Milletvekilleri ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen iftar yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Milletvekillerimizin çok çalıştığını, çok yorulduğunu biliyorum. Ama üstlendiğiniz vazife sizlere çalışmaktan ve yorulmaktan şikâyet etme hakkı vermiyor. Tam tersine sizlerden daha çok çalışmanızı, daha çok üretmenizi, ülkemizin ve milletimizin geleceğine daha çok katkı sağlamanızı bekliyor” dedi.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ve bakanların da katıldığı programda Cumhurbaşkanı Erdoğan iftar yemeğinin ardından milletvekillerine hitaben bir konuşma yaptı.
Misafirlerinin Ramazan ayını tebrik edip tutulan oruçların ve yapılan ibadetlerin kabul olması temennisinde bulunarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde ve dünyada, şu mübarek günlere rağmen acıların, gözyaşlarının, gönül yaralarının devam etmesi sebebiyle gerçekten üzüntü içindeyiz. Kan dökmenin yasaklandığı, kalp kazanmanın teşvik edildiği öyle bir aydayız ki başı rahmet, ortası mağfiret sonu ebedi azaptan kurtuluş olan böyle bir ayda devam eden hadiselerin müsebbiplerinin bir an önce Hak yolunu bulmalarını, doğruyu görmelerini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.
“TEŞKİLATLARIN VE TABANIN İRADESİYLE YAŞANAN DEĞİŞİMLER PARTİLER İÇİN ÇOK DAHA SAĞLIKLI OLUR”
Kurucu genel başkanı olmaktan şeref duyduğunu belirttiği hareketin genel merkez yöneticileri ve Meclis grubu ile bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Erdemliler Hareketi’ olarak başlayan hareketin; Türkiye’de, kalkınmayla, adaletle, demokrasiyle, özgürlüklerle, büyük projelerle, büyük yatırımlarla birlikte, kendi içinde gerçekleştirdiği değişim ve dönüşümle siyasi yenilenmenin de sembolü olduğunu söyledi.
Hareketin kurulduğu 2001 yılından bugüne kadar bu siyasi hareketin tabanından tavanına kadar her kademesinde, liyakat ve hizmet esaslı bir değişimin, kesintisiz bir şekilde yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hareketin içinde mahalle temsilcilerinden genel başkanına kadar değişimin olduğunu; ancak bu hareketi ülkenin ümidi haline getiren ilkelerin sabit kaldığını, hareketteki bu değişim geleneğinin diğer partilere de örnek olmasını dilediğini belirtti.
Kasetle, manipülasyonla veya siyaset dışı güçler vasıtasıyla değil, partileri var eden teşkilatlarının ve tabanlarının iradesiyle yaşanan değişimlerin çok daha sağlıklı olduğuna ve olacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: 22 Mayıs’ta gerçekleştirilen kongrede genel başkanlık ve bilahare başbakanlık görevini devralan Başbakan Binali Yıldırım’ı ve genel merkez yönetim organlarına seçilenleri kutlayıp kendilerine başarılar diledi.
“MİLLETVEKİLLERİMİZİN ÇOK ÇALIŞTIĞINI VE ÇOK YORULDUĞUNU BİLİYORUM”
Meclis grubunda görev yapan milletvekillerinin, Türkiye’nin zor bir döneminde, tarihi bir mücadele verdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletvekillerimizin çok çalıştığını, çok yorulduğunu biliyorum. Ama üstlendiğiniz vazife sizlere, çalışmaktan ve yorulmaktan şikâyet etme hakkı vermiyor. Tam tersine sizlerden daha çok çalışmanızı, daha çok üretmenizi, ülkemizin ve milletimizin geleceğine daha çok katkı sağlamanızı bekliyor. Biliyorum ki Meclis gündeminde pek çok önemli konular var. Bunları mutlaka hayata geçirerek, Türkiye’nin önünü açmanız, yürüyüşü hızlandırmanız gerekiyor. Bana göre bir numara, süratle adımını atmanız gereken Parlamento İç Tüzüğü’nü değiştirmenizdir. Çünkü Parlamento’nun şu andaki çalışmasına mevcut iç tüzük adeta bir ilkellik getiriyor. Bu ilkellikten kurtulmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk halkına, böyle masaların üzerinde dolaşan parlamenterler yakışmıyor. Tahrik esaslı bir parlamento çalışması yakışmıyor. Bütün bunları aşarak ve milletin beklentilerine cevap verecek yasaların bir an önce çıkması ve milletimizin sıçramak değil, bundan sonra uçuşa geçmesi lazım. Bunu yapacağız ki muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkalım. Ben bu Parlamento’nun, milletimin bunu başaracağına inanıyorum. Bu güç bizde var. Ama biz kendi ayaklarımıza vurmayacağız, kendi ayaklarımıza çakmayacağız. Bir tarafta terörle mücadelede bu operasyonları başarılı bir şekilde sürdürürken, diğer taraftan yatırımlarla beraber inşallah üretimlerimizi artıracağız, istihdamımızı sağlayacağız ve böylece Türkiye’de işsizlikle mücadelede inşallah çok daha güzel günlere ulaşacağız. ”
“BİZİ TÜM İNSANLIK İZLİYOR”
Milletvekillerine hitaben, “Size durmak, duraklamak, asla yakışmaz. Unutmayınız; asıl olan milletvekili olmak, MKYK üyesi olmak, genel başkan olmak değildir. Asıl olan, bu millete hak ettiği hizmeti vermektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldiklerini hatırlattı ve ekledi: “Asıl olan, yüzünü Türkiye’ye dönmüş, umudunu bu ülkeye ve bu millete bağlamış yüzmilyonları hayal kırıklığına uğratmamak, onların da geleceklerini aydınlatacak bir ışık yakabilmektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kardeşlerim, bizi 79 milyon izlemiyor, bunu bilin. Bizi tüm İslam dünyası, hatta daha ileri gidiyorum, tüm insanlık izliyor. Burada ne olup bitiğini adım adım izleyen bir dünya var. Diyeceksiniz ki, ‘Bu ne ağır bir imtihandır’, diyeceksiniz ki, ‘Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya’... Taşır arkadaşlar; inanırsanız, azmederseniz, çalışırsanız, cesur olursanız, binbir başlı kartalı bu kanarya taşır, bundan hiç endişeniz olmasın. Yeter ki bu davayı sırtlanırken, sonunda herhangi bir rütbe, herhangi bir kazanç beklemeyelim. En büyük rütbe millete hizmettir, en büyük kazanç milletin şöyle yüreğinden kopup gelerek söylediği bir “Allah bunlardan razı olsun” budur. Bu anlayışla çalıştığınızda, işte o zaman, sizinle birlikte arkanızda koskoca bir milletin, koskoca bir ümmetin de yürüdüğünü göreceksiniz.”
“DÜNYANIN NERESİNE GİTTİYSEK ÜLKEMİZE UMUTLA BAKAN GARİPLERE, MAĞDURLARA, MAZLUMLARA RASTLADIK”
Geçen 14 yılda, bunun sayısız örneklerine şahit olduklarını, Türkiye’nin her yerinde vatandaşların gönüllerinden ve gözlerinden sevinç, heyecan, teşekkür beyanlarıyla karşılaştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın neresine gittiysek ülkemize şükranla ve umutla bakan gariplere, mağdurlara, mazlumlara rastladık. İşte geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Amerika’daki cenazesine gidip son vazifemizi yaptığımız Muhammed Ali, bizim için niçin önemliydi biliyor musunuz? Çünkü o ringlerde sadece kendisi için değil, asıl tüm dünyadaki mazlumlar için, mağdurlar için, Müslümanlar için dövüşüyordu, bunu da defaatle bizzat kendisi ifade etmişti. Muhammed Ali’nin rakibi ringde karşısında duran kişi değil, dünyadaki tüm zalimler, tüm kötüler, tüm alçaklardı. İnanın bana, şu anda Türkiye’ye olan bakış da bunun bir benzeridir” diye konuştu.
Türkiye’nin Suriye’den, Irak’tan gelen 3 milyon sığınmacıyı misafir edip barındırırken, dünyanın tüm mazlumlarının gönlünde müstesna bir yere oturduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “İşte Amerika’daki bu seyahatte de yanımıza gelenlerin hepsi bunu söylüyorlar, hepsi ‘Allah sizden razı olsun’ diyorlardı, ‘Allah sizleri korusun’ diyorlardı, Suriye diyorlardı, Irak diyorlardı, Filistin diyorlardı, hep böyle haykırıyorlardı. Bu insanların başlarını öne eğdirmeye, yüreklerini burkmaya hakkımız yok. Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Libyalı, Afrikalı çocukları, kadınları çaresizce Akdeniz’in karanlık sularında terk etmeye hakkımız yok. Orta Asya’daki, Kafkaslar’daki, Balkanlar’daki, Afrika’daki, Güney Asya’daki kardeşlerimizi yüzüstü bırakma hakkımız yok. Dışişleri Bakanımız bakın şu anda Myanmar’da, oradan Afganistan’a geçecekti, çünkü her yerde elimiz var, oralara uzanıyoruz. Milletimizin geleceğine ilişkin hayallerini karartmaya hakkımız yok, bunun için hep birlikte çok çalışmalıyız. Bugün burada bulunan kadro işte böyle bir sorumluluğu üzerinde taşıyor. Eksikleri tamamlayarak, yanlışları düzelterek yolumuza devam etmek mecburiyetindeyiz.”
“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İÇERİDE VE DIŞARIDA YÜRÜTÜLEN MÜCADELEYİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”
Terör örgütleriyle içeride ve dışarıda yürütülen mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröriste devletin demir yumruğunu, mağdur olan bölge halkına da şefkatli yüzünü gösterecek tüm önlemleri alarak huzur ve güven ortamını tesis edip güçlendireceklerini bildirdi. Türkiye’nin Suriye sınırlarında ülkenin ve milletin geleceğini tehdit edecek bir oluşuma, siyasi, diplomatik, askeri tüm imkanları kullanarak sonuna kadar karşı çıkacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kim olursa olsun, Suriye’nin kuzeyinde böyle bir oluşuma Türkiye olarak asla müsaade edemeyiz” ifadelerini kullandı.
“YERLİ VE MİLLÎ DURUŞUMUZ ASLA ZEDELENMEMELİ”
Avrupa Birliği ile olan ilişkileri onurlu bir duruşu ve milli çıkarları koruyarak gittiği yere kadar götüreceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “O yerli ve millî duruşumuz asla zedelenmemeli. Türkiye sıradan bir millet değildir, sıradan bir ülke de değildir. Öyle yok 3 binlere kadar bekler, şudur-budur vesaire... Bizim kimse tahammülümüzü test etmesin ve bu noktada hükümetimiz inanıyorum ki gerekli cevapları gereken yerde gerekenlere tam hakkıyla verecektir, vermelidir. Zira, sene 1963, sene 2016, 53 yıldır oyaladılar, oyalıyorlar, bu nereye kadar devam eder, işte bunun kararını hükümetimiz hep birlikte vererek adımı da ona göre atmalıyız. Ekonomide kısada vadede ihracat ve turizmde yaşanan sorunları çözecek, orta ve uzun vadede 2023 hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak yapısal dönüşümleri mutlaka hayata geçireceğiz. En zor zamanda biz dev projeler ürettik Türkiye’de, buna yine aynen devam etmeliyiz. 81 ilimizin tamamını kapsayan yatırımlarımızı hayat geçirmeye devam ederek Türkiye’nin gücünü kendi halkımıza ve tüm dünyaya göstereceğiz. Demokrasi, hak ve özgürlükler alanındaki çalışmalarımızı ülkemize yönelen tüm tehditlere rağmen kesintisiz sürdüreceğiz. Çünkü demokrasi kalkınmanın da, huzurun da olmazsa olmaz temelidir. 150 yıllık demokrasi arayışımızda ortaya çıkan sorunların ürünü olan kompleksleri bir kenara bırakıp milletimizin ve ümidini bize bağlayan yüz milyonların ihtiyaçlarına uygun düşen özgün bir demokrasiyi inşa ve tahkim edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, “Ya Rab, bizleri Ramazan-ı Şerife kavuşturduğun gibi bayrama da kavuştur” duasıyla tamamladı.