ERZURUM (İHA) - İstanbul Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı A. Hadi Atalar, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın Erzurum’un adının değiştirilmesi yönünde TBMM’nde verdiği teklife sert tepki gösterdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na, Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanlığı tarafından Diyarbakır milletvekili Altan Tan imzasıyla “Erzurum İlinin Adının ve Erzurum’da Bulunan Bazı İlçe Adlarının Değiştirilmesi Hakkında” kanun teklifi verildiğini dile getiren Atalar, “Adı geçen şahıs kanun teklifinin gerekçeler başlıklı bölümünde, teklif ettiği kanunun gerekçesi olarak; Erzurum ilinin adının eski yüzyıllarda kullanılan haliyle ve bazı ilçelerin adlarının ise eski adları ve bölge sakinlerinin kullandıkları adlarla değiştirilmesinin amaçlandığını öne sürmüştür.
Tarih boyunca ERZURUM şehri, Rumlar tarafından TEODOSİOPOLİS, Ermeniler tarafından KARİN, Müslümanlar tarafından KALİKALA, şehre sonradan gelen mülteciler tarafından ise ERZEN olarak isimlendirilmiştir.
İlk İslam halifeleri zamanında yapılan fetihlerde bölgede üç adet ERZEN şehrinin varlığı söz konusudur. Bunlardan birincisi İran’ın Şiraz şehri yakınlarında, ikincisi Siirt ve Silvan arasında, üçüncüsü ise bugünkü ERZURUM şehrinin bulunduğu yerdedir. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in kardeşi İbrahim Yınal’ın 1048’de ERZURUM şehrini fethini müteakip söz konusu ERZEN şehirlerinin karıştırılmaması içinERZURUM şehrine muhtelif tarihi metinlerde, kitabelerde ve basılan paralarda belgeleriyle sabit olduğu üzere ERZ-İ RUM, ERZEN-İR RUM, ERZEN-ER RUM, ARZ-I RUM gibi isimler verilmiştir. Şehrin bu muhtelif isimleri bin yıllık tarihi süreçte Türk’ün zekasından süzülerek ERZURUM adını almıştır.
Adı geçen şahıs verdiği kanun teklifinde aklı sıra Erzurumlulara, ERZURUM tarihi ile ilgili tarih dersi verme cüretini de göstermiş ve yukarıda zikrettiğimiz “ERZ-İ RUM”, “ERZEN-İR RUM”, “ERZEN-ER RUM”, “ARZ-I RUM” isimlerini “ERZEN-RUM” şeklinde zikretmiştir. Fakat önerdiği kanun teklifi metninde ise, teklifinin gerekçe bölümünde vermeye çalıştığı tarih dersiyle çelişerek “ERZEN-RUM” olarak zikrettiği şehrimizin adının “ERZEROM” olarak değiştirilmesini teklif etmiştir. Dolayısıyla adı geçen şahsın kanun teklifinde talep ettiği isim için belirttiği gerekçeler arasında “ERZEROM” ismine ilişkin bilimsel, tarihsel, sosyal veya kültürel gerekçeler yer almamaktadır. Kanun teklifi bu haliyle bilimsel ve hukuksal dayanağı olmayan, teklif sahibinin gerekçeler bölümünde açıkça zikredemediği ancak bizim çok net şekilde algılayabildiğimiz bir takım gizli niyetler ve emeller taşıyan bir paçavra hükmündedir” diye konuştu.
Atalar, açıklamasında şunları kaydetti; “Şehr-i Mübarek ERZURUM’umuzun ismini Erzerom olarak zikredenlerin ekseriyetle Ermeniler ve Fransızlar olduğu tarihi gerçeğinden hareketle teklif sahibinin aşağıdaki husularda kamu oyunu aydınlatmasını talep ediyoruz:
TEKLİF SAHİBİ ERMENİ VEYA FRANSIZ KÖKENLİ MİDİR?
Teklif sahibi Ermeni kökenliyse ( masum ve hala ve hala millet-i sadıka olarak görmek istediğimiz Ermeni vatandaşlarımız kesinlikle ayrı tutulmak üzere) atalarının, ERZURUM’DA 3 günde 13.273 ( Onüçbinikiyüzyetmişüç ) Müslümanı katleden Taşnak ve Hınçak çeteleriyle bir ilişkisi olmuş mudur?
Teklif sahibi Ermeni veya Fransız değil ise şehrimizin isminin niçin Ermeni ifadesiyle değiştirilmesini teklif etmiştir?
Teklif sahibinin gerçekleştirdiği bu girişim, mensup olduğu siyasi partinin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın son ABD ziyaretinde Ermeni TAŞNAK partisi liderlerinden Hagop Der Khatchadourian ve Garo Armenian ile yaptığı görüşmede karar verilen bir takım gizli Kürtçü - Ermeni işbirliği çalışmalarının bir parçası mıdır?
Teklif sahibi, bu teklifini yaparken, gerekçeler bölümünde belirttiği “ bölge sakinlerinin kullandıkları adlarla değiştirilmesi” saçmalığını bölgede yaşayan kaç kişiye sorarak dile getirmiştir?
Her türlü bilimsel ve sosyal etütten yoksun bu girişim masum bir kanun teklifi olmanın ötesinde ERZURUM’un ve Erzurumlu’nun sinir uçlarına doğru yapılan bir sondaj niteliği taşımaktadır. ERZURUM’un Türk varlığı üzerine hayaller kuranlar şunu asla ve asla hatırlarından çıkarmamalıdırlar ki, ERZURUM şehri kendisi üzerine oyun oynayanların hayallerini kabusa döndürecek güçte ve kudrettedir.
Muhataplarınca bilinmelidir ve asla hatırdan çıkarılmamalıdır ki;ERZURUM şehrinin ve onun yiğit ve vatansever evlatları DADAŞLARIN asil yumruğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, şehit dedelerimizin kanlarıyla sulanmış Türk’ün aziz ve mukaddes vatanının ve Şehr-i Mübarek ERZURUM’umuzun birliğine, dirliğine, bütünlüğüne ve beraberliğine kast edecek bütün dahili ve harici hainlerin ve bedbahtların tepelerine inmekten tarih boyunca çekinmemiştir ve bundan sonra da çekinmeyecektir.
Erzurumluya tarih dersi verme cüretini gösteren bedbahtlar ve hadsizler Erzurumlulardan nasıl tarih dersi alabileceklerini tarihimize bakarak öğrenebilirler.
Takdir edilmelidir ki; söz konusu kanun teklifine ilişkin olarak ERZURUM kamuoyunun tek vücut olarak tepki göstermesi büyük önem arz etmektedir. Şehrimizin mukadderatına ilişkin bu kadar cüretkar bir girişim karşısında, hemşehrilerimizin, başta değerli milletvekillerimizden olmak üzere, mülki ve idari yönetimlerimizden, üniversitelerimizden, siyasi partilerimizin teşkilatlarından, sivil toplum kuruluşlarımızdan ve şehrimizin sivil kanaat önderlerinden bu konuda hassasiyet göstermelerini bekledikleri aşikardır. Böylesine cüretkar bir girişime sessiz kalmanın tarihi vebalinin büyüklüğünü kamuoyunun takdirine bırakarak bütün Erzurumlu hemşehrilerimizi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve aziz Türk vatanının bütünlüğü için bir olmaya ve diri olmaya çağırıyoruz.
İstiklal Savaşı’mıza ERZURUM’dan ilham ve şevk veren Albayrak gazetemizin acı ve elem dolu o günlerde kararlılıkla vurguladığı“Vilayet-i Şarkiyye Ermenistan Olamaz !.. ” gerçeğini dosta ve düşmana bir kere daha hatırlatarak, ERZURUM üzerine hayaller kuran hainlere ve bedbahtlara diyoruz ki; “ Vilayet-i Şarkiyye Kürdistan da olamaz !..”
Çünkü; “ Vilayet-i Şarkiyye Türk’ün ana vatanıdır.”