Bir çocuğun belirli bir yaşa kadar, öz annesi dışında bir kadından belirli miktarda süt emmesiyle hem o kadınla hem de o kadının belirli derecedeki yakınlarıyla arasında süt hısımlığı meydana gelir. Erzurum İl Müftüsü Hasan Çınar süt hısımlığı konusunda bilgiler verdi. Çınar, süt hısımlığı miras hakkı doğurmasa da, evlilik için engeldir. Bu durum hiçbir şart altında değişmez.” dedi
Çınar, “İmtihana mebni şu hayat, bu imtihan içine konulan kurallar, ölçüler ve sınırlar çerçevesinde Yüce Mevla tarafından yönetilmektedir. Konulan ölçü ve kaideler ya doğrudan ya da dolaylı olarak bir takım hikmetleri bünyesinde barındırmaktadır. Bununla birlikte bu hikmetlerin fevkinde bizler biliyoruz ki, ‘bir mesele hakkında Allah (c.c.)’nün veya O’nun Resulü (s.a.s.)’in bir hükmü varsa, müminler için artık bir muhayyerlik ve seçme hakkı yoktur.’ Süt emmeden doğan ‘süt hısımlığı’ meselesi de böyledir. ‘Süt Hısımlığı’, bir çocuğun belirli bir yaşa kadar, öz annesi dışında bir kadından belirli miktarda süt emmesiyle hem o kadınla hem de o kadının belirli derecedeki yakınlarıyla arasında meydana gelen hısımlıktır. Süt hısımlığı miras hakkı doğurmasa da bir evlenme engeli teşkil eder. Bu engel ve bu yasak geçici değil süreklidir. Dolayısıyla sadece emenin kendisine mahsus olmak üzere emdiği kişinin usul ve füru yönünden öz ailesinde kiminle evlenmesi haramsa süt ailesinde de onlarla evlenmesi haramdır. ‘Neslin Korunması’ adına, hem çağımızın ihya ve ıslahında, hem de müstakbel neslin ıslahında bizzat rol almalı, hesabı ona göre yapmalıyız. İlahi yasaklar çiğnenmeden, ‘aman bir emmeden bir şey olmaz’ demeden helal haram hassasiyetini göstermeliyiz. Bu benim yakınımdır, akrabamdır, dostumdur deyip de süt emmeyle oluşturulacak yakınlık yanı sıra ebedi haramlık, belki de ileride o çocuğun bir takım hatalarına, yıkımlarına sebep olacaktır.” şeklinde konuştu.
SÜT BANKASINA DİKKAT!
Çınar, “Bu hayatla birlikte nasıl ki imtihan da varsa, bizimle birlikte nefsimiz de var, hakla birlikte batıl da var, istikamet ve sebatla birlikte kayma ve kaydırılma ve de zafiyetlerimiz de var. Hayat her ne kadar geçici olsa da hafife alınamayacak kadar gerçek ve ciddidir. Netice itibariyle gerek doğrudan emme ve gerekse ‘süt bankası’ gibi dolaylı emme yöntemleri ile emme ve emzirme hususlarına, mümin şahsiyetimizden hareketle, hassas yaklaşmalıyız. Emme sonucu oluşacak yasak ve sınırları iyice belleyip hesap etmeliyiz. Varsa böyle bir şey, Rıza-i Bari için bu hakikati saklayıp basite almamalıyız. Belirli konumdaki kişilere ve hem de emenin kendisine ileriye dönük olarak bilgi vermeliyiz. Unutmayalım ki gizliyi de açığı da bilen ancak Allah (c.c.)’dür. Hakikatleri bir gün ortaya koyacak da yine O’dur.” diye konuştu.