KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, Türkiye'de yaygın olan batıl inanışları kendi internet sitesinde derledi.Birlikte yaşayanlar arasında korku, çaresiz, rastlantılardan doğan batıl inanışların ilk insanın var oluşundan günümüze kadar sürüp geldiği bildirildi. Çoğunun bilimsellikle, akılla, çağdaşlıkla ve dinsel inançla bir ilgisi olmadığı belirtilen incelemede, bu tür inanışların insanoğlunun gönlünden, beyninden, vicdanından sökülüp atılamadığı vurgulandı.
//BAKANLIĞIN DERLEMELERİ
Bakanlığın ‘www. kültür gov.tr’de derlediği batıl inanışlar arasında, ziyaret yerlerindeki ağaçları kesenler çarpılacağı, bir çocuğun sürekli ağlaması halinde o evde mutlaka ölüm meydana geleceği, türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişilerin çarpılacağı, ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse, ayakkabı sahibinin tez vakitte öleceği gibi düşünceler yer alıyor. Rüyada ölü görmenin diriye işaret olduğu ve misafir geleceğine hükmedildiğinin ifade edildiği araştırmada, resim yapmak günah olduğu için resim yapan kişinin ahrette ona can vereceği, resim olan yerlerden meleklerin kaçtığı, kırık aynanın uğursuzluk getireceği, ölünün elbiselerini giyenin ömrünün uzun olacağı, ölü evden çıkarılmadan üzerinden kedi atlarsa ölünün hortlayacağına inanıldığı kaydediliyor.
//GARİP İNANIŞLAR
Ev yılanın o evin bekçisi olduğuna inanıldığının belirtirildiği araştırmada, ilginç batıl inanışlara yer veriliyor: İşte o inanışlardan bazıları:
“Mezarlıkta sigara içilmez. Bir kimsenin bitlenmesi yakın zamanda öleceğine işarettir.
Kurtlar uluyunca inekleri yemesinler diye gökten ağızlarına yiyecek düşer. İlk yaylaya çıkışta sığırların ortasından bir yabancı geçerse sığırlar hamile kalmaz, doğum yapmazlar. Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım gelir. Bir kişi gerdeğe girmeden önce yanlışlıkla kediye basarsa başarısız olur. Köpeğin vakitsiz gece havlaması, horozun vakitsiz ötmesi, öküzün gece böğürmesi kötü şeylere işarettir. (Düşman saldırısı, deprem, doğal afet) Köpek havaya doğru bakarak havlarsa kan dökülecek demektir. Tavuğun horoz gibi ötmesi uğursuzluktur, öten tavuk kesilir. Kediyi Hz. Ali sıvazladığı için hiçbir zaman sırtüstü düşmez. Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir. Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner. Tencerede su boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır. Hastalanan hayvanları ateşten geçirmek iyidir. Külün üstüne su dökülmez, küçük abdest yapılmaz. Karaağaçtan beşik, sandık yapılmaz. İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür. Tarlada zina yapılırsa bereket olmaz. Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır. Ekin ekili tarlada küçük abdest yapılmaz, cinsel ilişkide bulunulmaz. Çocuğun bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur. El yıkanırken önce sağ elden başlamalı, önce sol elden başlamak uğursuzluk getirir. Çorap giyilirken ayağın Kıbleye doğru uzatılması doğru değildir. Sağ avuç kaşınırsa para gelir, sol avuç kaşınırsa elden para çıkar. Akşam tırnak kesilmez. Akşam sakız çiğnenmez, akşam çiğnenen sakız ölü etidir. Hamile kadın aş ererken neye bakarsa doğacak çocuk ona benzeyecektir. Gece gizlice ay ışığında, gölgede yıkananlar ay gibi parlak olur.
//YILDIZ KAYARSA
Yıldız kaydığında bir insan ölür. Dolunayda doğan çocuk uğurludur, geleceği ışıklıdır. Dolunayda doğan kızlar ay gibi parlak ve güzel olur. Gece aya doğru tükürmek, sövmek uğursuzluk getirir. Güneş güzele vurur. Kırklı kadın evden fazla uzaklaşmaz. Kırklı çocuk yalnız bırakılacağı zaman başucuna bıçak, soğan, sarımsak bırakılır. Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı öldürülmez. Bunlar yapılırsa yeni doğacak ne varsa anasının karnında hıdırellez eğrisi olur. Arife ve bayram günü ağaç kesilmez. Bayram günü tıraş olunmaz. Gece göle girmek iyi değildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde yıkanırlar. Geceleri su üzerinden atlanmaz. Kaynayan suya bıçak sokulmaz. Akşam soğan yenen yere melekler gelmez. Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur. Gece ıslık çalmak günahtır. Akşam kapının önü süpürülmez. Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür. Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır. Bıçakla ekmek kesilmez, evin bereketi kaçar. Bismillah demeden yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla birlikte yemek yer. Kapının önünde oturan kişi iftiraya uğrar. Duvar dibinde uyumak iyi değildir, insan çarpılır. Evin içerisi temiz olmazsa oraya melekler değil şeytanlar gelir. Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir, uğurludur. Nisan yağmurunda ıslanmak insana sağlık verir. Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur.
//DOLU YAĞARSA
Dolu ilk yağdığında birkaç tane yemek sağlığı iyi gelir. Beş taş oynamak kuraklığa işarettir. Şimşek çaktığında yere bıçak saplanır. Ocak ayının birinci günü görülen kimse sana iyi gelirse o yıl yaşarsın, iyi gelmezse hasta olursun. Cuma günü ana rahmine düşen çocuk bilgili olur. Pazartesi başlanan işler ağır gider. Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içerisinde ve bereketli olur. Kadının yolda erkeğin önünü kesmesi uğursuzluktur. Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz. Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez. Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur. Yarım çay içen kadın dul kalır. Ava gidecek kişinin önünden kadın geçerse avlanamaz. Bundan dolayı o kişi ava gitmekten vazgeçer. Ava giden kişinin arkasından karısı süpürge atar. Ayakkabının ters gelmesi hastalığa işarettir."