sabri bey, gelir odaya kurulur. Tezgah hazırdır. Yemek olduğu sanılan güveçler boştur. Tabaklar, kaşıklar sofrada hazır. Ev sahibi kalın dodak Mehmet bey bir vesile dışarı çıkar, kapıyı da kilitler. Derken ezan okunur, sigara düşkünü Sabri bey seslenir, -hadi koyun çorbayı. Ses gelmeyince '-ola ne bekliyecem bitas çorba içip cigarayı yakayım' der. Elini atar güveç boş, diğerinin kapağını kaldırır oda boş. Sigara yakacak çakmak yok. O sinirle kapıyı sövesinden söker.
Aba Sabri bey yapılanı arkadaşının yanına mı bırakacak. Gider camiden tabutu, kazana alıp gelir Mehmet beyin evinin önüne kurar, ateşi yakar. Belediyede çalışan kalın dodak Mehmet beyin yanına gider '-Ola niye buradasan Menmet' der. Mehmet bey, -E nerede olacam, oğlum çalışıram' cevabını verince. Sabri bey büyük bir üzüntü içerisinde '-Neyise sizin evin önünde tabut konmuş, ateş üstüne su goymuş gaynadirlar' diyince Mehmet bey, acıyla feryat ederek, '-Olaa... Demekki anam öldü' diyerek eve koşar. Eve yaklaşınca bir feryatdır gider. Anası kardeşi herkes feryat figan. Anası oğlu öldü sanmıştır. Birbiriyle kucaklaşırlar.
İşte dünün Erzurum'una, geçmiş bir zamanda Erzurum ramazanına dair anlatılanlar böyleydi. Sahi şimdi böyle şakalar kaldırılabilir mi?