Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Slovakya'da kendisini karşılayan halka seslendi. Vatandaşlara "Bir sürecin içerisindeyiz" diye hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Bu sürecin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Türkiye artık bir dönüşümün içerisinde. Artık bize şu anda giydiğimiz gömlek dar geliyor. Bu vücut artık bu gömleğe tahammül edemiyor. Bize bundan sonra yakışacak gömlek artık yeni bir idari yapılanmadır, bu da başkanlık sistemidir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlık sistemi ile ilgili yaptığı çalışmaları bir televizyon programında açıkladığına değinen Cumhurbaşkanı başkanlık sistemi hakkında "Hükümetimiz bu konudaki adımını şu anda atmış bulunuyor. Bu nokta iki başlık var: ya 400 milletvekili ve bu işi Parlamento'da çözmek ya da halka gitmek. Bunu hazırlamak için de tabii durmak yok, çok koşup çok çalışacağız. Gittiğimiz yerlerde halkımızın heyecanını gördük. Artık halkımız 7 Haziran'ı zor çekiyor. İnanıyorum ki şimdi Avrupa ve Dünya'da 7 Haziran'ı zor çekiyor. Çünkü bu değişim farklı, bunlar 2023'ün ayak sesleridir" şeklinde konuştu.
Milli gelir seviyesini daha ileri götürmek gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı "Artık ekonomide taaruza geçiyoruz. İleri teknoloji ve sanayide bütün hamlelerimizi yaparak yola devam edeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin temek hak ve özgürlükler noktasında çok ileri olduğunu söyledi ve "Bu karalama kampanyalarına sakın aldanmayın. Türkiye'nin Kürt sorunu artık yoktur. Biz inkar ve asilimasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık ve yaratılanı yaradandan ötürü sevdik. Ülkemizde Türk kardeşim de sorunu vardır, Kürt kardeşimin de sorunu vardır, Çerkezi'nin de, Roman'ının da, Boşnak'ının da, Arnavutun'un da sorunu vardır. Öyleyse mesele birileri ülkemizi bölmenin derdi içinde. Biz dayanışma içinde olarak buna da fırsat vermeyeceğiz" ifadesinde bulundu.
Yurtdışı oy kullanımında randevu sisteminin kaldırıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı gurbetçi vatandaşları "Geçen seçimde yurtdışında oy kullanma oranı yüzde 25 civarındaydı. Sandık bizim namusumuzdur diyerek oy hakkınız kullancaksınız" sözleriyle oy kullanmaya davet etti.
İŞ FORUMU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Slovenya İş Forumu’nda yaptığı konuşmada hem Türkiyeli girişimcilere hem Slovenyalı girişimcilere Slovenya’da özelleştirmeleri takip etmeleri tavsiyesinde bulunarak, “Çekinmeyin yapın” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Slovenya İş Forumu’nda katılımcılara hitap etti. Sözlerine Slovenya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti belirterek başlayan Erdoğan, Türkiye ile olarak Slovenya ile ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdiklerini söyledi. Slovenya ile barış, istikrar, iyi komşuluk ve ikili işbirliğine dayanan ortak hedeflerin paylaşıldığını dile getiren Erdoğan, “Askeri, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel tüm alanlarda bu ilişkileri geliştirmek inanıyorum ki Türkiye-Slovenya ilişkilerinin geleceğe yönelik bakışını çok daha güçlü kılacaktır” dedi.
Slovenya’nın mevcut Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile birlikte 2011 yılında ikisinin de Başbakan oldukları sırada imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın iki ülke arasındaki ilişkilere bir ivme kazandırdığını ifade eden Erdoğan, “Ülkelerimiz arasındaki bu ileri düzeydeki siyasi ilişkilerin ticari ve ekonomik alanlara da yansımasını özellikle temenni ediyorum. Ekonomik ilişkilerimizin karşılıklı yarar ilkesi doğrultusunda daha da geliştirilmesini, derinleşmesini ve yeni alanlara yayılmasını da sağlamalıyız. Mevcut işbirliğimizin ticaret boyutunu güçlendirmek suretiyle Balkanlar’da, Avrupa’da ve tüm dünyada refah, huzur ve istikrar için birlikte çalışmak istiyoruz. Bu anlayışla bugün siz değerli iş adamlarımızla bir aradayız. Son yıllarda ülkelerimiz arasında gerçekleştirilen üst düzey temas ve ziyaretler, Türkiye ile Slovenya arasındaki ilişkilerin sağlam temellere oturtularak daha da geliştirilmesi açısından yararlı oldu. Yakalanan bu ivmeyi hız kesmeden sürdürmeli ve daha ileri taşımalıyız” diye konuştu.
“ÜLKELERİMİZ BALKANLAR’DA İSTİKRARIN SAĞLANMASI YÖNÜNDE ÇABA GÖSTERİYOR”
Slovenya’nın, Türkiye ile doğrudan sınırı olmasa da komşu ülke olarak görüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa Balkan coğrafyasının bizleri yakınlaştırdığına inanıyoruz. Türkiye ve Slovenya Balkanlar’da istikrarın sağlanması yönünde çaba gösteriyor. Bölge ülkeleri ile ticaret ve yatırımları daha da arttırarak bu çabamızı desteklemeliyiz. Aramızdaki müştereklerin ortak tarihten ve coğrafya yakınlığından daha fazla olduğuna inanıyorum. Buradan aldığımız güçle ortak bir geleceği inşa etmenin her iki ülkenin de yararına olduğunu düşünüyorum. Geleceğe odaklandığımızda bugünkü sorunların küçüldüğünü göreceğiz. Slovenya ile ilişkilerimizi işte böyle bir zemin üzerinde her geçen gün daha da güçlendirerek sürdürmek istiyoruz. Sizlerin de aynı duygular içinde olduğunu biliyorum. İş Forumu toplantımızın bu sürece katkı sağlamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Türkiye ekonomisinin geçtiğimiz 12 yılda uygulanan istikrarlı ve güvene dayalı politikalar, gerçekleştirilen yapısal reformlarla bugün geçmişe kıyasla çok daha güçlü bir yapıya sahip olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi:
“Bölgenin en büyük ekonomisiyiz. 2014 yılında 840 milyar dolara ulaşan milli gelirimiz ve 400 milyar dolarlık dış ticaret hacmimizle Avrupa’nın 6. ve dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Burada özellikle bir konuya değinmek istiyorum. Son dönemlerde biliyorum ki Slovenya’da özelleştirmeyle ilgili bazı gayretler bazı çalışmalar var. Burada şunu özellikle yaşadığımız tecrübe olarak aktarmak isterim. Biz 12 yıl önce iktidara geldiğimizde özelleştirme konusunda maalesef bizden önceki iktidarlar cesur davranmadıkları için istenilen, beklenen bir özelleştirmeyi gerçekleştiremediler ve burada hep kaybedildi. Çünkü kamuya ait firmaların hemen hemen büyük bir çoğunluğu sürekli zarar ediyordu ve bu sübvanse ediliyordu. Nereden? Hazineden. Ve bu sübvanse edilmek suretiyle de ülke devamlı geri gidiyordu. Biz cesur davrandık. Çok eleştiri aldık. Çok eleştirdiler bizleri. Köşe yazarları, bazı yerlerde ufak tefek gösteriler de olmadı değil, oldu. Ama biz inandık, azmettik, kararlı bir şekilde yolumuza devam ettik. Çünkü biz şunu biliyorduk. Eğer biz bu özelleştirmeleri gerçekleştirirsek yarın buraları kazanacak, kazanmakla kalmayacak istihdamda bize çok ciddi bir kaynak oluşturacak, ödediği vergiyle bizlere çok ciddi bir kaynak oluşturacak ve uluslararası piyasada da bu kurumlar, bu kuruluşlar Türkiye’nin sesini çok daha farklı bir şekilde geliştirecek. Çünkü özelleştirmenin neticesinde eğer bu özelleştirmeye girenler küresel sermayeyse zaten pazarıyla geliyor. Küresel sermaye değil de eğer kendi iç piyasada yerli bir sermayeyse o da zaten bu işi bildiği için kamuda olduğu gibi işin tasarruf boyutunu da iyi bilir, üretim noktasında da işin heyecanını yaşar.”
“DEVLETİN MALINI KİMSE AYNI HASSASİYETLE ELE ALMIYOR”
Konuşmasına “Maalesef kamu kurumlarında genelde mantık hep şudur: ‘Devletin malı deniz yemeyen domuz’” diyerek devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin malını kimsenin aynı hassasiyet içerisinde ele almadığını söyledi. Ancak özel sektörde durumun böyle olmadığına dikkat çeken Erdoğan, “Özel sektörde adam orada, ‘Acaba ben ne kadar kaybediyorum’ diye buna dikkat ediyor. Ve biz şu anda özelleştirmede çok ciddi mesafeler aldık. Temenni ediyorum ki Slovenya da gayet cesur kararlar almak suretiyle bu noktada atacağı adımlarla gücüne güç katacaktır. Bundan hiç endişeniz olmasın. Türkiye, küresel ekonomik krizden en hızlı çıkan ve küresel ekonomik belirsizlikten en az etkilenen ülkeler arasında olmuştur” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’nin 2003-2013 döneminde yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyüdüğünü, küresel durgunluğa rağmen 2014 yılının ilk üç çeyreğinde ekonominin yüzde 2,8 oranında büyüme başarısını gösterdiğini belirterek, “Genç ve nitelikli iş gücümüz, istikrarla büyüyen ekonomimiz, rekabetçi özel sektörümüz, yerleşmiş mali disiplinimiz ve gelişen altyapımızda dünyada yükselen güçler arasındayız” dedi.
ÖZELLEŞTİRMEYE TEŞVİK
Özelleştirme aleyhinde eleştiriler alınabileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:“Birçok şeyler söyleyebilirler: ‘Elektrik dağıtımını sakın ha özelleştirmeyin. Telefonu sakın ha özelleştirmeyin. Finans sektörünü sakın ha özelleştirmeyin.’ Ben ‘Finans sektörünün tamamını özelleştirin’ demem. Bir bölümü kendinizde muhakkak kalmalı, ama bir kısmını veya belli oranda özelleştirmeyi yapmakta fayda var. Çünkü tamamını da özelleştirdiğiniz zaman bu defa piyasayı tamamen onlar balanse etmeye kalkarlar, tamamen piyasanın hakimi konumuna gelirler ki orada o zaman ciddi sıkıntılar başlayabilir. Ama elektrik dağıtımında bana göre yeter ki o dağıtıma sahip çıkacak yabancı veyahutta yerli sermaye olsun ve gelsin bu işin içine girsin. Çünkü kayıp-kaçağı o daha iyi kontrol eder. Ama kamuda olduğu zaman kayıp-kaçağı maalesef zannettiğiniz gibi kontrol etmiyorlar. Çünkü onun canı yanmıyor. Ama özel sektör olduğu zaman canı yanıyor. Dolayısıyla dikkat ediyor. Nerede kayıp-kaçak var buna bakıyor. O bakımdan buralarda bence rahat olmak lazım, adımı da ona göre atmak lazım.”
“2023 HEDEFİMİZ 2 TRİLYON DOLAR MİLLİ GELİRE ULAŞMAK”
Cumhuriyetin 100. yılına tekabül eden 2023 yılında hedefin 2 trilyon dolar milli gelire ulaşmak olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu konuda kendimize ve iş dünyamıza güveniyoruz. Türkiye ekonomisinin hızla büyümesinde en önemli etkenlerden biri de hiç kuşku yok ki dış ticaretimizde kaydedilen gelişmelerdir. Bugün dünyada ülkemizde üretilen ürünlerin girmediği, ihracat hemen hiçbir yer kalmadı. Başta müteahhitlik olmak üzere hizmetler sektöründe gelişmiş bir altyapıya ve önemli bir deneyime sahibiz. Bugüne kadar müteahhitlerimiz tarafından 100’ün üzerinde ülkede taahhüt tutarı 300 milyar dolara ulaşan 7 bin 683 proje üstlenildi. Bu önemli bir şey” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması listesinde Türkiye’nin 42 firma ile Çin’in ardından 2. sırada yer aldığını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son 12 yılda gerçekleştirdiğimiz altyapı yatırımları devlet ile özel sektörümüzün birlikte ortaya koyduğu bir başarıdır. Ulaştırma alanında bu sürede 17 bin 591 kilometre bölünmüş yol, 27 havalimanı, hızlı demir yolu hatları inşa ettik. Göreve geldiğimizde 26 tane havalimanımız vardı. Ama 12 yılda buna 27 tane daha havalimanı ilave ettik. Ve şu anda en uzak mesafede vatandaşımız 45 dakikada havalimanına ulaşabiliyor ülkemizin neresi olursa olsun. Böyle bir noktaya geldik.”
AVRASYA TÜNELİ, 3. KÖPRÜ VE YENİ HAVAALANI
Halihazırda devam etmekte olan Avrasya Tüneli, 3. Köprü ve yeni havaalanı projelerinden bahseden Erdoğan, “Dünya çapında bir proje olan İstanbul Boğazı’nın altında inşa edilen, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan Marmaray’ı tamamladık ve hizmete açtık. Şimdi ikinci tünel yapılıyor, Avrasya Tüneli, onu da önümüzdeki yıl öyle zannediyorum ki Eylül-Ekim gibi açılışını yapacağız. Bunlara ilave olarak hem raylı sistemi, hem tekerlekli araçların geçişini kapsayan Avrasya Tüneli bir farklılığı ortaya koyacak. Mesela şimdi Boğaz’ın üzerinde iki tane köprü var. 3. Köprü yapılıyor, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 4 gidiş 4 geliş bir de ortadan hızlı tren. O da yapılıyor. Ve o da şu anda hızla devam ediyor. Fevkalade bir durum olmazsa önümüzdeki yıl sonuna kadar onu da yetiştireceğiz. Gerçi bu yıl iddiaları var ama herhalde önümüzdeki yıla diyelim onu, sağlama alalım. Bu da devam ediyor” ifadelerini kullandı.Erdoğan sözlerini, “150 milyon yolcu kapasitesi ve 22 milyar 152 milyon Euro maliyetiyle dünyanın en büyükleri arasında yer alacak yeni havalimanımızla ilgili çalışmalar şu anda devam ediyor. Biten, devam eden ve başlayacak olan daha pek çok proje ile 2023 hedeflerimize ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye bugüne kadar kendisine yardım yapanları yalnız bırakmadığı gibi, beraber yatırım yapanları da yolda bırakmamıştır. Hiçbir uluslararası şirketi mahcup etmemiştir, bundan sonra da etmeyecektir” ifadeleriyle sürdürdü.
AB SÜRECİ
Hem Türkiyeli girişimcilere hem Slovenyalı girişimcilere Slovenya’da özelleştirmeleri takip etmeleri tavsiyesini yenileyen Erdoğan, “Çekinmeyin bence bu işlere girin. Türk işadamlarına Slovenya’da girişimlere özellikle başlamalarını da tavsiye ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olan AB ile ilişkilere büyük önem verildiğini dile getirerek, “Müzakereciyiz, Slovenya ise üye. Dolayısıyla atacağımız her adımın burada neticelerinin nereye varacağını sizlerin de artık idrakine bırakıyorum” diye konuştu. Katılım müzakerelerinde her şeyden memnun olunmadığını vurgulayan Erdoğan, “Türkiye-AB ilişkilerinin temelini oluşturan müzakere süreci siyasi engellemeler nedeniyle maalesef zaman zaman durma noktasına geldi. Bu noktada katılım sürecimize verdiği destek için Slovenya’ya teşekkür ediyorum. Bu desteğin daha güçlü devam etmesini de ayrıca diliyoruz” ifadelerinde bulundu.
“KÜRESEL DÜZEYDE VE AVRUPA’DA YAŞANAN KRİZİ ÜLKELERİMİZ AÇISINDAN FIRSATA ÇEVİRMELİYİZ”
İki ülke işadamları arasında kurulacak ortaklıkların her iki ülkenin üretim ve refah seviyesini artırmakla kalmayacağını, 3. ülkelerde de ortak hareket etme imkanını sağlayacağını dile getiren Erdoğan, “Her iki ülkenin siyasetçileri, bürokratları ve işadamları iki toplumun tüm sosyal aktörleri olarak el birliğiyle Türkiye ile Slovenya arasında yakaladığımız bu olumlu süreci iyi değerlendirmeliyiz. Tüm bu gelişmeler küresel düzeyde ve Avrupa’da yaşanan krizi ülkelerimiz açısından fırsata çevirme konusunda bizi teşvik etmelidir” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN G20 HEDEFLERİ
Erdoğan, Türkiye’nin 1 Aralık 2014 itibariyle G20 dönem başkanlığını 1 yıl süreyle üstlenmiş bulunduğunu ifade ederek, “Dönem başkanlığımız sırasında G20’nin küresel ekonomiyi ilgilendiren konuların ele alındığı temel platform olma özelliğini daha da kuvvetlendirmek arzusundayız. G20 dönem başkanlığımızın ana hedefini kapsayıcı ve sağlam büyüme için ortak eylem olarak belirledik. Bu hedef doğrultusunda önceliklerimizi de kapsayıcılık, uygulama ve yatırımlar şeklinde oluşturduk. Ayrıca G20’ye güçlü bir düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkeler perspektifi getirmeyi hedefliyoruz. Buna ilave olarak KOBİ’lerin, küresel ekonomik daha iyi entegre edilmesine dönük çalışmalar gerçekleştirmek istiyoruz” ifadelerinde bulundu.
Türkiye’nin dönem başkanlığı önceliklerinin G20 üyeleri tarafından da benimsendiğini bildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapsayıcılık temelinde gerçekleştireceğimiz çalışmaların odak noktasını G20 ile düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki işbirliğinin güçlendirmesi teşkil ediyor. Bu çerçevede G20 ülkeleri içerisinde daha kapsayıcı bir büyümenin sağlanması ile eşitsizliklerin giderilmesi üzerinde de duruyoruz. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde ekonomik büyümesini sürdürürken, aynı zamanda eşitsizlikleri de giderebilen iki ülkeden birisi olarak bu konudaki birikimini dostları ile paylaşmaya hazırdır. Hem gelişmiş olan ülkelerin ekonomilerinin o itici gücü konumundaki kobilerin küresel ekonomik sisteme erişimlerini kolaylaştırmak için çalışacağız ve bu noktada tüm dostları da teşvik edeceğiz. Büyümenin, toplumun bütün kesimlerini kapsaması ve sürdürülebilir olması büyük bir önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Erdoğan, bir diğer önemli hususun uygulama olduğunu söyleyerek, “G20’nin taahhütlerini uygulaması küresel düzeyde itibarını koruması bakımından gereklidir. Bu nedenle başta büyüme stratejileri olmak üzere G20’nin tüm taahhütlerinin etkin biçimde uygulanması amacıyla izleme mekanizmaları oluşturmayı hedefliyoruz. Küresel ölçekteki altyapı yatırımları açığının kapatılması için de ortak bir yaklaşık sergilenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bazı hesaplamalara göre önümüzdeki 15 yıl içerisinde küresel ölçekte 70 trilyon dolarlık bir yatırım ihtiyacı var. Bu ihtiyaç gelişmekte olan ülkeler için olduğu kadar gelişmiş ülkeler için de geçerlidir. Dönem başkanlığımızda G20 ülkelerinin ulusal büyüme hedeflerini destekleyecek kapsamlı yatırım stratejileri hazırlamalarına yönelik çalışmaları sonuçlandırmak istiyoruz” dedi.