Yazar, Milli Mücadele’nin nasıl kazanıldığını, cephe ve cephe arkasında gelişen olayları, roman şekline büründürerek bize sunmaya çalışır. Özakman, romandaki kahramanlardan: Nesrin Hemşire, Yzb. Faruk, Dr. Hasan, Gazi Çavuş, Saatçi Ali Efendi, Panayot’un hayali olduğunu, geri kalanların tamamen gerçek olduğunu söyler.
Eser; önsöz, içindekiler, kısaltmalar, dipnotlar ve kaynakça dışında 675 sayfadır. Kitabın içinde 180 küçük boy fotoğraf ve 21 savaş planı bulunmaktadır. Kitap 2 ana bölümden oluşmaktadır. I. Dünya Savaşı’nın başladığı 28 Haziran 1914 ile Kütahya-Eskişehir Muharebesi’ne hazırlık Dönemine kadar olan olayların kısaca bir özetini başlangıç bölümünde verir. I. Bölümde, Yunan Büyük Taarruzu II. Bölümde ise Büyük Türk Taarruzu anlatılır.
Çılgın Türkler kimdir?
Bunların kimler olduğunu ve bunlara niçin çılgın denildiğini romandan öğreniyoruz. Tarihe “Çılgın Türkler” olarak geçenlerin bir kısmının listesini sunuyorum.[1]
Çılgın Türk, “Milli Mücadele” adına Yunanlıların İzmir’i işgaline karşı ilk kurşunu sıkarak bunu canıyla ödeyen Gazeteci Hasan Tahsin’dir. Malta’da sürgünden döner dönmez Anadolu’ya gelip; Türklerin son ölüm kalım savaşına katılan, Ali İhsan (Sabis) Pala, Alb. Kara Vasıf Bey, Ziya Bey (Gökalp), Fahrettin (Altay) Paşa, Fethi (Okyar)’dır.
Çılgın Türk, İstanbul’da Sadrazam ve Padişah’ın maiyetinde bulunmak dururken; “Milli Mücadeleye” katılarak biz de sizinleyiz diyen, Vahdettin’in Yaveri Alb. Naci (İldeniz), Sultan Vahdettin’in damadı, Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu, Bnb. İsmail Hakkı (Okday) ve Sadrazam’ın Başyaveri Yb. Hüseyin Hüsnü Bey’dir.
Çılgın Türk, Başta Çankırı Belediye Başkanı Cemal Efendi’nin önderliğinde; Mutasarrıflığın birim amirleri, Müdafaa-i Hukuk ve Kızılay Başkanları, öğretmenler, esnaf ve eşraf temsilcileri, askerde olmayan baş ağalar, muhtarlar, imamlar bir hafta kadar zaman içinde doktor ve tıbbı aygıtları olmayan bir hastaneyi açan kişilerdir.
Çılgın Türk, Müfreze Komutanı Halil Efe’yi savaş sırasında hiç yalnız bırakmayan, akıncılardan hiç ayrılmayan, bunun karşılığı olarak da şehit olan, Halil Efe’nin eşi Gördesli Makbule Hanım’dır. Düğünü için özenle diktirdiği gelinliği satıp bedeli olan 30 lirayı Kızılay’a bağışlayan Zonguldaklı Hatice’dir.
Çılgın Türk, İstanbul Matbuat Derneği’nin Ayasofya Camii’nde Sakarya Şehitleri için düzenlenen mevlide katılarak imamın “Sakarya boylarında Türklere karşı düşman askerlerini Kahhar isminle kahreyle ya Rabbi” duasına amin diyen başta Veliaht Abdülmecit Efendi, Şehzade Ömer Faruk Efendi gibi gönlü ve kalbi Ankara’dan haber bekleyen kişilerdir.
Çılgın Türk, umudun yitirildiği, düşmanın top seslerinin Polatlı’da duyulduğu sırada, “Sakarya’da tutunamazsak Kızılırmak’ta dövüşürüz, olmazsa Yeşilırmak’ta, o da olmazsa Fırat’ta” diyen Ankara Mebusu Şakir (Kınacı)’dır. “Biz ya hakkından, ya toprağından, ya onurundan bir şeyler feda edemeden yaşayamayan bir millet miyiz? İlle üste vermeye mi mahkûmuz? Bu İngiliz kumaşından yapılmış kefeni, şimdi yırtamazsak bir daha hiç yırtamayız.” diyen Hakkâri Milletvekili Mazhar Müfit (Kansu)’dur. Meclis’te pek konuşmayan, ama o gün Meclis’in kürsüsüne çıkıp da:“Lafım kısadır…Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga ederek ölmeye mi?” diyen Dersim Mebusu Diyap Ağa’dır.
Çılgın Türk, Kuzuluk Köyü’nde, düşman askerlerinin geri çekilirken ateşe verdikleri evin içine cayır cayır yanan ama dışarı çıkmayan, namusuna el ve dil uzatılmadan bu dünyadan göçüp giden bir kızdır.
Çılgın Türk, düşmanın İzmir’e kovalandığı bir zamanda Türk askerlerini durdurarak; “Biz sizi üç yıl bekledik. Şimdi biraz da siz bekleyin. Daha diyeceğim var. Ben Üsküplüyüm. Ay yıldız Üsküp’ten ayrılınca, onun peşine düştüm. Göçmenin derdi, bayrağının altında ölmektir, oğul. Beş kere göç ettim. O nereye, ben oraya. Sonunda Anadolu’ya geldik. Ama düşman buraya da yetişti. Al sancak orduyla birlikte Ankara’ya gitti. Mecalim yok ki yine peşine düşeyim. O dönene kadar ölmemeye ahdettim. Ahdimi de tuttum. Ordu da, sancak da döndü. Ama bir açıp da sancağın yüzünü göstermediniz.” diyen yaşlı Türk kadınıdır.
Çılgın Türk, İstanbul’dan Anadolu’ya kaçan İstanbul Askeri Lise Öğrencileri ve Heybeliada Bahriye Mektebi Talebeleri’dir. İstanbul Dârülfünun’di İstiklal Savaşı’nın karşısında olan 5 hocanın görevden alınması için boykot yapan Dârülfünun’un yiğit talebeleridir. Başkomutan’ına karşı verdiği “Yarım saate kadar Çiğiltepe’yi ele geçiririz.” sözünü tutamadığı için intihar eden Şehit Albay Reşat (Çiğiltepe)’dir.
Çılgın Türk, Sakarya Savaşı öncesi Kastamonu Nasrullah Camii önünde toplanarak; Başkomutan’a “Ordunun yiyeceğini, giyeceğini, silahını, cephanesini sonuna kadar sağlamak için hepimiz, günlük nafakamıza varıncaya kadar bütün varımızı fedaya hazırız.” telgrafını çeken Kastamonululardır.
Çılgın Türk, yazmış oldukları yazılarla İstiklâl Savaşı’nın ruhunu bir ışık gibi aydınlatan, Açıksöz gazetesi yazarı İ. Habip (Sevük), Akşam gazetesi yazarı Falih Rıfkı (Atay), gazeteci Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Ruşen Eşref (Ünaydın)’dır.
Çılgın Türk, Fransız gözetimindeki Zeytinburnu Silah Fabrikası’ndan cephane çalarak Anadolu’ya getiren Felah Örgütünden Yarbay Eyüp (Durukan) ve nakliyeci Hüsnü (Himmetoğlu)’dur. Yine aynı işi yaparak el altından Anadolu’ya aktaran Muharip Örgütü’nün başkanı Kurmay Bnb. Ekrem (Baydar), irtibat subayı Kur Yzb. Seyfi (Akkoç)’tur.
Çılgın Türk, “Her ne pahasına olursa olsun, Yunanlılara karşı koymak gerekir. Ben fetva veriyorum. Hiçbir müdafaa vasıtası olmayan bir Müslüman dahi yerden üç taş alarak düşmana atmaya mecburdur.” diyen Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi’dir.
Çılgın Türk, cephede hasta olan askerlerimizi tedavisi için uğraşan; Başta Cebeci Hastanesi’nin Başhekimi Şemsettin Bey, doktorları Dr. Rauf (Gürün), Dr. Murat (Cankat), Dr. Mim Kemal (Öke) ve gönüllü hemşireleridir.
Çılgın Türk, Ankara’da Taceddin Dergâhı’nı mesken tutan, Cuma namazlarında halka “Milli Mücadele Ruhu” nu vermeye çalışan, “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın.” diyen Milli Şairimiz, Burdur Milletvekili Mehmet Akif (Ersoy)’ dur.
Çılgın Türk, Meclis’in çıkarmış olduğu “Tekâlifi Milliye” kanunlarını kendine farz bilip, üzerine düşeni fazlasıyla yapan, üzerindekinden başka elbisesi olmayan, ayağındaki çarığını ve çorabını veren Emirdağlı Deli Battal’dır.
Çılgın Türk, Türk’ün Ateşle İmtihanı’nda Türklere yapmış oldukları yardımlarla; Türk’ün imtihanı geçmesine vesile olan başta Muhammed Ali Cinnah, Muhammed İkbal ve milyonlarca Hindistan Müslümanıdır.
Çılgın Türk, İstiklâl Savaşı’nın kazanılması için kanını sebil eden Şehit Eyüp Çavuş, Şehit Haydar Çavuş, Asteğmen Ekrem Bey, Teğmen Yıldırım Kemal, Uşaklı Yzb. Basri Bey, Yzb. Zekeriya Bey, Yzb. Fehmi Bey, Yüzbaşı Şekip Bey, Bnb. Osman Bey, Yarbay Ahmet Muhtar Bey, Yarbay Esat Faik Bey, Yarbay Ahmet Rıfat Bey, Albay Nazım Bey’dir.
Çılgın Türk, Sakarya’da Büyük Taaruz’a katılarak yiğitçe savaşan, Gazi olan saka eri Antalyalı Kel Zeynel Bey, Er Antepli Adil, Bitlisli Veysel Onbaşı, Onbaşı Hamza, Onbaşı Halide Edip Hanım, Sinoplu Alican Onbaşı, Ali Metin Çavuş, Ömer Çavuş, Asteğmen Şevket (Sağucalı), Asteğmen Besim Bey, Teğmen Rıfat (Erdal), Teğmen Gazi Bey, Teğmen Refik Bey, İsmet Paşa’nın Yaveri Muzaffer (Kılıç), Teğmen İhsan (Aksoley), Teğmen Fevzi, Üsteğmen Bozkurt (Kaplangı), Üsteğmen İhsan Hakkı (Petek), Üsteğmen Ağah Efendi, Yzb. Fahriye (Belen), Pilot Yzb. Fazıl Bey, Yzb. Aziz (Hudal), Yzb. Salih (Bozok), Yzb. Sırrı Bey, Yzb. Yümnü Bey, Yzb. Rasim Bey, Yzb. Zeki (Doğan), Pilot Yzb. Vecihi (Hürkuş), Yzb. Asım (Tınaztepe), Yzb. Cevdet Kerim (İncedayı), Yzb.İsmail Hakkı (Tekçe), Yzb. Neşet (Bora), Yzb. Hikmet Bey, Bnb. Şevki (Savaşçı), Bnb. Baki (Vandemir), Bnb. Zafer (Kemal), Binbaşı Tahsin (Alagöz), Bnb. İbrahim (Çolak), Bnb. Hasan Basri Bey, Bnb. Zeki (Ekinci), Bnb. Tahsin Bey, Bnb. Cemil (Taner), Bnb. Rahmi (Apak), Bnb. Tevfik (Bıyıkoğlu), Bnb. Kadir Bey, Bnb. Osman Bey, Yarbay İlyas (Aydemir), Yarbay Suphi (Kula), Yarbay Ahmet Derviş Bey, Yarbay Fethi (Tınaz), Yarbay Zeki Soydemir, Yarb. Demir Ali Bey, Yarbay Sabit Bey, Yarbay Naci Bey, Yarbay Fehmi (Tınaztepe), Yarbay Ömer Halis Bıyıktar, Yarbay Nidai Bey, Yarbay Salih (Omurtak), Yarbay Fuat (Bulca), Yarbay Halit (Akmansu), Yarbay Kenan (Dalbaşar), Yarbay Ferit Bey, Yarbay Hayrullah (Fişek), Yarbay Emin (Yazgan), Albay Selahattin (Adil), Albay İzzet (Çalışlar), Albay Mürsel (Bakü), Albay Fahrettin (Altay), Tuğg. Yusuf İzzet Paşa, Albay Halit (Karsıalan), Albay Kazım (Sevüktekin), Albay Kemalettin Sami (Gökçe), Albay Şükrü Naili (Gökberk), Albay Cevat Bey, Albay Mehmet Arif Bey, Albay Kazım (Dirik) Bey, Albay Galatalı Şevket Bey, Albay Nurettin (Ozsu), Albay Asım (Gündüz), Albay Kâzım (Özalp), Tuğg. Abdurrahman Nafiz Paşa, Tuğg. Osman Zati Paşa, Genel Kurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa, Tuğg. Kazım (Karabekir), Batı Cephesi Komutanı ve Moskova Büyükelçisi Tuğg. Ali Fuat (Cebesoy), Milli Savunma Bakanı Rafet Bele, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, T.B.M.M Başkanı ve Başkomutan M. Kemal Paşa’dır.
Çılgın Türk, Sevr Antlaşması’nın tarihe gömülmesine, Türk’ün hayat-memat mücadelesinde ‘hayat’ın kazanması için emeği geçen, bizim unuttuğumuz, Allah’ın ve tarihin unutmadığı milyonlarca Türk’tür.
[1] Turgut Özakman, Şu Çılgın Türkler, 747 Sayfa, 167. Basım, Ekim 2005, Ankara, Bilgi Yayınevi