Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen iftar programında, Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen vatandaşlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm siyasi hayatının millete daha iyi hizmet verebilme mücadelesiyle geçtiğini kaydederek, “Milletimizle birlikte olmaya devam edeceğiz. Sıfatımız ne olursa olsun bizim yerimiz milletimizin yanıdır” dedi.
KÜLLİYEDE İFTAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen iftar programında vatandaşlarla bir araya geldi. Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen ve farklı meslek gruplarına mensup yaklaşık 400 kişi, Beştepe’deki iftar sofrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak ağırlandı.
İftardaki davetlilerin arasında; öğrenciden öğretmene, işçiden memura ve emekliye, çiftçiden esnafa, mühendisten mimara, bankacıdan doktora, din görevlisinden akademisyene, gaziden askere, hemen her yaştan ve toplumsal kesimden misafirler yer aldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni ziyaret etmek için mektup yazanlar, kendi çabalarıyla mesleklerinde başarılı olanlar ve Cumhurbaşkanlığının daha önceki davetlerine mazeretleri sebebiyle icabet edememiş olanlar arasından oluşturulan davetlilere, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
MİLLETİN EVİNE HOŞ GELDİNİZ
Konuşmasına, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine hoş geldiniz” sözleriyle başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirlerin Ramazan ayını, yaklaşmakta olan Ramazan Bayramı’nı kutladı ve “Soframızı şereflendirdiğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” dedi.
ŞEHİT POLİSİN AİLESİNE BAŞSAĞLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, dün kaçakçılarla girdiği çatışmada açılan ateş sonucu şehit olan polis memuru Bünyamin Torğut’a Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar dileyerek, “Vakarıyla, irfanıyla, metanetiyle tüm Türkiye’ye örnek olan şehidimizin babası Mehmet İhsan kardeşimiz başta olmak üzere; tüm yakınlarına, polis teşkilatımıza ve milletimize başsağlığı dileklerimi sunuyorum” diye konuştu.
“BU MİLLETİN İÇİNDEN GELDİK; MİLLETLE İRTİBATIMIZI HİÇBİR ZAMAN KESMEDİK”
Türkiye’nin, doğrudan milletin oyuyla göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak, Külliye ve il ziyaretleri programlarında her fırsatta vatandaşlarla birlikte olmanın çabası içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görevde geçirdiği 9 aylık süreçte, 51 ili ziyaret ettiğini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde muhtarlarla 400’er kişilik gruplar halinde 7 toplantı yaptığını ve çeşitli vesilelerle hemen her toplumsal kesimden vatandaşla bir araya geldiğini söyledi.
Geçmişte bir siyasi parti liderinin kendisini ‘çağrıldığı her yere gitmekle’ suçladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz de cevap olarak dedik ki, ‘Evet, biz milletimizin çağırdığı her yere gideriz’. Çünkü biz bu milletin içinden çıkarak buralara geldik; ama milletle irtibatımızı hiçbir zaman kesmedik. Milletimizin davet ettiği yere gitmek veya milletimizi burada misafir etmek, bizim için ancak şereftir, onurdur, sevinç kaynağıdır.”
Hayatları boyunca güçlerini milletten değil; vesayetten, siyaset ve toplum mühendisliği çabalarından, hatta terör örgütlerinden alanların bu duyguyu anlayamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz milletimizle birlikte olmaya devam edeceğiz. Sıfatımız ne olursa olsun, hepsinden önce, bizim yerimiz milletimizin yanıdır” dedi.
“MİLLETİMİZİN BİZE LAYIK GÖRDÜĞÜ HER GÖREVDE DAHA FAZLA HİZMET ETMENİN ÇABASI İÇİNDE OLDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıllık siyasi hayatının her günün millete hizmet mücadelesiyle geçtiğini, bunun için gerektiğinde darbecilerin karşısına dikilip gerektiğinde cuntacılara meydan okuduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Hakkı ve hakikati savunmak adına gerektiğinde yedi düveli karşımıza almaktan çekinmedik. Milletimize en iyi hizmeti verebilmek, insanımızı en güzel imkânlara kavuşturabilmek için gece gündüz çalıştık. Eğitimde ve sağlıkta Cumhuriyet tarihimizin görülmeyen hizmetlerini verdik. Ulaşımda, adalette, emniyette, enerjide, tarımda hiçbir dönemde görülmeyen adımları attık. Hamdolsun milletimiz de bizim bu samimiyetimizi, bu gayretimizi karşılıksız bırakmadı. Şahsımı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak İstanbullular seçtiği zaman kurduğumuz partiyi ilk seçimde iktidara taşıdı. Bizi Başbakan yaptı, Cumhurbaşkanı yaptı. Biz de milletimizin bize layık gördüğü her görevde ona çok daha fazla hizmet etmenin çabası içinde olduk.”
“BİZİM İÇİN ASLOLAN MİLLETİMİZİN MENFAATLERİ VE BEKLENTİLERİDİR”
Önce İstanbul’da, ardından Türkiye’nin tamamında gerçekleştirdikleri hizmetlerin, ortaya koydukları eserlerin şahidinin bizatihi millet olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi için aslolan şeyin milletimizin menfaatleri ve beklentileri olduğunu, bugün de Cumhurbaşkanlığı makamında aynı anlayışla görevini yaptığını ve yapmaya devam edeceğini ifade etti. Yoluna bu şevk, heyecan ve azimle devam ederken sürekli ahlaka, vicdana, insafa, izana sığmayacak saldırılara maruz kaldığını söyleyerek, “Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de bize saldıranların bir süredir en çok istismar ettikleri konulardan biri” dedi.
“CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ, TARİHİMİZE VE KÜLTÜRÜMÜZE YAKIŞIR BİR DEVLET BİNASIDIR”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yapımında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihine, kültürüne, vizyonuna yakışır bir devlet binası inşa etmek niyetiyle yola çıktıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonuçta ortaya her Türk vatandaşının gönül huzuruyla ‘işte burası benim devletimi temsil eder’ diyebileceği bir yapının ortaya çıktığına inandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Değerli kardeşlerim, bu benim şahsi mülküm değil; burası sizin, yani milletin. Bugün biz varız, yarın başkaları gelecek. Biz onlara bir kalıcı yatırım gerçekleştirdik. Temsilde asla israf olmaz, temsil çok önemli. Yabancılar geldikleri zaman burayı görünce, ‘bu devlet büyük devlet’ diyorlar. Şöyle tarihe bir bakalım, bir de yeni dönemlere bakalım. Dünyanın dört bir yanından gelenler nereleri geziyor? Topkapı Sarayı’nı geziyor, gidiyor Sultanahmet’i, Süleymaniye’yi, Eyüp Sultan’ı, Fatih Camii’ni geziyor. Ankara’da şöyle gezilecek yerleri bir soralım, Ankara’da acaba kaç tane gezdirebileceğimiz yer var? Ama bakın şurada biz Beştepe Millet Camii’ni yaptık, geçen Cuma’dan bugüne hamdolsun cami her gün dolup taşıyor. Sadece Ankara’nın içinden değil, Türkiye’nin değişik yerlerinden, komşu vilayetlerden sağ olsunlar buraya vatandaşlarımız geliyor.”
KÜLLİYE HAKKINDAKİ TARTIŞMALAR: “İFTİRA AT, TUTMASA DA İZİ KALIR; DERTLERİ BU”
Konuşmasında, Beştepe Millet Camii yanında inşaatı süren ve yıl sonuna kadar açılacak olan kongre merkezi, bu yapıların alt kısmında inşa edilecek ve Türkiye’nin en büyük kütüphanesi olacak Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi ile çok amaçlı salon ve sergi mekanları hakkında da bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ne olduğu, nasıl hizmet verdiği ortada iken birtakım çevreler ısrarla tamamı yalan, yanlış ve iftira olan iddialarla buranın üzerinden bize saldırma çabasından hiç vazgeçmiyor” şeklinde konuştu.
Atılan bu iftiralarla ilgili olarak, geçtiğimiz günlerde medyada değeri 1 milyon lira olarak ifade edilen misafirleriyle yemek yediği masayı örnek gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, masanın suntadan olduğuna ve komik denecek bir rakama mal edildiğine, yemek servisinde kullanılan malzemelerin ise eski dönemlerden kalma olduğuna işaret ederek şöyle dedi: “Vurabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Tutar mı? Tutmaz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Ama dert şu: İftira at, tutmasa da izi kalır, yaptıkları iş bu. İftiracılarda utanacak yüz, mahcup olacak karakter bulunmadığı için özür dilemek veyahut da böyle bir ahlaksızlığı yapmayacağız diye bir anlayış yoktur.”
“Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış” deyişini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yalanlarla, bu iftiralarla uğraşmaktan bıktıklarını, medya vasıtasıyla, gerekse halkla ilişkiler birimleri aracılığı ile doğruyu millete anlatmaya devam edeceklerini söyledi ve “Bizim için önemli olan; milletimizin vicdanında ibra edilmektir. Orada herhangi bir kırık notumuzun inşallah bulunmadığına inanıyorum” dedi.
“DÜNYANIN TÜM MAZLUM, AMA ONURLU KAVİMLERİYLE GÖNÜL BAĞI OLAN BİR MİLLETİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 780 bin kilometre vatan toprağından ibaret olmadığını, anavatan kadar değerli, anavatan kadar anlamlı, anavatan kadar hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir coğrafyamız olduğuna vurgu yaparak şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunların bir kısmıyla doğrudan akrabalık bağlarımız bulunuyor. Bugün ülkemizde Balkan veya Kafkas kökenli komşusu, arkadaşı, tanıdığı olmayan yok gibidir. Aynı şekilde Orta Asya’daki kardeşlerimizle soy birliğimizin ötesinde binlerce yıllık bir kültür birliğimiz, medeniyet birliğimiz var. Orta Doğu, Kuzey Afrika deseniz, zaten yüzyıl öncesine kadar etle tırnak gibi olduğumuz, her şeyimizin müşterek olduğu coğrafyalardır. Afrika, tarihimizin ve vicdanımızın bize bir emanetidir. Biz Amerika’daki yerlilerden, Kutuplardaki eskimolara kadar dünyanın tüm mazlum, ama onurlu kavimleriyle gönül bağı olan bir milletiz. Geçmişte yakın zaman dilimlerinde hâkimiyet kurduğumuz coğrafyalarda biz eser bırakırken, diğer ülkeler sömürge yarasından başka bir şey bırakmamıştır. Bugün de çevremizde yaşanan hadiselere aynı anlayışla yaklaşıyoruz. Irak, Suriye, Mısır, Libya ve Filistin’de tarihî misyonumuza uygun bir duruş sergilemeye çalışıyor, aynı hassasiyetle sınırlarımız içinde 2 milyona yakın kardeşimizi barındırıyoruz.”
“BİZ ENSARIZ, MUHACİRLERE KAPIMIZI AÇIYORUZ VE AÇMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ”
Kobani’den gelen 190 bin Suriyeli Kürt vatandaşının Türkiye’de ağırlandığını, yedirilip içirildiğini, onlardan yaklaşık 70 bininin geri döndüğünü, kalanların ise aynı itina ile misafir edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bunu yaptığımız halde dezenformasyonla, Kobani ile ilgili hakkımızda birçok iftira attılar. Değerli kardeşlerim, biz at denize balık bilmezse Hâlik bilir anlayışıyla yola devam ediyoruz. Biz ensarız diyor ve muhacirlere kapımızı açıyoruz ve açmaya da devam edeceğiz. Bu hasletlerimizi terk ettiğimiz gün, bizim artık dünyaya, insanlığa ve daha önemlisi kendimize söyleyecek hiçbir sözümüz kalmaz. Biz asla böyle bir duruma düşmedik, düşmeyeceğiz. Bunun için ülke olarak, millet olarak güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Demokraside, ekonomide, kalkınmada, savunma sanayinde, teknolojide velhasıl tüm alanlarda elde ettiğimiz her başarı aynı zamanda kardeşlerimizin başarısıdır. Yine bizim yaşadığımız her sıkıntı, maruz kaldığımız her saldırı, aynı zamanda kardeşlerimizin üzüntü kaynağıdır.”
Bunu, gittiği her yerde sayısız defa görüp yaşadığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakü Olimpiyat Stadı’nda on binlerce kardeşimizin gözlerinde gördüğüm sevgiye, Ocak ayında Mogadişu’da şahit olmuştum. Mayıs ayında Saraybosna’da, Tiran’da şahit olduğum sevgi yumağıyla Şubat ayı sonunda Medine’de de karşılaşmıştım” dedi. Gittiği yerlerde karşılaştığı muhabbet, sevgi ve coşkunun kendi nezdinde Türk milletine karşı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim bu en kıymetli hazinemizi heba etmeye asla hakkımız yok” ifadelerini kullandı.
“MECLİS’TE BAŞKANLIK DİVANI OLUŞTURULUNCA GÖREVLENDİRMEYİ YAPACAĞIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan belirsizlik durumunun sağlıklı bir şekilde geride bırakmak mecburiyetinde olduğumuza, bu kritik dönemde meselelerin çözümü için inisiyatif alan, fedakarlık yapan herkesin milletin gönlünde değer kazanacağına dikkat çektiği konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Şu anda biliyorsunuz Meclis’te Başkanlık Divanı oluşacak. Bunlar bittikten sonra da Cumhurbaşkanı olarak ben görevlendirmeyi yapacağım ve ondan sonra da hükümet kurma süreci başlayacak. Tüm siyasi partilerimizin ve onların genel başkanlarının bir sorumluluk duygusuyla hareket etmelerini, Meclis Başkanlık Divanı’nın kurulmasının ardından başlayacak olan koalisyon görüşmelerinin yapıcı bir şekilde yürütülmesini ve sonuçlandırılmasını, bir an önce hükümetin kurulmasını temenni ediyorum.”