ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
 Erzurum'da yoğun kar yağışı etkili oluyor
 Erzurum'da yoğun kar yağışı etkili oluyor
 Erzurum’da Siberağ-13 operasyonu
 Erzurum’da Siberağ-13 operasyonu
Bingöl karayolunun bir kısmı tır trafiğine kapandı
Bingöl karayolunun bir kısmı tır trafiğine kapandı
Çiftçi’den muhtarlarla sağlık istişaresi
Çiftçi’den muhtarlarla sağlık istişaresi
Emniyetten öğrencilere motivasyon desteği
Emniyetten öğrencilere motivasyon desteği
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
30 Aralık 2011 Cuma - 00:59

‘Ben RTÜK Başkanıyken’

Oğuzhan Saygılı/Radyo Televizyon Üst Kurulu, 90’lı yılların ortalarından itibaren radyo ve televizyon kanallarına verdiği, -uyguladığı sansür niteliğindeki- cezalar ile dikkatleri üzerine çekti. RTÜK’ün görevi, işleyişi, kurumsal yapısı hakkında açıkçası kamuoyunun çok net ve sahih bilgi sahibi olmadığını söyleyebiliriz. RTÜK’ü daha yakından tanımak isteyenler için bir kitaba atıfta bulunacağım.

‘Ben RTÜK Başkanıyken’

Radyo Televizyon Üst Kurulu, 90’lı yılların ortalarından itibaren radyo ve televizyon kanallarına verdiği, -uyguladığı sansür niteliğindeki- cezalar ile dikkatleri üzerine çekti. RTÜK’ün görevi, işleyişi, kurumsal yapısı hakkında açıkçası kamuoyunun çok net ve sahih bilgi sahibi olmadığını söyleyebiliriz. RTÜK’ü daha yakından tanımak isteyenler için bir kitaba atıfta bulunacağım.  
2000–2005 yılları arasında RTÜK üyeliği, bu görevin ilk iki yılında da RTÜK başkanlığı görevinde bulunan eski başkan, gazeteci, Nuri Kayış, RTÜK’lü yıllarını kaleme aldı.[1] Yazar, “Ben RTÜK Başkanıyken” isimli kitabında RTÜK’ün kuruluş amacından çalışma şartlarına, işleyişinden kurumun yapısına kadar birçok konuda gözlem ve tespitlerini yer yer ironiye başvurarak anlatır.
Kayış, RTÜK’ün kuruluş öyküsüne kısaca değinir. 1990’da özel radyo ve televizyon yayıncılığı mantar gibi çoğalır. 24 Nisan 1994’e kadar yayın yapan yüzlerce kanal kanuna göre suç işlemektedir. Kaçak yayının kontrol altına alınması için Meclis tarafından kabul edilen RTÜK Kanunu yürürlüğe girer. Bu kanuna dayanarak TBMM 9 RTÜK üyesini seçer. Yazar, RTÜK’ün kuruluşunu “Türkiye, nur topu gibi bir KİT’e daha kavuşmuştur” diye anlatır. RTÜK’ün asli iki önemli görevini açıklar: “Radyo ve televizyonların frekans planlarını yapmak, bu planlar gereğince ihaleleri gerçekleştirmek, yayın kargaşasına son vermek, kamuya ait bir değer olan frekansların bedelsiz kullanımını önleyerek devletin kasasına milyarlarca doların girmesini sağlamak. Diğeri de Radyo ve televizyon yayıncılığının, kanunda belirtilen yayın ilkeleri çerçevesinde olması için gerekli önlemleri almak, aksine davrananlara lisans iptaline kadar giden müeyyideleri uygulamak.”(s.8-9)
Kitaptan anlaşıldığı üzere RTÜK kuruluş amacına uygun olarak bir türlü yol al(a)mamıştır. Devletin bütçesine bir kaynak oluşturulmasına yönelik, planlan(1994-2005) 3 frekans ihalesi muhtelif sebeplerden yapılamamıştır. Yazar, RTÜK’ün diğer amacına kısmen uyulduğunu kitabında beyan eder.
                Eski Başkan, Radyo ve televizyon programlarını denetlerken kantarın topuzunu zaman zaman aştıklarını itiraf eder. “İmranlım bir yana, dünya bir yana” türküsünü yayınlayan bir radyo kanalına “İmralılım bir yana, dünya bir yana” şeklinde anlayıp Terörist başı Abdullah Öcalan’ı kastediyor diye yorumlayıp radyoyu altı ay kapatma cezası verdiklerini, durumun basına yansımasıyla hatalarını geri düzelttiklerini vurgular. (s.61) Başkanın bir televizyon programında konuşması yüzünden az kalsın konuştukları televizyona da kapatma cezası vereceklerini söyler. Bu durumun ayrıntısına kitapta değinir. Kurulda görüş farklılıkların çok yaşandığını, BBC ve Almanya’nın Sesi kanalının Türkçe yayınını hızlarını alamayarak kapatmak zorunda kaldıklarını belirtir. Daha sonra da bir diplomatik bir krize dönüşen durumun nasıl düzeltildiğini anlatır.
                Kayış, üyeler arasında kavganın, hakaretin, küfrün hiç eksik olmadığını “Kurulun Adana Adliyesi” ndengeri kalır tarafı olmadığını söyler.RTÜK’ün Başkan ve üyelerine (9) makam odası olarak tahsis edilen dairelerin 160 metrekare olduğunu, DDK’dan Üst Kurul’a gönderilen bir yazıya göre; 9 üyenin 7’sinin yaklaşık iki yıllık görev süresince Kurul toplantılarına 17 ile 47 kez arasında katılmadıklarını beyan eder.(s.18)
RTÜK üyelerinin Mecliste partiler adına seçilmesinin siyasetin emrine girebilen bir yapı oluşturduğunu, anlatmaya çalışır. Siyasilerin iş bitirmek için kapılarını zaman zaman çaldıklarını, genellikle seçim bölgesindeki ceza alan televizyon ve radyo kanallarının cezasının kaldırılmasına yönelik geldiklerini anlatır. Bir vekil de kendisi hakkında olumsuz yayın yapan televizyon kanalını cezalandırmak için talep de bulunur. Böyle bir yetkilerinin olmadığını söyleyen başkana ısrar etmeye devam edince, milletvekili yüreğinden geçeni dışa vurur: “Meclis’te senin için verdiğim oydan dolayı pişmanım. Fena halde yanılmışım. Oyum haram zıkkım olsun…”(s.60)
               Yazar, televizyonların şikâyet için adeta birbirleriyle yarıştıklarını, bazı televizyon kanallarının rakiplerinin açıklarını yakalayıp ihbar etmek için özel ekipler kurduğunu anlatır. Bu ekiplerin rakip kanalların yayınlarını banttan didik didik inceleyip kendilerince kanun ve yönetmenliğe aykırı olan kanalları RTÜK’e ihbar eder. Örneğin, ATV’nin böylesi bir yönteme başvurması yüzünden RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi uzmanları haftalarca inceleyip rapor haline getirmek için çalıştığını söyler.(s.26)
Kitap, belli bir kronoloji takip edilerek yazılan hatıralardan daha ziyade kayda değer, olay ve olgular üzerine tespitler içermektedir. Eseri okurken yer yer insanın “acaba Aziz Nesin’in hikâyelerini mi okuyoruz” diyesi geliyor. Buna birkaç örnek verebiliriz. Kurumda 14 memura karşılık, 75 şefin olduğunu, kurulun şoförlerinin 5’inin de şef kadrosunda olduğunu öğreniyoruz. RTÜK’ün görevlerinden biri de kuruma verilen yetkiye dayanarak TRT Genel Müdürü ve yönetim kurulu adaylarını belirlemeye çalışır. Eski başkan, aday adayların kendilerine dilekçeyle müracaat ettiğini belirtir. Anlaşıldığı kadarıyla koskoca TRT’yi yönetecek kişilerde fazla vasıf aranmıyor. Yurtdışında görev yapan akademisyenden F Tipi Cezaevi Müdürüne, TRT Trabzon Bölge Müdürlüğü ambar şefinden, PTT Genel Müdürlüğü müşavirine kadar TRT Genel Müdürlüğü’ne aday adayı olabiliyor.
                Yazarın tespit ve gözlemleri kendi görev yaptığı -2000-2005 yılları arasını- kapsar. Kitaptan anlaşıldığı üzere görevlerini yerine getiren, sorumluluklarının farkında olan kurum yetkilileri olmakla birlikte ehil olmayan insanların fazlalığı dikkat çeker. Halkın önemli bir kesiminin RTÜK’ten daha fazla beklenti içerisine girdiğini, oysaki kanunun kuruma verdiği yetkilerin tasavvur edildiği gibi olmadığı hemen fark edilecektir. RTÜK’ün yapısına, işleyişine içerden bakmak isteyenler için “Ben RTÜK Başkanıyken”, önemli bir eser olarak değerlendirilebilir.
[*] Eğitimci, E-posta: ikizkuyu@yahoo.com
[1] Sedat Nuri Kayış, Ben RTÜK Başkanıyken, 157 sayfa, 1.Baskı, 2006, İstanbul, Remzi Kitabevi
 
 
 
 
 

 
Umre kayıtları başlıyor
 
Doğu’da kadın istihdamı geriliyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Görmez ‘Din Gerçeği’ni anlattı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Dışişleri Bakanlığı tarafından ...
‘Osmanlı arşivlerine güveniyoruz’
Kağıthane'de yapımı devam eden "Osmanlı Arşiv Sitesi"nde incelemelerde ...
Diyanet TV kuruluyor
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet TV’nin Ramazan ...
 
Akdağ Sağlık Gündemi’ni değerlendirdi
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ Türkiye’nin sağlık gündemini değerlendirdi. ...
Özden: ‘Organ bağışı bir insanlık görevi’
Estetik-etik bakımdan organ nakli ve bağışını değerlendiren Atatürk Üniversitesi ...
Kur’an Kursları Diyanet’te buluşuyor
Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’de hafızlık eğitimi veren 100 Kur’an ...
 
‘İnkar yasası Fransa'nın elinde patlar’
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi ...
“Din dili propagandaya başvuramaz”
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ...
Nihayet doğru yol bulundu
Kredi kartına sınırlama Kredi kartında tek limitinin, yıllık gelirin yüzde ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
“Merhamet” Politikası ve Terör
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Kasadaki Altın Saatler
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Kağıt gazete dönemi bitti!
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Sosyal Medya ve Siyaset: Ahlakın Kaybolduğu Yer mi?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper Gibi Derman Olacaksın !
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva