Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği İl Temsilcisi Av. Erdem Demirceylan, Erzurum’da mültecilerin yaşadığı sorunlar ile ilgili özel değerlendirmelerde bulundu. Demirceylan, barınma, iş ve dil sorununun mültecilerin başta gelen problemleri olduğuna dikkat çekti.
Ülkemize sığınan mültecilerin yaşadıkları sorunlara değinen Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği İl Temsilcisi Av. Erdem Demirceylan, Mültecilerin çalışma izinlerinin hükümet tarafından halledilerek bir an önce bu kişilerin çalışma hayatına atılması gerektiğini belirtti. Hayatın her alanında mültecilerin zorluklar ile karşılaştığını vurgulayan Demirceylan, diğer taraftan da dil ve barınma sorununa dikkat çekti. Dil bilmeyen mülteciler için bazı kurumlarla işbirlikleri yaparak eğitimler verdiklerini kaydeden Demirceylan, barınma noktasında ise son zamanlarda hızla gelişen kentsel dönüşümün mülteciler aleyhine gelişen bir durum olduğunu dile getirdi. Dağılan hayatların, bozulan düzenlerin özel sorunları da beraberinde getirdiğine vurgu yapan Demirceylan, hukuki ve psikolojik süreçlerde de mültecilerin her zaman yanında olduklarını belirtti.
SIKI İŞBİRLİKLERİ İLE MÜLTECİLERE DİL EĞİTİMİ
Dil bilmeyen mültecilere bazı kurumlarla yaptıkları sıkı işbirlikleri ile dile eğitimleri verdiklerinin kaydını düşen Demirceylan, Genel olarak iş, barınma ve dil, mülteciler için başta gelen problemler olduğunu kaydetti. Demirceylan, “Sığınmacılar ve Göçmenlerde Dayanışma Derneği olarak mültecilerin 3 temel sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Barınma, iş ve dil sorunu. Bizimde bu konularda çeşitli çalışmalarımız var, özellikle de dil anlamında. Dil eğitimi veriyoruz, yine diğer taraftan Milli Eğitim Müdürlüğü ile istişareler ediyoruz. Halk Eğitim Müdürlüğü ile yürütmeye başlayacağız dil eğitimlerimiz başlayacak” şeklinde konuştu.
ÇALIŞMA İZNİ OLMAYANLAR İÇİN, İŞ BULMAK BÜYÜK SORUN
Çalışma izinlerinin hükümet tarafından halledilerek bir an önce bu kişilerin çalıma hayatına atılmaları, yasal olarak iş hayatında yer bularak hayatlarını idame ettirebilmeleri büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Demirceylan, “Bu kişiler mülteci olduklarından dolayı çalışma izinleri yok. Dolaysıyla yasal olarak gidip de çalışmaya başlayacakları bir ortamda, böyle bir çalışma sahası da yok. O yüzden bu kişilerin ilk başta çalışma izinlerinin hükümetimiz tarafından halledilerek bir an önce bu kişilerin çalıma hayatına atılmaları, yasal olarak iş hayatında yer bularak hayatlarını idame ettirebilmeleri büyük önem arz ediyor. Biz bunu da çok önemsiyoruz ”dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜLTECİLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ
Barınma noktasında son zamanlarda hızla gelişen kentsel dönüşümün mülteciler aleyhine gelişen bir durum olduğunu dile getiren Demirceylan, “Konaklama, barınma ile ilgili bildiğiniz üzere Erzurum’da son zamanlarda gelişen ve hızla devam eden kentsel dönüşümün en büyük mağdurlarından oldu mültecilerimiz. Çünkü bu kişiler ucuz ve daha kentsel dönüşüm içerisinde kalan alan içinde yaşıyorlardı. Dolayısıyla kentsel dönüşümün hız kazanması biraz mültecilerin aleyhine gelişti. O yüzden şimdi daha pahalın evlerde, olanakları yüksek konutlarda yaşamak zorunda kalıyorlar. Bunu da karşılayamıyorlar haliyle. Bundan dolayı da daha fazla yardım talebinde bulunuyorlar gerek bizden gerek ise diğer sivil toplum kuruluşlarından” diye konuştu.
MÜLTECİLER ARTIK TOPLUMUMUZUN BİRER PARÇASI
Sayının artması ve sürenin uzaması ile hükümet yetkilileri ve Göç İdaresi Müdürlüğünün toplumumuzun birer parçası haline gelen mültecilerin ültürel oryantasyonuna hız vermeye başladığını söyleyen Demirceylan, “Bizler sığınmacılık, göçmenlik konularına yabancı bir toplum değiliz. Coğrafyamızın bulunduğu jeopolitik konum sebebi ile yüzyıllar boyunca topraklarımız göçmenliğe, göçe alışık. En son yaşan Suriye krizi ile birlikte de bunu çok net bir şekilde yaşadık. Beklenmedik bir anda çok yüksek bir miktarda göç aldık. Burada da hazırlıksız olduğumuz bir takım konular vardı. Öncelikle bu kadar fazla göç beklemiyorduk ve yine bu kadar uzun zaman süreceğini düşünmüyorduk. Aslında yapılan ilk hazırlıklar, ilk 2-3 yıl içindi. Ve bunlar temel hak ve ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak yapılan hazırlıklardı. Yani, yeme-içme, barınma, sağlık gibi hazırlıklardı. O da kamplarda gideriliyordu. Fakat sayı arttıkça ve süre uzadıkça artık ihtiyacın sadece bunlardan ibaret olmadığı, bu insanların artık 5-6 yıldır bizlerle beraber normal bir şekilde yaşadığını gördüğümüz zaman hükümet yetkililerimiz ve Göç İdaresi Müdürlüğü doğrudan bir aksiyon alarak bu insanların artık kültürel oryantasyonuna hız vermeye başladı. Yani tam uyum aşamasına geçtik. Biz bu insanlarla beraber yaşıyoruz. Yani devletin hizmet alanının her yerinde biz birlikteyiz. Aynı zamanda toplumsal ilişkiler arasında da yine beraberiz ve onlarda artık toplumumuzun birer parçası haline geldiler” ifadelerine yer verdi.
ŞUAN DEVAM EDEN SÜREÇ TAM UYUM ENTEGRASYON AŞAMASI
Erzurum’da Sivil Toplum Kuruluşlarının, bireysel kişilerin ve kurumların mültecilere karşı oldukça hassas durumda olduğunu belirten Demirceylan, bu konuda şanslı olduklarını dile getirerek, “Şuan devam eden süreç aslında tam uyum entegrasyon aşaması. Bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Daha öncede belirttiğim üzere biz mülteciler konusunda Erzurum’da şanslıyız. Şöyle ki, Sivil Toplum Kuruluşları, bireysel kişiler, kurumlar mültecilere karşı oldukça hassas durumdalar. Bunda tabi şehrimizin konuya hassas yaklaşmasının sebebi olarak, bu kültüre uzak olmadığımızın sonucunu çıkarıyoruz. STK’lar ve kurumlar ile sıkı işbirlikleri içindeyiz. Zaten sayı da batı illerine göre Erzurum’da çok çok az. Yani bu insanlar Erzurum’da çok fazla göz önünde değil” dedi.
“DAĞILAN HAYATLAR, BOZULAN DÜZENLER BERABERİNDE ÖZEL SORUNLARI DA GETİRİYOR”
Yaşanılan zorluklar karşısında özel sorunların meydana geldiğini söyleyen Demirceylan, her konuda mültecilerin yanında olduklarının kaydını düşerek, “Genel sorularının yanında yine özel kişisel, sorunları ile alakalı da bizlere başvurabiliyorlar. Bu aslında sosyal bir olgu. Dağılan hayatlar, bozulan düzenler beraberinde tabi ki özel sorunları da getiriyor. Sonuç olarak bir müddet sonra boşanabiliyorlar, yaşanan stresler, travmalar mültecilerimiz fazlası ile etkiliyor. Ülkesinden kaçarak tek başına gelen çocuklar yalnız kadınlar var. Ya da yakınını yolda kaybetmiş insanlar var ve burada yaşam mücadele veriyorlar. Özellikle aile ve sosyal Politikalar Müdürlüğümüzün gözetiminde Çocuk esirgeme Kurumunda yaşayan çocuklarımız var. Bunların hepsinin birey bazında özel sorunları var. Hukuki problemler ile karşılaşmaları durumunda bizzat ben devreye giriyorum. Psikolojik sorunlar içinde burada bir psikoloğumuz var o yardımcı oluyor. Biz her zaman onların yanındayız” ifadelerini kullandı.