ERZURUM(GHA) - Sonbahardaki ani hava değişimlerinin, cildin savunma mekanizmalarını zayıflattığı bildirildi. Soğuk havalarda cilt bakımındaki en önemli noktanın hijyen olduğuna dikkat çekilirken, bu mevsimde kil maskesi ile buhar banyosu uygulamanın cildi eski zindeliğine kavuşturacağı kaydediliyor.
//HAVA SICAKLIĞINDA DEĞİŞİM
Erzurum’da bir kozmetik ürünleri mağazasında görevli Dermatolog Gülen Altun, sonbaharın son günlerinde değişken havanın tüm sertliğiyle hissedildiğini söyledi. Mevsimlerdeki değişimlerden insan cildinin de etkilendiğini anlatan Altun, “Yapraklar gibi sararıp solmaması için bu mevsimde, cildimize her zamankinden daha fazla özen göstermemiz gerekiyor. Her yerde, yaz aylarında cildi güneşten korumanın öneminden söz ediliyor. Oysa sonbaharın olumsuz etkilerini ve asıl bu mevsimde cildimizi korumak için yapılması gerekenleri göz ardı ediyoruz.” dedi.
Soğuk ve neme, bir de hava kirliliğinin eklenmesinin, ciltte kızarıklıklara, yağ üretiminde artışa ve uzun vadede yağlı bir cilt tipinin ortaya çıkmasına neden olduğunu dile getiren Altun, ancak tüm bu olumsuzluklarla mücadelede, tıbbi desteğin yanında, kozmetiklerden, evde uygulanabilecek basit çözümlere kadar çeşitli seçenekler bulunduğunu kaydetti.
//SONBAHARDA CİLTTE EGZAMALAR, KIZARIKLIKLAR VE DERMATİTLER GÖRÜLÜYOR
Sonbaharın, meteorolojik açıdan en istikrarsız mevsim olduğunu anlatan Dermatolog Gülen Altun, “Bu mevsimde sürekli ısı iniş ve çıkışlar yaşanmaktadır. Bir gün sıcak ve güneşli hava, ertesi gün soğuk, rüzgar, yağmur ve rutubet artışı gibi nedenler, vücudumuz gibi, cildimizin de doğal savunma mekanizmalarını ciddi sıkıntıya düşürüyor. Hele bir de hava kirliliğinin beraberinde getirdiği zehirli partikülleri de ekleyecek olursak, tüm mevsimler içinde neden en çok sonbaharda cildimizin acı çektiğini anlamak zor olmamaktadır.” diye konuştu.
Sonbahar mevsiminde ciltte kızarıklıklar, egzamalar ve dermatitlerle sıklıkla karşılaşıldığına dikkati çeken Altun, bunların en önemli sorumlusunun da, cildin doğal savunmasını sağlamak için salgıladığı 'sebum' adı verilen yağ tabakasıyla karışan, kirli havanın zehirli partikülleri olduğunu ifade etti.
Bu nedenle, sonbaharda cilt hijyeninin öneminin bir kat daha arttığını vurgulayan Gülen Altun, “Ancak cilt temizliğinin doğru ürünlerle, bilinçli bir şekilde yapılması gerekiyor. Gereğinden fazla agresif davranıldığında, dış etkenlere karşı korumasız kalacak şekilde cilt, koruyucu yağ tabakasını yitiriyor. Aksine, temizlik çok yüzeysel yapıldığındaysa, bu tabaka yukarda sözünü ettiğimiz irritasyonlara sebep olan çok sayıda bakteri için uygun bir ortam oluşturuyor.” dedi.
//SOĞUK HAVALARDA CİLT BAKIMININ EN ÖNEMLİ AŞAMASI TEMİZLİK…
Dermatolog Gülen Altun, Sonbahar mevsiminde cilt bakımı için şu önerilerde bulundu: “Öncelikle düzgün bir hijyen öneriliyor, bu da yüzü yıkamakla başlıyor. Pratik açıdan, uygulama zorluğuna rağmen, bilgi olarak burada yüzü yıkamak için kullanılan suyun sertliğinin önemini anlamak gereklidir. ‘Sert’ bir su, yani içinde çözünmüş mineral yoğunluğu yüksek olan su, cildi daha fazla kurutuyor. Bu nedenle, zaten stres altında olan ciltlerin, ‘tatlı, yumuşak’ , yani içinde çözünmüş mineral yoğunluğu düşük bir suyla yıkanması öneriliyor. Suyun sertliğini pratik olarak anlamak için en basit yol ise şu: eğer kullanılan sabun, suyun altında hemen ve bolca köpürüyorsa bu, ‘tatlı’ bir su olduğu anlamını taşıyor, aksi halde su, ‘sert’ olarak tanımlanıyor. Ayrıca bu mevsimde ciltte kurumalar meydana geleceğinden ciltteki nem dengesini sağlamak için çeşitli nemlendiriciler ve bakım kremleri, kesinlikle ihmal edilmemelidir.”